AİLE OLMAYI UNUTMAK?

374 23 8
                                    


BÖLÜM ŞARKISI - KENDİME YALAN SÖYLEDİM


Bazı insanlar doğuştan şanslı olarak dünyaya gelirdi. Mükemmele yakın aileler, sevgi dolu yuvalar, güzel arkadaşlıklar ile yaşarlardı.

Bazıları ise acı ile doğardı. Henüz doğmadan nefret edilen aileler, yalnız evler ve bıçaktan farksız arkadaşlıklar.

Ancak bu iki insan da iyi insanlarsa bir noktada birleşebilirlerdi. Bu noktaya zirve denirdi.

Her iki insan da dişiyle tırnağı ile gelirdi zirveye. Kimse ailenin parası ile zirveye gelemezdi. Onlar hep zirve sandıkları yerdeydi.

Ben Lâl. Lâl Çekiç ya da Lâl Siraç. Hiç farketmez. Ben acı ile doğup zirveye gelenlerdim.

Başkaları yaşadığım hayata zirve demezdi. Ama ben derdim. Bundan çok daha iyi olduğum zamanlarda da zirvede olacaktım. Şimdi de zirvedeydim.

İnsan en başarılı olduğu dönemleri zirve diye adlandırırdı. Ama ben başarılı olup mutsuz olmayı değil mutlu olmayı zirve sayardım.

Hafta sonu gelip çatmıştı. Bu gün Arel ve Bartu sınava girecekti. İkisi de ailelerinin kapıda beklemelerini istememişti.

Sınavdan sonra gençler olarak toplanacaktık.

Aslından planda Anıl abimde vardı ancak işleri yüzünden gelmiyordu. Bu yüzden Yağız onun yaşlı olduğunu iddia edip abimi sinirden küplere bindirmişti.

Onun dışında gelecekler belliydi.

Ben, Arel, Toprak, Yağız, Ateş ve Bartu bir de güya başımıza bekçi olsun diye Lodos. Lodos'un bizden daha kırık olduğunu iddia ediyorum şahsen.

Beyza sınavım iyi geçerse gelirim demişti. Kuzeyde Beyza'nın geleceğini öğrendiğinde hazır olmadığını söylemişti.

Cenk ve ailesi ise memleketlerine geri dönmüşlerdi.

"Lâl hadi kızım kahvaltıya gel."

Annemin seslenmesiyle aşağıya indim. Bu gün diğerleri yokken anneme Arel'den bahsedecektim. Sınavdan sonra toplanınca da Arel diğerlerine söyleyecekti.

Kuzey'e ayrı olarak söyleyecektim. Beyza'nın zaten haberi vardı.

Sonundan kahvaltıya oturduğumuz da garip bir şekilde Bartu'nun eksikliğini hissetmiştim. Kendime itiraf edemesem bile bu ailede Hilal annemden sonra en güvendiğim kişi Bartuydu. Anıl abime anlatamadıklarımı anlatmıştım ona.

Aslında bakınca beni en çok kıran oydu. Ama önemli değildi.

"Lâl etsene abim kahvaltını."

Ateşin sesiyle ona baktım. Abi kelimesine takılmıştım. Benim için en değerli olan kelime onlar için çok basitti.

Masada gözümü gezdirince Cennet annemi göremedim.

Tam o esnada annem girdi odaya.

"Kızım kahvaltıdan sonra biraz konuşalım mı?"

LÂLWhere stories live. Discover now