ajan çey

752 27 6
                                    

Burnuma Ayaz'ın temiz kokusu gelirken sarıldığım bedeni iyice göğsüme dayadım. Onunla uyanmak benim için her zaman huzurluydum .başımı kaldırıp saçları dağılmış masum suratına bakınca tatlılık krizine girecektim.

Ne ara aşık olmuştum ben Bu çocuğa. Üstelik ucunda hayatım mesleğim ailem varken nasıl cesaret edebilmistim. Gözlerime vuran ışık yüzünden zorlukla acsamda karşımda direk ayazı görmek çok güzeldi.

Ayazda ilk önce gözlerini kırpıştırıp aralamaya çalışmış ardından bana bakmıştı. Yüzüne yavaş yavaş yerleşen tebessümle "günaydın"dedi.
Hafif tebessüm edip karşılık verdim. Biraz doğrulup bana bakmaya başlayınca bende yerimden hareketlendim.
"Ne"

"Ölürüm lan sana"

Dişleri arasından söylediği şey kalbimi hızlandırıp soğuk terler akıtmama sebebiyet versede dişlerimi göstere göstere güldüm. O ise içine derin bir nefes almıştı.

Kalkıp önce yüzümüzü yıkadık. Tabi Ayaz'ın durmadan eğilip kalçama ıslık çalması yüzünden biraz zorlansamda kahvaltı hazırlayabilmiştim. Kahvaltıyı yapıp dışarı çıktık.

Bugün cumartesiydi bu yüzden Ayazla vakit geçirmek istiyordum. Arabaya binecekken Ayaz beni durdurup sürücü tarafına geldi. anlamadığımı belirtir gibi bakınca "bugün seninle çok farklı bir işimiz var. Bu yüzden ben sürmeliyim. Onaylayıp yan koltuğa geçtim. Sürpriz yapacaktı belli ki . Hiç bilmediğim sokaklara gelince Ayaza baktım. O ise gayet ciddi bir şekilde yola bakıyor odağını yoldan çekmiyordu.

Hafifçe boğazımı temizleyip "Ayaz nereye "diye sordum. Bir saniyeliğine bana bakıp "gidince görürsün"dedi. Sesi hiç hoşnut çıkmıyordu.

Gözlerim yola dönünce sokak aralarında oynayan çocukları, düzensiz yoldaki çamurları,ve kapı önünde konuşan kadınları gördüm.

Telefonuna ardı ardına birkaç mesaj gelince tekrar ona baktım o ise çok geçmeden eski bir mahallede bir pozisyonun önünde durdu. Derin bir soluk alıp bana baktı.

"Sen Selin'i seviyor musun?"

Öylesine sorulmuş bir soru değildi. Benden beklenti dolu bir cevap bekliyordu. Sevmiyordum onu. En başta ilişkimize saygı duymalı aldatmamalıydı beni. Yada aynı evin içinde iki yabancı gibi olamamalıydık.

"Hayır"

Boğazını temizleyip "Çağlar bak zor olduğunu biliyorum ama Selin içerde bir arkadaşımla ilişkiye girmek üzere.

Bizim bunu kanıtlamanız gerekiyor" bildiğim şeyler direk yüzüme vurunca midemde ki asitin volkan gibi patlayıp ağzıma geldiğini hissettim.

Avuç içlerim yanarken Ayaz içimdeki sızıyı anlıyormuş gibi yaklaşıp alnımdan derince öptü.

Tekrar konuşması için hafif başımı sallayınca "istersen sen gelme ben kanıtları toplayıp öyle geleyim" dedi. Zar zor bulduğum sesimle hayır derken boğazımın acısını yutkunarak hafifletmeye çalıştım.

İçim yanarken birazdan göreceğim manzaradan hem tiksiniyordum hem utanıyordum.

Dar ve bol kırmızı renkli pansiyon girişine adımlayıp girdik. Adam başını sallayıp "buyur abim kaç saatlik. " diyince Ayaz hafif öksürüp "sen bize 1 saat ver "dedi.

Şaşkınca ona bakarken o ücreti ödeyip merdivenlere yönelmişti. Bende karasız peşine düştüm.

İkinci kata çıkıp bir kapının önünde durunca Ayaz bana bakıp "şimdi sen gözlerini kapat yavrum " dedi.

O kadar ciddiyetin arasında ağzımdan alaylı bir gülüş çıkıp"alla allah "dedim.
Masum köpek bakışları atıp"kurban olduğum gözlerinin gördüğü tek ten benim tenim olsun istiyorum"diyince başımla onaylayıp zaten görmek istemediğim manzaraya gözlerimi yumdum. Kapı çalınıp açılmış selinin sesi duyulmuştu.

"Kim geldi Mehmet" ses uzaktan geliyordu galiba kapıyı Mehmet denen Ayaz'ın arkadaşı açmıştı.

Daha yakından bir ses "arkadaşım selin geliyorum hemen" o kadının adını duymak bile midemi bulandırırken Ayaz'ın "tamam mi " diyişini duydum adam hmladığı zaman anlaşılmayan sesler çıktı.

Çok geçmeden de kapı kapanmıştı. Gözlerimi hafif aralayıp bakınca Ayaz'ın bana tebessümle baktığını gördüm .

"hallettin mi"

"Hallettim"

Arkamı dönüp bu cehennemden çıkmak için gidecekken kolumdan tutulup duvara yapıştırıldım

"Daha 55 dakikamız var Çağlarım ne dersin değerlendirelim mi" gözlerim iri iri açılıp "sapık mısın ya sen "dedim.

Sesim tahminimden ince çıkmıştı. Hafif gülüp dudaklarımı öpmeye başladı. Sıcak dudakları dudaklarım arasında kaybolurken kendini bana bastırıyordu, ellerim bellerini okşuyor vücudunu keşfe çıkıyordu. Eğer bir umut yapmak istersem burda olmazdı o şey.

Nefes almak için ayrılıp alımlarınızı birleştirince "burdan çıkmak istiyorum" dedim. Sinsice gülüp "önce beni sevdiğini söyle" dedi. Ateşle oynadığını farkında olmadığı için ona bir hatırlatma gereği duydum.

"Seni sevdiğimi söylememe gerek yok ki kalbim zaten Ayaz Ayaz diye atıyor."diyip şakağından öptüm.

Omzuma tutunup"ay bana birşeyler oluyor" diyip bayılma numarası yaparak "yetişin komşular bu adamın canıma kastı var" kahkahalarla gülüp Ayazla duvar arasından çıktım merdivenleride inip pansiyondan çıkınca derin bir nefes çektim içime.

Yanıma gelen Ayaz'ın suratında aptal bir sırıtışla etrafa bakıyor yerinde duramıyordu. Hafifçe gülüp arabaya bindim. Simdi tek kalan boşanma davasını açıp ailelere söylemekti.

Bakalım babası kızının durumunu öğrenince ne karşılık verecekti.


....................

Okuyunuz bari iki yorum yapın kaldırıcam galiba heves bırakmadınız.

Yinede öpüldünüz 😘

Hocam Değil Kocam (bxb)Where stories live. Discover now