HAYATIN ACI GERÇEKLERİ

33.6K 1.4K 47
                                    

Aradan geçen iki günün sonunda annemle konuşmuyorduk hala. Gerçeği söylemek gerekirse annem benimle konuşmuyordu. Babam ve abime bir şey söylememişti ama aramızda ki soğukluk yüzünden onlarda şüphe etmişti bir şeylerden. Lakin yinede olayın gerçek yüzünü bilmiyorlardı.

Bu süre zarfında odamdan hiç çıkmamıştım. Berzan bile yazmamıştı bana.
Gümüş hanımı görmek istemediğim için bende çıkmıyordum konağa.

İnci hanımın düğünü yaklaştığından herkesin kafası işine karışmıştı. Kimsenin beni umursamaması olanların unutulması için zaman kazandırıyordu bana da.

Sırt çantamı tek omzuma asmış Kenanla beraber eve doğru yürürken kendi düşüncelerim yüzünden anlattıklarını duymuyordum bile. Ta ki koluma dokununcaya kadar.

"Dinliyorsun değil mi beni?"

Başımı yerden kaldırıp yanımdaki mavi gözlü çocuğa döndüm. "Dinliyorum" dedim ortaya bir yalan atarak.

" Sence teklif etmeli miyim?"

Konuyu anlamasamda başımı salladım evet anlamında." Bence etmelisin"

" Kabul eder mi sence? O kız biraz egolu biliyorsun"

"Egolu?"

"Betül işte"

Şimdi anlamıştım kimden bahsettiğini.Okulun en zengin ve en şımarık kızndan.

"Kenan Allah aşkına aşık olacak kız mı bulamadın sende "

"İyide en güzeli o" demesiyle attığım bakış gözlerini kaçırmasına neden oldu.
"Yani senden sonra"

"Yalakalık yapma boşuna" dedim koluma giren çocuğu şakayla diğer tarafa iterek. Kenanla yıllardır arkadaştık. İyi çocuktu, yakışıklı çocuktu ama maddiyat açısından iyi değildi durumları. Ve durumdan aslı olmadan zengin,tamam zengini geçeyim en şımarık kıza aşık olmuştu.
Benimde ondan kalır bir yanım olmasada en azından benim sevdiğim adam iyi biriydi. Lakin Betül...o bu hayatda gelmiş gelecek en kötü kalbe sahipti.

"Neden Leyla'yi değil de Betülü seviyorsun?"

"O erkek fatma'nın nefesini seveyim ben?"

Erkek Fatma dediği kızın sadece kaşlarının ortası vardı. Onun dışında öve öve bitiremediği Betülden defalarca güzeldi.

"Kaşlarından bahsediyorsan ömrünün sonuna kadar öyle kalmayacak"

"Dudakları çok küçük"

"En azından dolgu değil"

"Ama yinede küçük"

Gözlerimi devirip tekrar ağzımı açacakken arkamızdan duyulan korna sesiyle ikimizde aynı yöne döndük.

Simsiyah lüks bir araba bize doğru yaklaşırken Kenanın hayranlık dolu sessiz ıslığı kulaklarımda çınladı. Konakta bunlardan fazla ve daha güzellerini gördüğümden şaşkınlıktan daha fazla merak yarandı gözlerimde.

Etrafta Kenan ve benim dışımda kimse yoktu. Bu kimdi,ve neden korna çalıyordu.

Meraklı düşüncelere dalmışken iyice yanımıza yaklaşıp tam önümüzde durdu.
Siyah camlar aşağı indiğinde sarışın ve oldukça güzel bir kadın güneş gözlüğünü çıkararak hoş bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.

"Selam çocuklar" diye başladı konuşmaya.
Ben sessizce onu süzerken Kenan direk lafa atladı. "Selam"

Tekrar gülümsedi ve boğazını temizleyerek devam etti. "Rahatsız ettiğim için özür dilerim öncelikle. Eroğlu konağını tanıyor musunuz?"

DELİ AĞA'NIN GELİNİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin