Bölüm 2: İlk Karşılaşma

362 44 2
                                    




Boğazda harika bir restoranda çok güzel bir balık yedikten sonra Anıl kızları yeni açılan mekâna götürdü. Nefes restorana ilk girdiklerinde ikisinin de ne kadar şık olduklarını görünce bugün giyimine özen gösterdiğine çok sevinmişti.

Anıl mavi bir gömlek, altında koyu füme keten bir pantolonla çok şıktı. Formuna her zaman dikkat ederdi. "Buket kadar güzel bir kadınla evli olunca böyle şeylere dikkat etmem lazım." diyerek onlara takılırdı.

Buket de iki omzunu da açıkta bırakan boyundan bağlamalı kırmızı bir bluz, altına siyah bol bir kumaş pantolon giymişti. Açık kumral saçlarını yarım toplamıştı. Buğulu göz makyajı ve kırmızı ruju ile çok güzel görünüyordu.

Yemekten sonra geldikleri mekân deniz kenarında oldukça büyük bir binaydı. Çift kapılı kocaman bir girişi vardı. Girişte kapıda iki tane iri yarı görevli duruyordu. Anıl rezervasyonları olduğunu söylediğinde listeden kontrol ederek girmeleri için kapıyı açtılar. Görevlilerin ikisi de gözlerini dikmiş Nefes'e bakıyorlardı.

Nefes üzerine bir şey mi döktüm diye kontrol etti. Bir şey göremeyince Buket'e eğilerek "Buket üzerimde bir gariplik mi var? İkisi de gözlerini diktiler üzerime." dedi sessizce.

Buket görevlilere bakıp Nefes'e döndü ve gülmeye başladı.

"Nefesciğim, ne kadar güzel olduğunun farkında değilsin hala değil mi? Sana bakıyorlar işte!" dedi.

Nefes gözlerini devirerek kapıdan içeri girdi. Bu sırada Anıl da yanlarına geldi ve iki kızı koluna takarak "Bu gece fiyakalıyım ha, İstanbul'un en güzel iki kızı kolumda yeni açılan mekâna giriyorum. Çok sükse yapacağım görürsünüz." dedi.

Buket Anıl'ın önünden eğildi ve Nefes'e tatlı tatlı gülümseyerek 'Gördün mü?' dercesine kaş göz işareti yaptı. Nefes yine gözlerini devirerek mekânı incelemeye başladı. Yürüdükleri koridorun iki tarafına birer metre arayla canlı ağaçlar sıralanmıştı. Yere klasik kırmızı yerine gümüş rengi bir halı serilmişti. Koridor boyunca yerden aydınlatma kullanılmıştı.

"Etkilendim Anıl. Gerçekten iyi bir başlangıç." dedi gülümseyerek.

"Daha dur, hiçbir şey görmedin." diyerek yürümeye devam etti Anıl. Koridorun sonuna geldiklerinde yine dev bir çift kapıyla karşılaştılar. Kapı yaklaştıkları anda otomatik olarak açıldığında kendilerini bir merdivenin başında aşağıdaki loş ışıklarla aydınlatılmış dev mekâna bakarken buldular.

Çok kalabalıktı. Her tarafa bistro masalar serpiştirilmiş, koca odanın etrafına ise bir metre kadar yükseltilmiş bir platformda yarım ay şeklinde loca masaları yerleştirilmişti. Denize bakan taraf komple boydan açılır tipte camlarla kaplanmıştı. Haziran ayı olduğu için de tüm camlar açıktı. Harika bir deniz manzarası vardı. Nefes camın ilerisinde dışarıya da deniz kenarında bistrolar yerleştirildiğini gördü.

Anıl, girişteki görevliye rezervasyonlarını söylediğinde görevli onları deniz kenarına yakın bir masaya götürdü. Oturdukları locanın tam karşısında yükseltilmiş sahne vardı. Sahnede bateri, elektro gitar gibi enstrümanların durduğunu gören Nefes iyice şaşırmıştı. Böyle bir mekânda popüler müzik çalmasını beklerdi.

Kendisini takip eden gözlerin farkında olmadan denizi görecek şekilde kendilerine gösterilen locaya oturan Nefes derin bir nefes aldı.

"Anıl, burası harika bir yer ama çok pahalıdır! Neden böyle bir masrafa girdin? Çok mahcup oldum bugün sana. Önce boğazdaki o restoran, şimdi de bu..." dedi.

Anıl kaşlarını çatarak "Nefes'im lütfen!" dedi. "Bunun lafını etmeni bile kabul etmiyorum. Zaten bizimle yaşamayı kabul etmedin. Bu kadarını da yapamayacak mıyız en iyi arkadaşımıza?"

Senden Başka Hiç KimseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin