yirmi-beş

219 24 10
                                    

  "Hadi Arif, oyunbozanlık yapma şimdi." Emre zorla Arif'e şarkı söyletmeye çalışıyordu. Geldiklerinden beri herkes en az iki şarkı söylemişti fakat Arif sadece oturup içeceğini yudumluyordu. "Siz söylüyorsunuz işte ne güzel."

  "Buraya sadece biz söyleyelim diye gelecek olsak seni evde bırakırdık. Hadi kalk. Düet yapın Cenan'la." Arif ne kadar başından savmaya çalışsa da başarısız oluyordu.

  "Hiç havamda değilim." Elindeki mikrofonla beraber Ömer'le düet yapan sevgilisine göz attı. Şarkı söylediğini ilk defa duyuyordu ve kabul etmeliydi ki hem sesi hem de şarkı söylerken ki hali gerçekten çok çekiciydi. Bunu daha sık görmeyi çok isterdi.

  Emre ile Arif'in konuşması sırasında kendilerini şarkıya kaptıran (dktt - neyin nesi) Cenan ve Ömer ise gerçekten şarkının akıntısına kapılmış olmalarının dışında Arif ne kadar eğlendiklerini görüp yanlarına gelsin diye normalden daha fazla eğleniyor gibi davranmakla görevliydi.

  "Üniversitede ilk kez birlikte yaşamaya başladığımız zaman her gece bizi buraya getirmek için binbir takla atan, biz gelmeyince de gece gizli gizli kaçıp gelen o insan nerede şuan?"

  "Bugün burada oturmadığı kesin." Emre bu kadar olumsuz duyguya dayanamayarak Arif'i kolundan tutarak çekiştirmeye başladı. Ya karaokeye katılıp eğlenecekti ya da biraz içip derdini anlatacaktı ve şuan birinci seçenek kesinlikle olmuyordu.

  Arif'i kolundan çeke çeke karaoke odalarının dışındaki bar kısmına sürükledi.

  -yazar notu: bizzat karaokeye hiç görmediğim için nasil bir yer olduğunu uyduruyorum böyle değilse kizmayin-

  "Anlat, sökül, çıkar ağzındaki baklayı."

  "Cenan'la tanışalı daha bir kaç ay oldu. Ya mesafe ilişkisi istemezse?"

  "Saçmalama olum. İstemezse burada beraber yaşarsınız."

  "Mahallesini bırakamaz ki. Kaç yıldır o mahallede. Neden bıraksın ki?"

  "Bak şimdi şöyle yapıyoruz Arif." Emre barmene seslenip iki şişe bira istedi. "Bunlardan birer tane kafaya dikiyoruz ve Ömer'lerin yanına dönüyoruz. Sonra da hiçbir şeyi kafaya takmadan eğleniyoruz."

  Arif'in buna gerçekten çok ihtiyacı vardı. Neyseki Emre gibi bir arkadaşı vardı ve hep yanındaydı. "Anlaştık."

  Arif ve Emre kısa bir sohbet sırasında biralarını bitirdiler, sonra da karaokede şarkı söylemeye devam eden Cenan ve Ömer'e katıldılar. Onlar geldiğinde ikisi beraber Tarkan söylemeye başlamışlardı. (Şımarık)

  Emre ve Arif de birer mikrofon alıp onlara katıldılar. Bu gece hiç kimse hiçbir şeyi kafaya takmadan eğleneceklerdi.

  Yaklaşık yarım saat hep birlikte şarkı söylemelerinden sonra Emre ve Ömer ikisini yalnız bırakma kararı aldı. Arif ve Cenan kendilerini şarkıya öyle kaptırmışlardı ki gittiklerini bile fark etmemişlerdi. Şarkı bittikten sonra ilk fark eden Cenan olmuştu. "Emre'ler nerede?"

  "Bilmem." Cebinden telefonunu çıkarıp Emre'yi arama tuşuna bastı. "Arayalım bakalım." Arama cevaplanmayınca Cenan, Ömer'i aradı ama ikisi de telefonlarını açmıyorlardı.

  Tabii ki bilerek açmıyorlardı. İkisi İstanbul'a geldiğinden beri nadiren yalnız kalmışlardı. Sonuçta buraya gelme amaçları beraber diledikleri gibi saklanacak kimseleri olmadan vakit geçirmekti. Ömer ve Emre onlara bu olanağı tanımak istemişti.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Aşk-ı Sanayi // ArCenWhere stories live. Discover now