sekiz

977 99 130
                                    

  Motorla tüm mahallede tur attıktan sonra marketten yemelik bir şeyler aldılar ve sanayinin az ilerisindeki piknik alanına gittiler. Şimdi ikisi beraber eşyalarını koydukları bankın yanındaki çimlere uzanmışlardı. Mahalle turundan sonra dinlenmeye karar vermişlerdi. Daha sonra akşam yemeğine gideceklerdi. 

  "Bir iki tane kafe, elektrik tütün kırtasiye şu bu dükkanları falan var mahallede. Öyle çok bir numarası yok buranın ama görüver istedim." Arif halinden gayet memnundu. Kahvaltı, okey ve gezmeler derken çok eğlenmişti. Şimdi de çimlerin üzerinde uzanıyor olmak onu çok mutlu ediyordu. Hem nasıl mutlu olmasındı ki? Cenan yanındaydı sonuçta. 

  "Yine de çok güzel bir gündü. Teşekkür ederim." Cenan yüzünü Arif'e doğru çevirdi. Arif'te onu kendine çeken bir şeyler vardı. Onu, bu mahallede olduğu sürece mutlu etmek istiyordu ve bunun için ne gerekirse yapacaktı. "Arif?" Seslenmesiyle Arif'te yüzünü ona çevirdi. "Efendim?" 

  Cenan karnının üzerine koyduğu elini kaldırıp, kolunu Arif'in başına doğru uzattı. Arif ne yapacağını anlayıp başını kaldırdı ve Cenan kolunu uzatınca koluna yaslandı. 

  Cenan kendisi rahat olsa da Arif'in rahat olmadığını anlamıştı. "Gel biraz daha Arif." Tereddütle Cenan'a biraz daha yaklaştı. Eğer kalbi azıcık daha sesli atarsa tüm mahalleden duyulacaktı yakında. 

  Cenan'ın yanında bu kadar heyecanlanıyor olmasına anlam veremiyordu. Ya da anlam vermek istemiyordu. Ondan hoşlanıyor olabileceği düşüncesini zihninden atmak istiyordu. Ne yazık ki zihninden atsa bile kalbinden atamazdı. Çünkü kalbi Cenan için yanıp tutuşmaya başlamıştı ve beraber olmalarının imkansız olduğunu düşündüğü için küle döneceğini hissediyordu. 

  Cenan ise hiçbir şeyin farkında değildi ama her şeyin farkındaydı. Arif'i mutlu etmek, yanında olmak istediğini biliyordu ama neden istediğini bilmiyordu. 

  Orada biraz daha zaman geçirip bulutları izlediler. Aralarında bir sessizlik vardı ve Arif bu sessizliğin bir an önce bozulmasını istiyordu. Cenan'ın konuşmayacağını anlayınca kendisi konuşmaya karar verdi. "Neden yalnız yaşıyorsun?" 

  "Daha rahat oluyor." dedi Cenan. "Karışan yok laf söz eden yok. İstediğin gibi ye iç." Aradan geçen sessiz bir kaç saniye sonrası aynı soruyu Arif'e yöneltti. "Sen neden babannen ile değil de ayrı oturuyorsun?" 

  "Aynı sebeplerden. Daha rahat." Konuşmanın sonlanmasını istemiyordu Arif. Bu yüzden aklına gelenleri tek tek soracaktı. "Sanayide çalışmasan ne yapardın?" 

  "Okuduğum bölüm yüzünden başka şansım olmazdı. Ama başka bir bölüm okuma şansım olsaydı ne okurdum bilmiyorum." 

  "Neden en başta bu bölümü seçtin?" 

  "Babam istedi." 

  "Kaç kardeşsin?" 

  "Tek çocuğum." 

  "Buralı mısın?" 

  "Kayseri doğumluyum ama burada büyüdüm."

  "Kayseri'den Edirne'ye geliş sebebiniz neydi?"

"İş." Arif anın büyüsü ile gözlerini kapattığı için farkında değildi ama Cenan konuşmanın başından beri Arif'i izliyordu. Gökyüzünün manzarası yerine Arif'i izlemek daha cazip gelmişti. 

  "Sevgilin var mı?" 

  "Arif?" Gözlerini açıp yüzünü Cenan'a çevirdi ve ona bakan gözlerle karşılaştı. Ne zamandır izliyordu? "Hm?" 

Aşk-ı Sanayi // ArCenWhere stories live. Discover now