ÖZEL BÖLÜM

23.4K 1.9K 793
                                    

Dışarıda yağan yağmurun eşliğinde, kısık sesle açtığım televizyon programını izliyordum. Havada bir belirip bir kaybolan şimşeğin ışığı televizyon ışığıyla aydınlanan salona vuruyordu.

Gözlerim ekranda oynayan adını bile bilmediğim programdaydı ama aklım bambaşka yerdeydi. Şimşek bir daha çaktı, bu sefer odanın içindeki ışık iki saniye daha faza durdu, yağmur sesi dakikalardır kulağımın alıştığı ritmini bozup daha hızlı gelmeye başladı.

Bakışlarım pencereye kaydı, hava soğuk olmadığı için yarı açık halde bıraktığım pencere perdeyi uçuruyor ve içeriye yağmur damlalarının düşmesine sebep oluyordu. Kısık bir rüzgar uğultusu gelip, gök gürüldediğinde sıkıntıyla bir nefes alıp ayağa kalktım.

Pencereye ilerleyip perdeyi arasından çektikten sonra kapattım, parkeye damlamış yağmur sularını umursamadan dış kapıya ilerledim. Hırkamı giyinip kapşonu kafama geçirdim, anahtarı alıp dışarı çıktım.

Sokağa çıktığımda etrafta in cin top oynuyordu, bu yağmurda dışarı çıkan zaten büyük bir enayiydi.  Aynı benim gibi.

Kapının önünde duran arabaya ilerledim, yağmur siyah arabada lekelerini bırakmıştı. Camdaki buğudan içerisi görünmüyordu. Yağmurun yüzüme gelmesini engellemek için kapşonumun ucunu öne doğru çekiştirdim.

Kapıyı yavaşça açtığımda şoför koltuğunda oturan öküz irkilerek bana baktı, sırtını kendi kapısına dayamış telefonuyla oynuyordu. Üzerinde hâlâ işten geldiği kıyafetleri vardı, siyah gömleğinin ilk iki düğmesini açmıştı. Zincirli kolyesi parlıyordu boynunda. Ve hafif tüylü göğsü.

Kürşat sanki arabanın kapısını Alparslan Türkeş açmış gibi ilk başta afallayıp, ardından gözlerinin ışıltısıyla baktı.

"Gülüm..." dedi telefonu elinden hafifçe indirip yaslandığı yerden ayrılırken.

"Eve geç." dedim sadece tavırlı sesimle. Anında morali bozuldu sesimi duyunca.

"Böyle yapacaksan burda yatarım bugün."

Blöf yapıyordu, iri cüssesiyle arabada yatmak onun için büyük bir zulümdü.

"İyi." dedim geri çekilip, kapıyı sinirle kapattım. Arkamı dönüp bir adım atmıştım ki kapının açılma sesi geldi.

"Caner neden böyle yapıyorsun." dediğinde kapının kapanma sesini duydum, dışarı çıkmıştı. Olduğum yerde durup sıkıntılı bir nefes aldım, yağmur hızını arttırdığı için artık kapşonum bile ıslanmama engel olmuyordu.

Yanıma geldiğini hissettiğimde arkaya döndüm, Kürşat gözlerimin içine bakarak yanıma geldi. Siyah gömleği anında sırılsıklam olmuştu ve üzerine yapılmıştı. Uzun kirpiklerine yağmur damlaları değip rahatsız ettiği için gözünü yumup açtı.

Saçları alnına yapışan adama birkaç saniye boş boş baktım.

"Sana bir daha benden izinsiz o sikik arkadaşlarınla buluşma demiştim."

Normalinde arkadaşlarına asla karışmazdım, o benim yeni tanıştığım arkadaşlarımı dövmekten tehdit etse bile. Onun kadar yabani değildim, arkadaşı olabilirdi tabi ki ama kötü arkadaşlarına izin vermezdim.

Mesela pavyondan çıkmayan arkadaşı Murat'a. Benimkinin herhangi kötü bir şey yapmayacağını biliyordum ama onu böyle ortamlara sokarlarsa ikimizin arasının bozulacağını bildiğimden arkadaşlık bağını koparmasa bile çok görüşmesin istiyordum.

Mesela bu akşam işteyim diyerek onunla ülkü ocaklarında içki içmemeliydi.

"Seni aradım, açmadın." dedi dibime girip. Alayla sırıttım.

MEMLEKETSİZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin