çamur

382 18 1
                                    


Dışarıdan gelen bağırış sesleriyle önümdeki sınav kağıtlarını dosyaya koyup  sadece iki kadın hocanın bulunduğu öğretmenler odasından çıktım. Okul çıkışı olduğu için öğretmenler evlerine gitmişti. Benim ise biraz evrak işim vardı ve sonra ayaz'ıda alıp evimize gidecektik

Okulun koridorlarında yankılanan kız seslerine erkeklerin küfürleşmeleri karışıyordu.

Hızlıca koridoru bitirip sağa dönünce toplanan grubu gördüm.
"Noluyor lan burda."
Sert sesim ile öğrenciler bana dönerken hızla aralarına karışıp ilerlemeye başladım.

Yüzümdeki korku dolu bakışları hissetsemde nedenini anlıyordum.
Genelde mülayim takılan sesini yükseltmeyen bir hocanın bu kadar çok sesinin çıkması, üstelik sinirlenince alnımda nabız gibi atan damarlarım onları korkuturdu. Bu okulda olay çok olduğu için öğretmenler sert davranmam gerektiğini söylediği için bu tavıvrrım vardı.

Öğrencileri geçip kavga edilenlere karışırken iki çocuğu da sertçe ayırdım.
Birinin duvara yapıştığını görüp diğerine bakarken Ayaz'ın kanayan dudağına baktım.  Derin soluklar alarak bana bakıyordu.

Etrafta ki kalabalıktan fısıltılar gelirken onlara dönüp "dağılın lan"diye bağırdım.

Birkaç sanaiye sonra herkes hareketlenmiş kısa süre içinde herkes kaybolmuştu. Duvarın dibinde çökmüş çocuğa ilerleyip durumuna baktım..bir kaşı patlamış gözü morarmıştı. İkisinin ceza almasını istemesemde yaptıklarının bir bedeli olmalıydı.

Ayaza dönünce onun dudağına ek gözünün de yaralandığını gördüm.
Her darbeyi yüzümde hissederken içimin acısını boğazımın yutkunuşuna saklayıp gözlerinin içine baktım.
Benim öpmeye doyamadığım yüzünde morluklar vardı.
Onun canının acısı sanki bana yaklaşınca şiddetlenirken görme kaybı yaşamamasını umuyordum.

Çocuğun kolundan tutup kaldırdım.
Masumca bana bakmasını göz ardı edip kaşlarımı çatarak "derdiniz ne,neyi alıp veremiyorsunuz."

Çocuk direk savunma moduna geçerek "Hocam ilk o başlattı. Anama sövdü." demişti.
Yavaşça bedenimi çevirip ona dönünce onun başının dik olduğunu gördüm.

"Doğru mu bu"

"Hayır Çağlar. Yani Çağlar bu hocam iftira attı bana "

Gözlerim ikisinin arasında mekik dokurken umutsuzca "ikinizde derdinizi müdüre anlatın"diyerek önden ilerledim.
Onlar arkamdan ilerlerken arada kavga etmesinler diye bakıp tekrar önüme dönüyordum.

Ayaz'ın olaylara karışacağını bilsemde ilk aydan yapacağını düşünmüyordum.

Önümdeki tahta kapıyı çalıp girdim. Kapıyı onlar için tutarken ikiside başı önde içeriye girip hazır olda durdu. Kapıyı kapatarak müdüre ilerledim.

"Hocam bu gençleri kavga ederken yakalayıp size getirdim."

Müdürün gur siyah kaşarları çatılmış önündeki gençleri süzmüştü.

Ardından bana bakıp "sağolun hocam bundan sonrasıyla ben ilgilenirim"dedi.

Başımla onaylayıp arkamı döndüm kapıyı açıp çıkarken Ayaza bakınca onunda gözleri dolu bir şekilde bana baktığını gördüm. Ona inanıyordum bu yüzden varlığımı hissetmesi adına gözlerimi yumup birkaç saniye sonra açtım.  Hafif tebessüm edip konuşan müdüre döndü.

Arkamdan kapıyı kapatıp koridorda olan oturma sırasına ilerledim. Yorgunlukla bedenimi bırakıp öne eğildim. Kendimi adliye koridorunda gibi hissetmiştim.

O günkü gibi boş bir koridor ,bir erkeğin gür sesi,ve içimdeki sıkıntı.  Hiç birşey değişmemişti
Yine başladığım yerdeydim. Yune boş bir koridorda..

Çok geçmeden kapının açılıp içinden Ayaz ve diğer öğrencinin çıktığını görünce ayaklandım. Adının Furkan olduğunu bildiğim çocuğa ilerleyip"hastahaneye gidelim mi? Aileni ara gelsin seni alsın"dedim.
Umursamadan omzunu silkip "yok hocam ,kim uğraşqcak şimdi hastahaneyls"diyerek yanımızdan ayrıldı.
İki saniye arkasından bakıp önüme döndüm. Haret kaldığım bedeni kollarım arasına çekerken onun kısık inmlemesini duyup daha yavaş hareketlerle sarılmaya başladım. Bir kolum boynundan sarılıyken onun iki koluda belime sarılıydı.
Güzel kokusunu içime çekip ayrıldım

"Hadi hastahaneye gidiyoruz"
"Gerek yok"
İşte şimdi gerçekten sinirleniyordum.
"Gerek var mı diye sormadım yürü gidiyoruz"

Önce ciddimiyim diye yüzüme bakmıs ardından yurumeye başlamıştı. Sinirlenince ben bile beni tanımıyordum bu yüzden ikimizin iyiliği açısından beni dinlemeliydi.

Hastahanede hemşire onun için ağrı kesici serum yapmış bizde oturmuş bitmesini bekliyorduk. Korkumdan hareket bile edemiyordu.

"Niye kavga ettiniz"

"Kopya çektiğimi söyledi"

"Ne var bunda sende çekmemişsen çekmedim de"

"Dedim hoca kâğıdıma büyük harflerle k yazdı. Sözlülerimi düşük verecekmiş."

Derin bir nefes içime çekip"çektin mi peki , çekmedin ama ben yine formaliteden sorayım"diye sordum.

"Tabi ki hayır "

"O zaman derdi ne senle niye böyle bir iftira atıyor."

Bıkkınca soluklandıp diğer tarafa döndü. Ağzında birkaç küfür yuvarlayıp"çünkü sevdiği kız bana onun önünde çıkma teklifi etti."

"Sen ne dedin "

"Tamam dedim sevgiliyiz şuan "

"Doğru konuş "

"Sende mantıklı sorular sor"

Hemşirenin gelmesi ile sözlerimi yutup serumu çıkarmasını bekledim.
Reçeteyi de alıp hastahaneden çıkınca yakınlardaki herhangi bir eczaneden göz için damla dudak için ise krem almıştık.

Sessiz geçen bir yolculuktan sonra eve gelir gelmez onu uzandırıp yemek yapmak için mutfağa girdim.

Aklımdaki sağlıklı çorbayı yaparken hemşirenin sıcak yemesin demesi aklıma gelince boş verip ona döndüm.

"Pizza yiyelim mi"

Işıltılı gözlerle doğrularak"evet"diyip tekrar uzandı.

Uzun zamandır hazır yemesine izin vermiyordum. Hem sağlıksızdı hem içinde ne var bilmiyorduk. Ama bazen kendini kısıtlanmış hissetmesin diye istediklerini yapıp abur cubur yiyorduk. Tabi benim son kan yutup kusmamdan sonra hiç abur cubur yememem de normaldi.

Pizzaları ayakta sipariş edip odaya geçtim. Üzerimi değiştirip tekrar salona geçince Ayaz kenara kaymış bakışlarıyla koltuğun boş kenarını göstermişri.

"Ne diyon Ayaz anlamıyorum"

"Bu amasya muhtarlık seçimleri nasıl olacak ya onu diyordum. "

Ne saçmalıyor bu çocuk bakışları atarken"gel yanıma uzan" dedi.

Yanına ilerleyip boş olan kısma zorla sığıp ona bakarken eğilip dudaklarıma hafif  bir öpücük kondurdu.
Kolunu boynunun altından geçirip yapay yastık görevi görürken vücudunu dönderdi.Elleri saçıma gidip tutamların ucunu okşamaya başladı.

Yaralı olan gözünün üstünü öpüp karşılık verirken onun tebessüm ederek derin nefes aldığını gördüm.

Yumduğu gözlerini açıp bana bakınca gözlerindeki güveni gördüm.

"Bana güveniyor musun"

Başımla onaylayıp başımı boynuna koydum.
Sıcaklığın yayıldığı boynunda mayışırken sınav haftası olduğu için çöken bünyem onun nazik dokunuşlarıyla sıcaklığına dayanamamış direk uykuya dalmıştı.





Hocam Değil Kocam (bxb)Where stories live. Discover now