Senden Başka Hiç Kimse

Bölüm 16: Lansman ve İmza Günü

Nefes sabah uyandığında hemen duşunu aldı. Saçlarını kurutup makyaj yaptıktan sonra üzerine bir kot ve gömlek geçirdi. Hızlıca kahvaltısını edip etkinlik salonuna geçtiğinde henüz Amerikalı ekip gelmemişti ama otel görevlileri alanı istenilen şekilde düzenlemeye başlamışlardı.

Büyük bir salon kiralamıştı firma. Odanın dört tarafına bir önceki gece devasa boyutlarda dört tane stand kurulmuş, bu standlarda büyük masalara bilgisayarlar yerleştirilmişti. Stand duvarlarına dev LCD ekranlar konulmuş, bu ekranlar bilgisayarlara bağlanmıştı. Standların arasındaki boşluklarda Nefeslerin Türkiye'de hazırlattığı afişler arkadan aydınlatmalı düzeneklere düzenli aralıklarla asılmıştı. Afişlerin bir kısmında müşterilerin ilgisini çekmeye yönelik 'Şirketinizle ilgili tüm süreçleri tek bir platformda yürütmek ister misiniz?' gibi ürünle ilgili farklı farklı anahtar sorular vardı. Diğer kısmında beta kullanıcılardan gelen alıntılar yer alıyordu. Özellikle rakiplerin yetersiz kaldığı bilinen noktalara CMS yazılımının nasıl çözümler sunduğunu anlatan birçok afiş odanın farklı yerlerine dağıtılmıştı.

Standların aralarına hazırlanan broşürler ve kullanım kılavuzları için çok bölmeli raflar yerleştirilmişti. Giriş kapısının tam karşısında barkovizyon ekranı, ekranın iki yanında da Pamir ve ortağı John'un sunum yapacağı iki kürsü vardı. Odanın ortasına bistro masalar konulmuş, masalara ufak vazolarda Türk ve Amerikan bayrakları yerleştirilmişti. Etkinlik sırasında ikramlar da masalara konacaktı.

Kathy de geldikten sonra ikisi birlikte tüm detaylarla ilgilenerek hazırlıkların istedikleri gibi yürütülmesi için bütün gün çalıştılar. Akşam fotoğraf çekmek için hem Amerikan basını gelecekti hem de firma özel bir fotoğrafçı ayarlamıştı. Türkiye'de ve Amerika'da kullanılacak basın bültenleri ve haberler için bu fotoğraflar değerlendirilecekti.

Kathy ve Nefes'in akşam bir görevi daha vardı. Müşteriler tanıtımları dinledikten ve standlarda yazılımın kendi istekleri doğrultusunda nasıl uyarlandığını gördükten sonra izinlerini alarak onlara fikirlerini soracak ve cevaplarını kaydedeceklerdi. Daha sonra işlerine yarayan alıntılar var mı diye onları süzeceklerdi.

Lansman saati yaklaştığında Nefes odasına çıkarak üstünü değiştirdi. Altına siyah bol bir kumaş pantolon, üzerine de beyaz boğazında fırfırlı yakası olan bir gömlek giyip saçlarını at kuyruğu yaptı. Makyajını tazeleyip ayağına topuklu ayakkabılarını giydikten sonra aynaya bakarak 'Hazırım.' diye düşündü ve ilk lansmanına katılmak üzere odadan çıktı.

**

Lansman bitip son konuk da uğurlandıktan sonra Pamir'in Amerikalı ortağı John ona döndü ve ağzı kulaklarında gülümseyerek "Çok başarılı bir lansman oldu, iki ekip de harika birer iş çıkardı!" dedi.

Pamir de mutlu bir şekilde gülümseyerek "İnan hiç şüphem yoktu ama yine de yorumların bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. Hem lansman çok başarılı gerçekleştirildi hem de her şey sorunsuz ilerledi. Sana ve ekibine çok teşekkür ederim. Ürünle ilgili geri dönüşlerden de çok memnunum. İlk günden beş firmayı bağladık bile." dedi.

"Asıl ben sana ve ekibine çok teşekkür ederim. Ekibin süreci hem teknik olarak hem PR açısından harika yönetti. Ben ürüne çok inanıyordum zaten ama iki ekibin birbiriyle uyumu da müthişti. Seninle çok iyi işler yapacağız Pamir."

"Böyle düşünmene çok sevindim John. Ben de öyle umuyorum."

"O zaman iki ekibe bir teşekkür edelim mi?"

"Olur, buradaki kalabalık ekip senin. Önden sen buyur."

John kürsüye bir kez daha çıkarken çalışanlar teker teker kürsüye doğru dönmeye başlamışlardı.