Gitmeee

522 25 2
                                    

⚠️+18 uyarısı

"Aayaaaz"

Kapının önünde durmuş ona seslenirken telefonuma gelen bildirim ile salona adımladım. Zaten evin mimarisi güzeldi. Seni kıvrımlı yollara uzun salonlara sokmuyordu. Sehpanın üzerindeki telefonu alınca avukattan geldiğini gördüm. Mesajın içeriğine bakınca Selin ile anlaşmalı boşanma karara bağlanmış artık bekar bir erkektim.

Elimdeki telefonu kapatıp ne yapacağımı düşünmeye başladım. Ayaz ile mutluca aşk yuvamızı düzmek isterken onun kalbini kırmıştım. Yarın okula gidicektik ve yarına kadar kendimi affettirmem gerekiyordu.
Aklıma hiç bir fikir gelmezken tekrar kapının önüne oturup Ayaza seslendim.
"Ayazzzz"

"Bak yerde oturdum kaliferlerde yanık değil soğukta oturuyorum, sen bu kapıyı açana kadarda kalmayacağım "
"İyi don orda"
Titrek sesi ağladığına işaretken" iyi tamam " diyerek oturmaya devam ettim. Bir süre karşımdaki duvara bakıp ne yapacağım hakkında düşünürken gerçekten kalçalarım uyuşmaya başlamıştı.

"Ayaz bak kasa uyuşmaya başladı,ona bir zarar gelsin istemezsin"

"Salak mısın?  Sen böyle yaparak beni burdan çıkartmayı düşünüyorsan yanılıyorsun "

"Ne yapayım, birşey söyle onu yapayım "

"Git Çağlar sadece git"

Ayağı kalkıp telefonu aldım.
"İyi tamam İstanbul'a otobüs bileti alıyorum senin gitmen en iyisi , hazır valizini de bozmamışsın"

Aslında tamamen blöf yapıyordum. Ne kadar isyan etsem de onun benim yanımda olması daha iyiydi. Daha mutluydum. Onsuz nefes alabileceğimi hissetmiyorum.

Online olarak  gerçekmiş gibi bilet bakmaya başlamışken içeriden gelen adım sesleri kapının önünde durmuş kapı şiddetle açılmıştı.
Arkasındaki kapı şiddetle duvara çarparken yerimden hafifçe hareketlendim.

"Ne yapacaksın"

"Bilet alıyorum"

Telefonu elimden almasına müsaade edip yüzüne baktım. Ağladığı için gözleri kan çanağına dönmüştü.

Siteden çıkmasıyla hemen telefonu alıp "ne yapıyorsun"dedim.

Bana nefret eden bakışlarını göndermesi o geceki rüyamı hatırlatırken "sen ister kov ister döv ben yine de gitmiyorum çok istiyorsan kendin git tabi ben müsade edersem" demişti.

Alnındaki damarlar belli olurken soğuk kanlı bir katile benziyordu. Yavaş yavaş tırsmaya başlamıştım.

Telefonu cebime koyup salona girdim. O hala kapının önünde dikiliyor gözlerini boşluğa dikmiş bakıyordu.
Bir süre sakinleşmemiz adına koltukta şakaklarıma masaj yapıp baş ağrımın geçmesini ümit ettim.

Oturduğum yerden derin bir solukla kalkıp yanına gittim.

"Özür dilerim ,milyon kere milyar kere de özür dilerim"

Kollarımı beline sarıp göğsüne sokulunca bir kolunu omzuma diğerini boynuma sarmıştı. Yüzünü saçlarıma gömüp kendine iyice bastırdı bedenimi.

"Çağlar seni çok seviyorum, niye bu kadar zor anlamak senin için"

Bilmiyordum. ben galiba sevilmemeye fazla alıştığımız için sevilmekten ürküyordum. 

Göğsündeki güzel koku beni mayıstırırken ilk ayrılan ben olmamak için onun ayrılmasını bekledim. O ise sadece saçıma öpücükler kondurduruyordu.  Hafifçe ayrılıp çenemi göğsüne yaslayıp ona alttan bakmaya başladım. Hafif bir tebessümle bana bakarken " eşyaları getirip aşk yuvamızı dizelim mi?"diye teklifde bulundum.

Hocam Değil Kocam (bxb)Where stories live. Discover now