Sweet Gangster/Minsung

Nefes al!

"Müşteri geldi ona bak istersen!" dedi Alejandro.

"Tamam!" Kendime çeki düzen verip tekrar döndüm ve "buyrun ne istersiniz?" dedim.

"Jisung?"

~~~~~~~~~~

Lee Know'un buraya geleceğini tahmin ediyordum ama direk beni bulması tahmin ettiğim bir şey değildi. Göz göze geldiğimiz de bana şaşkınlıkla baktı. Baştan aşağı beni süzdükten sonra yavaşça kaşları çatıldı. Ona aldırmayıp işime devam etmeye çalıştım.

"Buyrun ne alırsınız?"

Minho, burnundan sesli bir nefes verip, kendini toparlamaya, biraz sakinleşmeye çalıştı. "Bu siktiğim gece kulübünde, bar tezgahının arkasında ne işin var?" dişlerini sıkarak söylediği şey ile tırsmıştım.

"Burada çalışıyorum artık!"

"Ne demek burada çalışıyorum?"

"Bana defolup gitmemi söyleyen sendin bende istediğini yaptım, daha ne istiyorsun? Artık yanında sana ayak bağı olacak kimse yok."

"Sana defolmanı söylemedim." Çalan telefonla sustu. Bu zamansız aramalar çok sinir bozucuydu.

"Minho adamımız localara geçti. Jeongin ön çıkışı Minjae ise arka çıkışı tutuyor, harekete geçmek için seni bekliyoruz."

"Tamam geliyorum"

"Sakın bir yere kaybolma seninle görüşeceğiz!"

O kadar sinirliydi ki korkudan dizlerim titredi desem yalan olmazdı. Bir süre öylece arkasından baktım. Daha sonra Minho'nun kalktığı yere oturan müşteriye içkisini verip, Minho'nun ekibinden kimse var mı diye bakmaya başladım ama gözüme çarpan tanıdık kimse olmayınca işime geri döndüm.

Yaklaşık kırk dakika geçmişti. Hala kalabalık olan kulübe yeniden göz attığımda yine tanıdık kimseyi görememiştim.

Varlığını unuttuğum telefonumun titreşimi ile kalp atışlarım hızlanmıştı. Minho dönmemişti, acaba arayan o mu diye düşündüm. Telefona baktığımda Felix'in aradığını gördüm.

"Evet Lixie?"

"Hemen benim odama geç ben gelene kadar kapıyı açma!"

"Ne diyorsun Felix? Korkutma beni!!"

"Dediğimi yap korkacak bir şey yok ama lütfen acele et!"

"Tamam tamam hemen geçiyorum, sen de çabuk gelip, bana ne olduğunu açıklarsan iyi edersin"

"Tamam"

"Alejandro ben kaçtım! Felix çağırdı."

"Tamam burayı hallederim sen git"

Ona gülümsemiş hızla Felix'in odasına çıkmıştım. Odaya girip hemen kapıyı kapatıp ne yapacağımı bilmez şekilde geniş alanda gidip geliyordum. Aşağıda neler oldu, Felix ve Minho karşılaştı mı çok merak ediyordum.

------------

"Mekanımda ne yapıyorsunuz?" Felix yanındaki korumalara güvenerek Seul'un en korkutucu adamlarına kafa tutuyordu. Aslında daha çok elindeki koza güveniyordu.

"Bak dostum, seninle bir işimiz yok"

"Benim kulübümde resmen kovalamaca oynuyorsunuz ve bana kalkıp seninle işimiz yok mu diyorsunuz? Güldürme beni!"

Minho ve Chan geri dönmüştü. Felix ile konuşan Changbin ve Minjae'nin yanına gelmişti. Minho sinirle Minjae'nin baktı. "Sersem! seni neden oraya koyduk, adamı gözden kaçırma diye değil mi? Adamı nasıl gözden kaybedersin!?"