onsekiz

859 77 98
                                    

  İlerleyen zamanlar ikisi için de zordu. Cenan sürekli Yasin'in saçma söylemlerine maruz kalıyordu. "Neden sürekli Arif'lesin, neden sürekli sana geliyor, neden iş çıkışı ona gidiyorsun" gibisinden bir sürü şey söylemişti. Cenan ise her defasında onu geçiştiriyordu. Arif'in arkadaşı olduğunu ve bunların normal olduğunu söyleyip duruyordu.  

  İlk başlarda Arif sürekli Cenan'ın yanına gelmeye çalışıyordu, fakat sanayiye bu kadar çok gelmenin dikkat çektiğini düşündüğü için gelmekten vazgeçmişti. Bunun yerine sürekli Cenan'a mesaj atıyordu. Cenan da müsait olduğu ilk an ona yazıyordu, işten sonra da kendini Arif'in kapısının önünde buluyordu.

  Hafta içi Cenan çalışıyor ve akşamında Arif'e geliyor, hafta sonu da birlikte ya evde ya da mahallede vakit geçiriyorlardı. Dışarı da oldukları zaman korona hâlâ devam ediyormuş gibi sosyal mesafe kuralını uyguluyorlardı.

  Bu sırada Arif evde durduğu vakitlerde Emre ve Ömer'le ev/iş ilanlarına bakıyorlardı. Cenan'a hala söylememişti, sürekli söylemeyi düşünüyordu ama Cenan yanında olduğu zaman aklı hayali şaştığı için hemen unutuyordu. Fakat eninde sonunda söyleyecekti.

  Mahallenin iki gizli aşığı olarak geçirdikleri birinci aylarına gelmişlerdi. Şimdi de Arif'in evindelerdi. Arif koltukta otururken kucağında uzanan Cenan'ın saçlarını okşuyordu. "Cenan?"

  "Hm?" Neredeyse uyuyacaktı Cenan. Sanayide çok yorulmuştu bugün. Ayrıca her zaman olduğu gibi Yasin'in imalarına maruz kalmıştı. Cenan'a sürekli imalı sorular sorup duruyordu.

  "Emre ve Ömer bizi yanlarına çağırıyor." Ömer'in bir kaç gün izni vardı. İlk başta ikili Arif'e gelmeyi düşünmüştü ama Cenan ile yaşadıkları ilişkiyi sakladıklarını bildikleri için onlar şehire gelirse ilişkilerini saklamadan rahat rahat gezerler diye onları kendi yanlarına çağırmaya karar vermişlerdi.

  "Yanlarına mı?" Kafasını Arif'in kucağından kaldırdı Cenan. "Evet. Ömer'in izni varmış. Onlara gelmemizi istiyorlar." İkisi ile tanıştığı sırada İstanbul'da oturduklarını öğrenmişti Cenan. Gitmeyi çok isterdi aslında. Sanayideki işleri Yasin'e bırakabilirdi. Kendisi gelene kadar o idare ederdi. "Ne zaman gidiyoruz?"

  Bu cevaba karşılık Arif, Cenan'ı kendine çekerek öpmeye başladı. Ona karşılık veren Cenan, Arif'in belinden tutarak kendine daha çok yaklaştırdı.

  "2 gün sonra Ömer'in izni başlıyor." dedi Arif, dudaklarını ayırdıktan hemen sonra. "Tamam o zaman. Yarın akşam gideriz, olur mu?"

  "Olur." Cenan gülümseyerek Arif'in yanağına bir buse kondurdu. Daha sonra çenesine doğru bir tane daha. Öpmeye doyamıyordu. Arif'in boynuna yöneldiği sırada Arif'in aklına daha önce yaşadıkları olay geldi. "Cenan'ım, en son beni böyle öpe öpe yediğin zaman ne olduğunu hatırlıyorsun dimi?" Aynı olan Cenan'ın da aklına gelince öpmeyi bırakmıştı. Bir kez daha dudağı kanamış bir şekilde gezmek istemiyordu. Gerçi dudağını kanatan kişi Arif'ti. O yüzden hiçbir sakınca yoktu.

  "Hatırlıyorum gülüm. Annem kavgaya karıştım sanmıştı. Babam da bu yaşa gelip hala dayak yememe tonla laf etmişti."

  Pek de güzel laflar sayılmazdı bunlar. Fakat gerçekten dayak yemediği için duydukları gücüne gitmemişti.

  Cenan tekrar Arif'in kucağına uzandıktan sonra Arif heyecanla İstanbul'a gidince yapabilecekleri şeyleri anlatmaya başladı. Onunla yapmak istediği bir sürü şey vardı. En güzel yanı, kimse onları tanımadığı için sokaklarda rahat rahat el ele yürüyebilecek olmalarıydı.

Aşk-ı Sanayi // ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin