Sweet Gangster/Minsung

Temizlikçi

Depoya geleli bir hafta olmuştu. Tek yaptığım temizlik, çamaşır ve yemekti. Bu adam yalnız nasıl yaşıyordu diye sormaktan kendimi alamıyordum. Aslında anlamayacak bir şey yok, her yeri bok götürüyordu. Ama ben tüm depoyu mis gibi yapmıştım.

Şimdi ise günlük rutin temizliğimi yapıyordum. Yatağın çarşafını değiştirmiş, yanındaki komidini silmiştim.Her zaman olduğu gibi merakıma yenik düşmüş çekmeyi açtım. Çekmecede gördüğüm xl kondomları elime alıp baktım "vay be Felix haklıymış. Neyse canım bana giren çıkan bir şey yok. Ne düşünüyorsam bunları!"

Kendi kendime triplere girip, çekmeceyi kapattım.  Temizlediği devam edip bazayı kaldırdım. Bazanın altında gördüğüm silah yığını ile korkup geri kapattım. Tanrım adamın yanına gangster olmak için geldim, daha silahlara dokunmayı geç, bakamıyordum bile, eğer bunu fark ederse beni kapı dışarı edebilirdi.

Bütün depoyu temişlemiş, yemekleri yapmış şimdi ise geceleri uyuduğum kanepeye oturmuş, Dori'nin tüylerini okşuyordum. Kedi ile aramda duygusal bir bağ olmuştu. Gün içinde birlikte kalıp, birbirimizle çok fazla zaman geçiriyorduk.

Deponun kapısı açıldı, Lee Know gelmişti. Onun arkasından tilki suratlı biri içiri girdi. Tilki çocuk bana garip şekilde bakıyordu. O kadar garip ve dikkatli baktı ki kendime bakma ihtiyacı duydum. Televizyon ekranına yansıyan görüntüm bana neden baktığının cevabı vermişti.

Kafamda sabah yüzümü yıkarken taktığım tavşan kulaklı saç bandı, üzerimde salaş değişik desenleri olan oversize bluz, zincir detayı olan dizlerimin biraz üzerinde kot şort, uzun beyaz çoraplarım ve pembe pufuduk terliklerim ile bir gangsterin evinde oldukça tuhaf durduğumu bende kabul etmiştim.

Lee Know ilerleyip mutfağa geçmiş, tilki surat ise karşıma geçip koltuğa oturmuştu.

"Selam"

Kısık sesle "selam" dedim. Bir süre sonra karşımdaki şahsın bakışlarından rahatsız oldum. Bu yüzde kalkıp Lee Know'un yanına gitmiştim.

Lee Know tencerelere kapaklarını açıp baktı. Gözlerini kapatıp yemeklerin kokusunu içine çekti. Bu görüntü eserimle gurur duymamı sağlamıştı.

"Masayı hazırlayayım mı?"

Yavaşça bana dönüp baktı. Bu adamın her bakışında kendimi çıplak hissetmekten kurtulmam gerekiyordu.

"İç muhaseben bittiyse neden olmasın?"

"Ha?"

"Olur çok acıktım dedim"

Yemeğin birinin üzerine sonradan eklemem gereken maydanozu doğramak için doğrama tahtamı ve favori bıçağımı çıkardım. Bıçağım küçük ama oldukça keskindi, rahatlıkla bir adamda derin bir kesik açardı. Gangsterin evindeki bıçaklar bile böyle oluyordu sanırım.

"Hyung hangi temizlik şirketi ile çalışıyorsun?"

"Ne saçmalıyorsun Jeongin?"

"Bu kadar sevimli bir temizlikçiyi nereden buldun. Numarası varsa bana da gelsin diyecektim. Biraz güzel zaman geçirirdik."

İşte koptuğum andı. Eskiden böyle bir çocuk değildim fakat sonradan yaşadıklarım bana sonuna kadar saldır ya da kaç olayını öğretmişti. Arkamı döndüğüm gibi tilki suratın yanındaki ağaç direğe bıçağı sapladım. Aslında bilerek ıskalamıştım. Bu da benim sırrımdı.

"Oha bana bıçak mı attın sen piç kusuru?"

"Beynini delerdim ama şükret daha yeni temizlik yaptım" tamam silahlardan korkardım ama benimde yeteneğim buydu. Büyükbabam başta dart oynamayı sevdirmişti. 13 yaşıma geldiğimde ikimizin sırrı olan; bıçaklarla dart oynamaya başlatmıştı. Okuldaki zorbalarımdan bu şekilde kurtulmuştum.