Bölüm fotoğrafımızz İyi okumalar ❄️💙♥
5 AY ÖNCE
LÂL'İN GİDİŞİNDEN SONRA
ÇAĞRI SİRAÇ
Gitmişti.
Hastanenin yemekhanesinde oturmuş, aldığım haberin ağırlığı altında eziliyordum.
Hilal Hanım ağlıyordu, Lodos onu teselli ediyordu, diğerleri sinirliydi.
Ben mi?
Kırgındım, kızgındım ama bir o kadarda tepkisizdim.
Ne diyebilirdim ki?
Haklıydı. Gitmekte haklıydı.
Kaçıyordu. Burda yaşananlardan veya kişilerden değil.
Kendinden kaçıyordu. Yaralı ruhundan kaçıyordu, canından çok sevdiği kişinin canından çabucak vazgeçmesinden kaçıyordu, sevdiklerini kırmaktan ve kırılmaktan kaçıyordu.
Bu zamana kadar her şeye göğüs geren kızım bu sefer yapamıyordu.
Korkuyordu. Ne kadar belli etmese de Çekiç ailesi tarafından sevilmek, anlaşılmak istiyordu. Onlar ise bunu yapamıyordu.
Ne kadar karşımda bir anda yıkılmış olsalar bile Lâl bunları göremiyordu.
Kendi içinde yaşamalarının ne anlamı vardı ki?
Evet Lâl kocaman kalpli bir insan olabilirdi. Bunu anlaması normal zamanda çok kolay olurdu. Ancak bu kadar acı çekerken onları nasıl görebilirdi.
Herkese gösterdiği yenilmez, yıkılmaz tarafının ardında kırılgan bir çocuk vardı.
"Abi iyi misin?"
Beyza'nın omzuma koyduğu el ile irkildim.
Daldığım düşüncelerden ayrılarak ona döndüm.
"İyiyim abim iyiyim."
Beyza'nın yeri benim için çok ayrıydı.
Kızım için, Lâl için bir abla olmuştu. Yeri geldiğinde ise küçük kardeşi olmuştu. Çok farklı bir bağları vardı. Beyza'yı bulduğumuz gün hâlâ dün gibi aklımdaydı.
YOU ARE READING
LÂL
Teen FictionBu hikaye bir sokak çoçuğunun hikayesi Bu hikaye dilsiz kızın hikayesi Bu hikaye ailesiz kızın ailesine kavuşma hikayesi...