BÖLÜM 25 (Küçük Misafir)

18.8K 1K 127
                                    

Medya: Buğra

Armi'den

Yavaşça yatağımdan doğrulup kolumdaki serumu takip ettim. Bembeyaz odayı incelerken derin bir nefes Alıp hafızamı zorladım.

Iki gün boyunca Mirayın bir yerden çıkacağını beklemiştim. Fakat otopsi raporundan sonra ölümü kesinleşince kendimi Buğranın kucağına Düşerken hatırlıyorum. Saçımı geriye doğru elimle ittikten sonra açılan bir kapıyla hemen döndüm. Hazal gelişi güzel toplanmış saçı, soluk cildiyle gelip yatağın yanına oturdu.

"Nasıl hissediyorsun kendini."

"Ölü gibi... Annem geldi mi?"

"Evet doktorla görüşüyor."

Doktorla neden görüşüyordu. Sadece üzüntüden bayılmıştım. Kaşlarımı çatarak Hazala baktım.

"Neden doktorla ne görüşüyor olabilir ki?"

Ellerini yüzüme koydu.

"Annen söylemeden ben söyleyeyim. Hazırlıklı ol en azından."

Göğsüme yumru gibi oturan cümlesi moralimi alt üst etmişti.

"Söyle ne oldu?"

"Nasıl söylenir bilmiyorum ki? Armiii."

Heyecanım tavan yapmıştı. Yerimden doğruldum.

"Hazal adam akıllı söylesene."

Biraz bana boş boş baktıktan sonra Gözlerini kısıp bakışını Kapıya yönlendirdi.

"Çok erken biliyorum ama sen bir can daha taşıyorsun."

"Neee?"

Hemen yerimden doğrulamaya çalıştım fakat Hazal beni kolumdan tuttu.

"Bundan sonra daha dikkatli olmalısın."

"Olamaz Hazal ben daha 18 yaşındayım."

"Daha dikkatli olmalıydın. Bebek Buğranın değil mi?"

Ben hala Şoku üstümden atamamışken başımı evet anlamında salladım. Daha sonra karnıma baktım. Gözlerimi kapayıp o geceyi hatırladım.

Buğra beni evlerine davet etmişti. Beraber film izlemiş deliler gibi eğlenmiştik. En sonunda odasına çıktığımızda beni öpmüş ve kulağıma "bana teslim ol!" Demişti. Of sonrası... Neden korunmamıştı ki?

Ellerimi Yavaşça karnıma yerleştirdim. Daha sonra kapının açılma sesiyle Kafamı hemen çevirdim. Annem elinde bir kaç kağıtla içeri girdi. Hazal ise ayağa Kalkıp bana döndü.

"Şey ben kantine gideyim."

Arkasını dönüp çıkınca annemle başbaşa kalmıştık. Kağıtları ilk önce yatağın Yanındaki masaya Bıraktı daha sonra gelip Yanıma oturdu.

"Kızım..."

"Anne biliyorum hatalıyım."

"Armi bu çok büyük bir yük."

Başımı sallayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım. Annem eliyle saçımı okşadı. Daha sonra Bulgar aksanıyla konuşmaya başladı.

"Çok gençsin Armi bu sorumluluk sana ağır gelir."

"Ne yapmalıyım anne. Babam nerede?"

"Baban sana çok sinirli Armi gönlünü alman biraz zor gibi."

"Ama Bulgaristan da normal bir şey bu."(kızlar Armi Bulgaristan göçmeni."

"Kızım 5 Yıldır Türkiye'deyiz. Bura Bulgaristan değil. Belki insanlar seni ayıplayacak."

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu