9. Korkunç rüya

11 3 24
                                    

Benim yirmi bölüm laneti gelmeden önce final mi yapsam acep cjfnfm(yazdığım kitaplar nedense 20 bölümden sonra hep ya siliniyor ya da hesap gidiyor)

Ehehehe neyse neyse, bişey olmaz

Bu arada yeni hikayeyi yazacak ve ay da tahminen dört bölüm atacağım. Umarım bu kitapta aldınız keyfi orada da alırsınız :)

Bölüm fotoğrafı:

Keyifli okumalar!_______

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Keyifli okumalar!
_______

Boğazıma dayanan bıçak beni mi korkutuyordu? Hayır. Korkmuyor değildim ama karşımda ki Soner'in gözlerinde ki hissle benimki yarışamazdı. Emindim.

"Gerizekalı!" Diyerek bağırmıştı Soner. "Ne yapıyorsun bu suç, piç."öne atılmak istese de adamın bıçağı derime batırmasıyla gerilemişti.

O an dirseğimi adamın karnına geşirmiş ve bıçağı elime almıştım. Ardından hızlı davranarak bıçağı adamın kanına bir kaç defa saplamıştım.

Soner'in gözleri büyümüş ve bana katlanan korkusuyla bakmıştı. "Bu," yutkunamadı. "Bu yaptığın..." sezsizlik.

Bir adım daha gerilediğinde bedeninin titrediğini hissettim. Birini öldürmüştüm ve o buna şahit olmuştu.

Soğuk su ayak bileğine değdiğinde irkilmiş ve kendini suya bırakmıştı. Donuyor olmalıydı fakat o kadar gergindi ki bunu hissedemiyordu.

"Anlatacağım." Dedim. "Ama lütfen, lütfen kalk." Yalvarırcasına çıkan sesime karşın itaatkar ve tetikte durarak ayağa kalktı.

Şimdiden donmaya başlamıştı. Yere eğilerek battaniyeyi aldım. Kendini koruma haline alması beni güldürmüştü. Umursamazta battaniyeyi omuzlarına attım.

"Evin nerede?" Diye sorduğum da kaşlarını çattı.

Öfkeyle "Beni de mi öldüreceksin?" Dedi. Ağlamamak için direniyor gibiydi.
Ah, nasıl da küçük bir çocuk gibiydi ama.

"Hayır tabiki de!" Verdiğim cevapla beni baştan aşağı süzmüş ve bıçağı işaret etti. "Ben seni neden öldüreyim?"

"Ne bileyim ben?" Dedi. "Bu adamı öldürmen için bir sebep yoktu. Benim için de yok." Gözlerini kıstı. "Şüphelisin."

Yüzümü buruşturduğum da, "evini göster yoksa bu kez bıçak değil yüzüne yumruk yersin." Dedim.

Rahatlamış gibi olmuştu. Elini öne uzatarak yönü göstermiş ve irerlemeye başlamıştık.

Ceseti ise sürüklüyorduk. Zaten ben gömersem bulamazlardı. Sonuçta Gölge'nin burada olduğunu tahmin etmek zor olurdu.

Ama bu benim işime gelirdi.

Vardığımız evin bahçesinde çiçek azdı fakat yemyeşil toprak ve meyve ağaçları bir kaç dakika önce geldiğimiz kumsal ile hiç uymuyordu.

Bahçeye girdiğimiz de oturmak için koyulan sandelyelere yorgunca yığıldım. O esna da Soner'in gözleri cesetden ayrılamıyor, benim bu rahatlığıma şaşkınlıkla imreniyordu.

Adalet Katil'iWhere stories live. Discover now