Küçük yaştan Eroğlu konağında yaşayan Güneşin tek hayali Harun Eroğlu olmuştur yıllarca. Bir gün kader onun yüzüne güler ve bu hayalini gerçek kılar. Eroğlu konağına gelin gider...Ama her şey hayalettiği gibi değildir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beni sev ya da benden nefret et. İkisi de benim yararıma. Seversen hep kalbinde olurum. Nefret edersen hep aklında. - Lois Aragon
"Kızarsa kızsın bana ne! Ben kızımı yoldan bulmadım Cevdet Bey " dedi orta yaşlı kadın sinirle ekmekleri doğrarken.
"Kızın hiç senin kadar şikayet etmiyor hanım"
"Benim kızımın dili mi var şikayet etsin" diye cevapladı eşinin düşüncelerine zıt yanaşarak.
Konağın mutfağında öğle yemeğini hazırlarken biricik kızı Güneş yeni gelmişti okuladan. Gelir gelmez evin hanımı Gümüş hanım oğlu Berzana yemeğini götürsün diye emir vermişti.
Güneş bu durumdan şikayetçi olmasada annesi kızına karşı bu şekilde davranılmasından son derece rahatsızdı. Kocası ve kendisi bu konağın çalışanlarıydı ama kızı hizmetçi değildi.
Onun hasta oğlundan daha önemliydi dersleri.
"Utanmasa kızını bize ver diyecek" dedi doğradığı ekmekleri kaba koyarak.
Bu sırada Güneş Berzan Ağa için yemek diziyordu tepsiye. Annesinin konuşmalarına alışmıştı lakin son söylediğine sessiz kalamadı.
"Anne lütfen" dedi sinrili kadını baştan sona süzerek."Birisi duyacak şimdi"
Berzan Ağa bu konağın büyük oğluydu. Birkaç yıl önce geçirdiği kaza sonucu belden aşağısı felç kalmıştı. Yaşama hevesini itiren genç adamın üzerine titriyordu tüm konak.
Bir bakışı ile dağları deviren adamın bu hallere düşmesi en çok kendisinin canını yakmıştı.
Odasından çıkmıyordu ,kimseyi görmek istemiyordu, konuşmuyordu kimseyle.
Sinirleniyordu en ufak şeylere,bazen durduk yere. Vurup , kırıp, dağıttığı için kısa zamanda konak çalışanları başta olmakla bu topraklarda yaşayanlar Deli Ağa lakabını takmıştı ona.
Bir tek Güneşle iyiydi arası. Bu iyi niyetli ve temiz kalpli kız acıyarak bakmıyordu ona. Söylemese bile gözlerinde görüyordu ona karşı olan saygısını.
Güneş bu konağa geldiğinde on yaşında çocuktu daha. Evin üç çocuğu vardı kendinden biraz büyük.
Berzan Ağa büyük oğlu,İnci küçük hanım ve Harun Ağa...ona sırılsıklam aşıktı genç kız. O da evin ortancıl oğluydu.
