.

292 10 9
                                    

Sabah gözlerim kendiliğinden açılmıştı. İçimi huzursuz eden dürtü ile hemen yanıma baktım. Boş olan dağınık yatağı görmem ile hızla ayaklandım.

"Ayaz"

"Banyodayım"

Derin bir nefes alıp odanın içindeki banyoya adımladım. İçeriden su sesi gelirken ses çıkarmadan kapıyı açtım. Buğulu camdan Ayaz'ın bedeni yarım yamalak görünüyordu. Yüzümü yıkayıp onun çıkmasını bekledim. Ona karşı dayanılmaz çekim duyuyordum fakat herşeyi bu geceye erteleyecektim.

Üstelik üzerimdeki yorgunluğu atsamda hala ciğerlerim nefes alırken biraz zorlanıyordu.

Cam kapı açılıp içeriden Ayaz'ın çıplak bedeni çıktı. Beni görünce serseri bir şekilde gülmüş yanıma yaklaşmıştı.

Ayaz'ın pürüzsüz teni gözlerim için birer bayramken zayıfladığı için çıkıllığı belli olan köprücük kemiği iştah kapatrıcıydı.

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarımız arasında santimler kala durmuştu. Nefesini dudağıma verip " noldu Çağlar" dedi.

Ses tonu bedenime elektirikli şok etkisi bırakırken yutkunup önümdeki dudağa yöneldim. Hafifçe öpüp o daha hareketlenmeden geri ayrıldım. Dudaklarım boynuna yönelirken kollarını etrafıma sarmış bir eliyle saçlarımı tutmuştu.

Mis gibi kokan boynu birkaç kere öpüp köprücük kemiğine bastırdım dudaklarımı. Çok yavaş hareket ediyordum ve bu Ayaz'ı delirtiyordu. Eliyle başımı iyice bastırmışken kollarımı çıplak beline sardım. Kendime bastırınca onun derin inlemesini işitmiştim. Karnımda hafif hissettiğim sızı ve sarhoş olmuş gibi dengesiz hissediyordum. Başım dönüyordu. Kontrolü kaybetmemek adına ayrılıp kapıda asılı havluyu alarak ona uzattım.

Oflayıp yanaklarını şişirince elimle yanaklarını büzüp dudaklarını öptüm.
Hafifçe tebessüm edip banyodan çıktım. O arkamdan söylenerek yatak odasına giderken ben salonda oturmuş Ayaz'ın telefonuyla ev ilanlarına bakıyordum.

Bir hafta izinliydim.bu yüzden bu hafta herşeyi halletmem lazımdı. Üstelik Ayaz da derslerinden eksik kalıyordu ve bu durum sınav senesinde yaşanmaması gereken bir durumdu. Belki psikolog desteği bile aldırırdım.

Güzel birkaç evin sahibiyle konuşup anlaştık. Bugün birine bakmaya gidecektim.

Üstelik kendime yeni bir telefonda almam gerekiyordu.

Ayaz yanıma gelip sessizce oturunca ona döndüm.

"Kahvaltı yapalım mı?"

"Oluur"

Dudaklarına minik bir öpücük kondurup ayaklandım. Üstüme çeki düzen verip tekrar salona adımladım.
Hala ayaktayken "hadi gidelim" dedim.
Odadan çıkıp en alt kata inerek açık kahvaltı büfesine ilerledik. Cidden restoran kadar temiz ve güzellerdi. Masalar lacivert masa örtüsü ile süslenmiş üzeri birkaç çiçek ve mum ile dekore edilmişti.

Kendimize göre kahvaltı alıp cam kenarında herhangi bir masadan birine oturdum . Ayazda karşıma otururken bugün yaptığım görüşmelerden bahsettim.

Hem gülüp hem kahvaltı ederken yan masamızda oturan kadını aldırmamaya çalışıyordum.

"Oooo görmezden de geliniyoruz"

"Neden benimle konuşmuyorsun"

"Hadi ama sırf seni aldattım diye beni görmezden mi geliceksin"

"Sana diyorum"

Boğazımı temizleyip başımı dizlerime eğdim

"Seni dinlemiyorum"

Kısık söylediğim söz ile Ayaz"efendim?" diye sormuştu. Şuan bu kadının varlığı bile beni rahatsız ederken başımı kaldırıp gözlerinin içine bakarak  "sana demedim sevgilim " diye tebessüm ettim.

Kahvaltı bitince kalkıp kendimizi caddelere atmıştık. Elimiz boş çıktığımız bu macerada üç valiz bir telefon bir bilgisayar ile geri dönüyorduk.

Aileme para göndermediğim zamanlarda biriktirdiğim para sandığımdan daha fazlaydı. Bu yüzden para yönünden sıkıntı çekmiyorduk.

Bazen Ayazda ailesinin gönderdiği parayla evimize eşya alıyordu. Karışmıyordum. Canı nasıl isterse onu yapardı. üstelik evde sadece benim aldığım eşyalar onu biraz kötü hissettirebilirdi. Tabiki de aramızda paranın lafı olmazdı ama gençlik aklıyla pek öyle olmuyordu.

Gözlerimin yanlışlıkla gördüğü ama benim çok istediğim dükkanın cam vitrini ile içeri girdim. Ayaz oteldeydi. Bende okula gidip birkaç işimi halledip sexshop arıyordum.

Yukarıda yanıp sönen led ışıklar ile varlığını kanıtlayınca içeri girdim. Çeşit çeşit alet ve kostüm varken bazılarının varlığı bile beni korkutmuştu . Birde onu bir insana yapmak resmen suçtu. Üstelik pasif olan kişi ben olduğum için alacağım herşey benim üzerimde denenecek demekti.

Kırmızı ışığın altında gözümün kestiği birkaç şeyi alıp kasaya ilerledim. Elimdeki üç kostüm ve ona yakın malzemeyle adam beni baya azgın sanabilirdi ama pek önemli değildi.

Adam hesaplama yaparken kasanın yanındaki sepette olan dergilere bakmaya başladım . Çoğu pozisyon ve doğru vuruş doğru nokta ile ilgiliyken bir tanesi daha dikkat çekiciydi. Bu penisinde sorun olan erkekler için doğal yoldan çözüm bulan bir dergiydi. Ayazı altımda hissetmek bile beni heyecanlandirirken hemen göz gezdirip onu da kasaya koydum. Ücreti ödeyip dışarı çıkınca gözlerimd anı dolan ışık ile dünya birkaç  saniyeliğine kararmıştı.

Uzun süredir içeride olamalıydım. Yeni aldığım telefona bakınca gerçektende ikindiye yakın olduğunu gördüm. Ben otelden 12. de çıkmıştım.

Taksiye atlayıp otelinin adresini verdim. Elimdeki poşetler beni heyecanlandırken akşam olacak şeyler korkutuyordu. Çünkü rasgele elime aldığım kutunun üzerindeki şey eğer doğruysa bu gece Ayaz'ın aleti hiç inmeyecekti.

Vardığım otelde sakince odamıza doğru çıktım. Kartla kapıyı açınca içeriden duyulan televizyon sesi ile hafif tebessüm ettim. Kapıyı yavaşça kapatıp yatak odasına geçtim parmak uçlarımla. Eşyaları dolabın en alt kısmına koyup geniş odadan çıktım.

Koltukta televizyon izleyen Ayaz beni görünce hemen tebessüm etmiş "hoşgeldin"demişti. Yanına adımlayıp dudaklarını öptüm ellerinle saçlarını dağıtarak derin bir nefes eşliğinde koltuğa oturdum.

Günün değerlendirmesini yaparken yarın gezeceğimiz iki evden birinin bizim yuvamız olmasını diliyordum.


....

Sizi  özledim laa
Öpüldünüzzzzzzzzzz

Hocam Değil Kocam (bxb)Место, где живут истории. Откройте их для себя