Bölüm 10 (ACI GERÇEKLER)

30.5K 1.6K 117
                                    

Senden hoşlanıyorum!

Bu kelimeleri duyalı nerdeyse 1 ay oldu ama hala kulağımda çınlanıyordu.

sendenhoşlanıyorumsendenhoşlanıyorumm...

Belki bu kelimeler ilk defa bu kadar derinime işliyordu. İnsanlar sürekli çok tatlı bir kız olduğumu söylerdi. Tabii ki benimle birlikte olmak isteyen erkeklerle karşılaşmıştım ama beni bu derece düşündüren biri ilk defa oluyordu.

Sadece insanların vay be diyeceği bir sevgilinin kolunda olmasını istemişlerdi. Banada bu şekilde yaklaşan çok erkek olmuştu. Ama hiç biri bana bunu hissetirememişti.

Ve bana o kelimeleri söylediğinden beri kafam darmadağan olmuştu... Bu sürede istemsizce ona yakınlaşmıştım. Sanırım yaptıklarını unutmak istiyordum ve bu yüzdende kendimden nefret ediyordum.

***

"Ne dedin!"

Hazalla Armi aynı anda konuştukları için hangisine bakacağımı şaşırmıştım.

"Demirelin beni burada tutmasının sebebi benden hoşlanmasıymış."

"Aslında ben şaşırmadım. Baban gittikten sonra seni burada tutmasının sebebinin bu olduğunu tahmin etmiştim."

Hazalla birlikte Armiye baktık.

"Bize niye söylemedin."

Armi bakışlarını eline indirdi.

"Bakın şuan daha önemli bir konumuz var. Demirelin elinden seni nasıl kurtarabiliriz. Sana aşık olursa herşey biter. Seni asla bırakmaz."

Kurtarmak mı? Şu an lanet bir şekilde gitmek istemiyordum.

"Armi gidebileceğimi sanmıyorum. Beni bırakmaz hayatta kaçamam ondan göremiyor musunuz? Hem burada ki yaşamımda o kadar kötü değil en azından kendimi fazlalık hissetmiyorum benden hoşlandığı için."

~~~O an benden hoşlandığı günün ertesi gün aklıma geldi. Sabah kahvaltı için gereksiz bir şekilde bir bluz ve mini şort giyip makyaj yapmıştım. Ardından odadan çıkıp merdivenlerden aşağı indim o sırada Demirel salondan çıkıyordu. Beni görünce duraksayıp baştan sona inceledi. Sonra yutkunup gözlerime bakınca sağ elimi enseme koyup gözlerimi kaçırdım.

"Şeyy..."

Devamını getiremeyeceğim bir şekilde ağzımı açmıştım o sırada Demirel durumu kurtarmak istemiş olcak ki o konuşmaya başladı.

"Yemek yedin mi? Yani kahvaltı yani yapmadıysan havalar ısındığı için bahçeye sofra kurdurabilirim."

Sesinden onun da heyecanlanmış olduğu anlaşılıyordu.

"Evet sen kahvaltı yaptın mı?"

"Yaptım ama acıktım tekrar."

"O zaman ben kahvaltı kurulmasına yardım edeyim seni çağırırım."

Başını evet anlamında sallayınca ortamın gerginliğinden uzaklaşmak için sağıma dönüp bir adım atmamla kafamı duvara çarpmam bit oldu. Daha sonra Demirel yanıma gelip beni kendine çevirdi. Utancımdan başımı kaldıramıyordum. Elimle kafamı tutup utanç krizleri geçiriyordum.

"İyi misin Miray doktoru çağırayım mı?"

Gözlerimi sıkıca kapatıp içinden bir lanet savurdum sonra elimi kafamdan çekip Demirelin gözüne baktım. Yüzünde ki endişeli ifade şaşkınlığa dönmüştü çünkü deli gibi kahkaha atmaya başlamıştım.

O da benimle gülmeye başlayıp beni kollarının arasına çekmişti.~~~

Olanları düşününce istemsiz bir gülümseme oluştu yüzümde.

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon