15. Bölüm

5.7K 487 120
                                    

Keyifli okumalar

"Kılıcı tutarken onun varlığını unutacaksın" hızla havada sallayarak rüzgar sesi çıkarttığı kılıcı tekrar havaya kaldırdı.

"Dik açıyla karşındakine saldırırsan, ölürsün" elinde bir kere çevirip gözlerime bakmaya devam etti. El hareketleri hayranlık uyandıracak kadar çok doğaldı.

"Kılıcı, kolunda bir uzantı gibi düşüneceksin. O senin bir parçan olacak." Bana hafifçe hamle yaparken belimi bükerek geriye doğru eğildim ve hamlesinden kaçabildim. Dudağının kenarını kıvırarak beni boydan boya süzerken eski halime gelerek dik durdum.

"Çeviksin, hızlısın ve çok zekisin. Bıçak kullanıyormuş gibi düşünürsen çok daha kolay olur."

"Çok ağır Dougal. Bıçak kadar rahat hissettirmiyor." Elimde tuttuğum kılıcı diğer elime geçirirken alışkın olmadığım bu silaha hayranlıkla bakıyordum.

"Pratik yaptıkça bileğin alışacak" kafamı salladığımda bacaklarımı omuz hizamda açarak kılıcı sağ elime geri aldım ve yerinde duramayan Dougal'ın hareketlerini takip ettim. Bir sağa bir sola gidiyor, kılıcı benden tarafta tutuyordu ve vücudunu arka planda bırakıyordu. Hareketleri sinsice ve planlıcaydı.

"Şimdi bana kılıcınla dokunmaya çalış" Kaşlarımı tekrar kaldırıp elimdeki keskin kılıca baktım.

"Emin misin ilk defa elime almıyorum. Acemi olsam da çok adam doğradım" sözlerim üzerine derinden gelen bir sesle kahkaha atan Dougal ile ileride bizi izleyen Kylie ve Cora ayaklandı. Cora, bizden tarafa yürümeye başladığında üzerimdeki elbiseye iğrenç bakışlar atıyordu. Dougal'ın gülmesi bitince ben de sırıtarak ona döndüm.

"Ben uyarayım da!"

"Eğer elindeki kılıçla bana dokunursan bir dilek hakkın olacak." Tek kaşımı kaldırdığımda, Cora daha da yaklaşmıştı.

"Ya dokunamazsam?" Bu sözüme tekrar sırıtan adamla gözlerimi süzerek bakışlarımı yere indirdim.

"Eğer bana dokunamazsan ben kazanırım ve benim bir dilek hakkım olur. Ancak doğduğundan beri kılıç kullanan birine karşı fazla şansın yok."

Dougal bunu söylerken bakışları bir süre dudaklarımda oyalanınca aklıma dün olanlar gelip yanaklarım adeta kızardı. Bunu farkeden Dougal'da boğazını temizleyerek birkaç kere dudaklarını ıslattı. Dün birbirimize resmen aşk itirafı yapmıştık ve ardından dakikalar boyunca öpüşmüştük. İşler çığırından çıkmaya başlayarak el ve beden temasları devreye girince Dougal benden ayrılarak ileri gitmeyeceğini belli etmiş ve odadan çıkmak için uzaklamıştı. Ardından ondan daha önce duymadığım küfürleri sessizce mırıldanıp odadan çıkıp gitmişti. Bu onurlu hareketleri benim nezdimde ona karşı daha da iyi duygular beslememe sebep olmuştu.

Heyecandan gece uyuyamamıştım. Öncesinde Alana ve Melek odama gelip beni sorguya çekmişti ve aramızda bazı şeyler başladığını itiraf etmiştim. Zaten belli de oluyordu. Alana sevinçten boynuma sarılmış Melek ise gideceğimizi bildiği için kafası karışarak oldukça durgunlaşmış ve beni sessizce dinlemişti.

Sabah kahvaltı için Dougal beni odamdan almaya gelmiş ve büyük salona birlikte inmiştik. Kylie bana yemek boyunca laf atsa da Dougal ile gizli gizli bakışmaya çalışmaktan pek umurumda olmamıştı.

"Dougal, yardımına ihtiyacım var biraz gelir misin?" Duyduğum tiz sesle Cora'nın yanımıza geldiğini anladım ancak ona dönüp bakmadım bile. Dougal, kafasını yana çevirip tekrar bana dönerek, "Oradan önemli bir işim olduğu belli olmuyor mu?" Dediğinde alt dudağımı ısırıp kafamı ayaklarıma indirmiştim.

TUĞRA [İNVERNESS 1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin