Küçük yaştan Eroğlu konağında yaşayan Güneşin tek hayali Harun Eroğlu olmuştur yıllarca. Bir gün kader onun yüzüne güler ve bu hayalini gerçek kılar. Eroğlu konağına gelin gider...Ama her şey hayalettiği gibi değildir.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Öyle savunmasız bir zamandı, Bulduğunda beni . Sen başlattın boyun eydim Kabullendim seni .
🌷
"Büyük gelinin de pek güzelmiş"dedi önümüzde oturan kadın bana bakıp gülümserken. "Teşekkür ederim" diye hafif bir gülüş sundum.
Harun ve Canan en başta oturmuş düğünlerini izlerken ben Gümüş hanımın yanında kalmıştım. İnci de bizimle beraberdi. Urmeden geldiği günden gözünden bırakmıyordu kızını.
Berzan'da kendisi gibi büyük adamlarla kenarda ayaküstü bir şeyler konuşurken ona dalıp gitmemek için dikkatimi düğüne vermeye çalışıyordum.
Büyük bir ortam vardı ve tüm masalar dolmuştu. Zengin,fakir demeden herkes Harun Ağa'nın bu güzel gününe şahitlik etmeye gelmişti.
"Sizin düğün ne zaman? "
"Bu yaz"diye cevap verdim çekinme gereği duymadan. Yanımda Gümüş hanım olduğundan kimse bana neden düğün olmadan evlendin diye sormaya cesaret edemediği için rahattım.
Zaten Berzanla beni bir arada gören bir sürü kişi vardı. Ayrıca okulda yaptığımız açıklama kısa sürede dilden dile dolaşarak tüm Mardin'e yayılmıştı. Tabi şaşırmıştı herkes ama ,kimse yanımıza yaklaşıpta siz neden evlendiniz diye sormamıştı. İstisnaları saymazsak tabi.
"Kaç yaşındasın güzel gelin?"
Kadının merakla sorduğu soruya tam cevap verecekken benden önce yanımdaki Gümüş atladı ansızın lafa.
"24 yaşında"
Kendimden aslı olmadan büyüyen gözlerimle ona döndüm.
"Ama çok genç durmuyor mu ?"
"Biraz zayıf ya" dedi sahte bir gülüşle. "Doğumdan sonra kilo alır"
Sessiz bir çekip önüme döndüm. Gümüş için değil Berzan için susacağım diye söz vermiştim kendime.
"Neyse biz diğerlerine bakalım, uğrarız yine" diyip ayağa kalktığında İnci ve bende ayaklandım. "Tamam canım" dedi beyaz elbiseli, sarışın kadın. Her halinden zengin ve şehirli olduğu anlaşılıyordu.
Beni neden yanında tutuyor hala anlamamıştım ama bir aksilik olmasın diye sessizce ayak uyduruyordum. Evde rencide etmekten kendini alamadığı gelinini resmen masa masa dolanarak herkesle tanıştırıyordu. Tabi övmeyide ihmal etmiyordu.
