love me

753 32 10
                                    

Karşımda konuşan avukattan detayları dinliyor,dava hakkında bilgileniyordum.

Ayaz okula gitmişti. Müdürden zorla aldığım bir hafta izini dolu dolu yaşamak için Ayazla birkaç aktivite yapmak istesemde ne yapacağıma hala karar verememiştim.

Adam herşeyi anlatmış , davayı açmıştı. Bende çok beklemeden avukatlık bürosundan ayrılıp soluğu okulda aldım.

Okul bahçesinde son zilin çalmasını beklerken annemi aradım.
Bir süre çalan telefonun ardından annemin yumuşak sesi doldu kulağıma
"Alo oğlum"
"Ali anne nasılsın"
"İyiyim oğlum nolsun sen nasılsın"
"Bende iyiyim anne ama sana birşey sormak istiyorum"
"Sor oğlum ne soracaksın "
Annemin sesinin arkasından kardeşlerimin bağırma sesleri gelirken derin bir nefes alıp aklımdaki soruyu sordum

"Anne Selin hamileydi. Biz boşanınca bebeğe ne olacak bir bilgin varmı "

"Hee bebeği diyon, oğlum valla İsmail Ağa kızını tekrar evlendirir ama bu sefer şehre değil köyden biriyle,bebekte onla büyür gider "

Derin bir nefes aldım. İçime dolan oksijeni bir süre ciğerlerimde hapsedip serbest bıraktım. Selin çok umrumda olmasada ortada masum bir bebek vardı. Her ne kadar kendi çocuğum değilse de bebekleri çok severdim ve selinin bebeğinin de canı yansın istemezdim.

"Tamam ana sağol "

"He yavrum kapatıyorum ben şimdi kardeşlerin birbirini yiyor "

Ağzımdan kıkırtı çıkarken telefonu kapattım. Zil için daha 7 dakika vardı.

Çok saçma olabilir ama internetten sevgiliyle neler yapılacağını araştırmaya başladım. Çıkan şeyler arasında en uygunları tiyatro ve sinamaya gitmek,bisiklet sürmek,piknik yapmak, romantik bir akşam yemeğiydi.

Şuan gösterimde güzel filmler yoktu bu yüzden evde televizyondan dijitale bağlanır güzel bir film izleyebilirdik.
Yemek işini ise ben hallederdim.

Hala kendimi halsiz hissetsemde Ayaz için birşeyler yapmak beni mutlu ediyordu. Yarın sabah ise kendimize iki bisiklet alır okuldan sonra sürmeye başlardık. Hatta ortak kitap okuyup onun hakkında eleştirilerde bulunabilirdik.

Aklıma saniyede milyar fikir doluşurken zilin tiz sesi uzaktan duyulmaya başladı. Bir süre sonra öğrenciler grup yada tekli çıkmaya başladılar büyük kapıdan.

Ayazda çıkıp çıkışa ilerleyince telefonla aradım. Telefon çalmaya başladığı gibi durup telefonu açması yüzümde tebessüm uyandırırken uzaktan izlemeye başladım gülen yüzünü.

"Alo sevgilim"

Uzaktaki bedenin dudakları daha fazla kıvrılmış bedeni yerinden hareketlenmişti.

"Efendim sevgilim"

"Seni arabada bekliyorum çok özletme kendini."

Başı sağa sola dönüp beni araken "hani nerde?" diye sordu.

"Şuan sağında kalıyorum siyah arabanın yanında"

Beni bulunca koşarak bu tarafa doğru gelmeye başladı. Çok geçmeden gelip ön kapıyı açıp koltuğa yerleşti. Yüzündeki tebessümle bana bakarken aslında benim yaptığım en ufak bir hareketin  bile onu mutlu ettiğini anladım.

Onu mutlu etmekte benim en kutsal görevim olduğu için vazifemi yerine getirmek adına "bakıyorum yine gülüşünle dünyamı aydınlatmaya devam ediyorsun" dedim.

Klişe bir laftı ama onu mutlu etmeye yeterdi artardı.  Artık gözleride alev topu gibi parlarken "çağlar seni öpmek istiyorum "dedi.

Etraf çok müsait olmadığı için arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım.

Hocam Değil Kocam (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin