Giriş

62 6 13
                                    

Ciddi anlamda sizlerin seveceği bir şeyler ortaya koymaya çalışıyorum, katil ve dedektif kurguları sevildiğinden ve benim de eğlene bileceğim için yazmak istedim.

Uyarımı da yapmadan geçmeyeyim. Yaş farkı mevcut fakat aşırıya kaçmamaya çalışacağım elbette. (Aslında abarta da bilirim bana hava hoş xjxjxn)

Kurguma bir şans verirseniz mutlu olurum :)

Başlama tarihinizi yazın bakim:
_______

Saatlerdir göz gezdirdiği dosyaları artık ezberlemişti fakat tek bir ipucu bile bulamıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saatlerdir göz gezdirdiği dosyaları artık ezberlemişti fakat tek bir ipucu bile bulamıyordu.

Sinirle kağıt parçalarını bir kenara fırlattı, bu yaptığıyla hem arkadaşı olan hem de asistanlığını yapan dostu irkilerek doğruldu.

O da onu ilk kez böyle görüyordu.

Dedektif Ayaz Sarp Yıldırım her zaman oldukça sabırlı ve temkinliydi, tamam çok sabırlı değildi fakat en azından iş konusunda kendini kaybetmeyecek kadar disiplinliydi. Şuan arkadaşı Afak'ın Ayaz'ın sakin haline ihtiyacı vardı fakat çok zor bir ihtimaldi.

Oturduğu sandalyeyi geriye iterek Ayaz'ın yanına gelmiş, ellerini masaya dayayarak tekrar kağıtlara göz ucuyla bakmıştı.

Ayaz yumruğunu masaya geçirerek, "Hani kusursuz cinayet olamazdı!?"dedi. Sesi sonraya doğru yükseldiği için Afak sinirle ona bakmıştı. Yüksek sesi sevmezdi.

Amirleri onalara güvenerek bu cinayeti çözmelerini istemişti. Şimdi çaresizce 'yapamıyoruz' diyemezlerdi, hayatların da şu zamana kadar zorlandıkları ilk cinayette hemen pes etmek onlara yakışmazdı.

"Öyle bakma, bu cinayet çok zor." Masasında ki kahfeyi eline alarak içmişti. "Üç gündür uyumuyoruz, tek bir yolumuz olsa o yoldan irerleriz ama bu Gölge denen kişi," yukundu. "Kahretsin, ama fazla iyi!" Ellerini saçlarına geçirdiğinde yağlandığı için hemen geri çekti. Yüzünü tavana tutarak bir kaç saniye sakinleşmeye çalıştı. İçinden, "hep iyi olmaya çalıştım, biliyorum olamadım, fakat tanrım cezam çok ağır geliyor." Diye geçirdi.

Afak elini on beş yıllık dostunun omzuna koydu. Böyle bir adam için imkansız yoktu, elbet çözecekti. Er ya da geç Gölgeyi bulacaktı, ya da Gölge onu bulacaktı.

Kendi de yazmıştı üç gündür burada olmamızı sağlayan mektubunda.

'Siz beni bulamazsınız, gölge kendisi bir an da berilir.'

Şuan önemli olan olayın çözülmesi olsa da bunu kendisi yapa bilirdi. Günlerdir kendisi bazen kestiriyor ve duş alıyordu ama dostu, o herşeyi baştan sona tekrar, tekrar incelediğinden böyle bir şeye fırsat bulamamıştı.

"Ben buradayım, bir kaç saate de ekip gelecek sen git ve dinlen."

Kaşlarını çatarak gözleri Afak'a döndüğünde Afak itiraz istemediğini belirtircesine çenesini kaldırdı.

Ayaz'ı ittirerek arabasına bindirmiş ve şöförüne evine götürmesini belirtmişti.

Ayaz gittikten sonra Afak'ın telefonu çalmıştı.

Ekrana baktığında, 'Ekipten Büşra' yazısını görmüş ve hemen cevaplamıştı.

Büşra ekipte en işkolik olduğundan asla gereksiz şeylerle ilgilenmezdi. Patron ve Ayaz dışında diğerlerini aramazdı bile.

"Alo?"

"Bir şey bulduk."

Duyduğuyla hemen çalışma odasına koşmuş ve arabanın anahtarını almıştı.

"Ne, ne buldunuz?"

"Bir saat, ve bu saat Gölgeye ait."

Elinden düşen talefonla gözleri adeta parlamıştı. Telefonu düştüğü yerden almış ve, "Büşra, ben bu haberi yarın Ayaz'a veririm. Şuan sızmış durum da. Kalanını biz hallederiz. Şuan ben oraya geliyorum" Dedi.

Kafasını salladığını hissettiğinde telefonu kapattı.

"Sonun geliyor, bay Gölge."

Erkek olduğunu düşünüyordu Afak, sebebi ise Gölge'nin çok hızlı koşuyor, gerektiğinde dövüşüyor ve korkusuz olmasıydı.

Arabayı çalıştırmadan önce sanki son nefesiymiş gibi derin bir nefes vermişti.

Rahatlamamıştı, korkmuştu, Gölgenin neyi ne için yaptığını çok nadiren kestire bilmişlerdi. O zamanlar da bile hiç bir iz bırakmamayı beceriyordu.

Fakat Afak ve Ayaz'ın düşünmediği bir şey vardı, Gölge zaten öldürdükleriyle en büyük ipucuyu bırakmıştı.

Şimdiyse sadece cineyetinin izini bırakmak istemiyordu. Adalet için olan savaşında hayatlarda da iz bırakacaktı.

Bu izlerin en koyusu Ayaz da olacaktı. Afaksa o izleri zihninde hissedecekti. Çünki gölgeler korkutmayı planlarken her zaman bu bir kaç kişiye yönelik olurdu.

Fakat kendi gölgesini seven diğerleri irkilirken gülümserdi.

______

AAAAAAAAAAA ÇOK HOŞUMA GİTTİ NEDENSEEE

bu arada Gölge katil bile olsa suçsuzları korur, ölümüne.

Ehm neyse iyi günler dilerim yavrularım





Adalet Katil'iWhere stories live. Discover now