Bölüm 35

14.5K 774 97
                                    

"Saçma bir kolye yüzünden bu hale düşecek kız mısın sen Miray!"

Kendime sitem ederken bir yandanda iskeleden denize bakıyordum. Dün gece Kenan'ı göndermiştim. Rüzgarla da sabaha kadar dışarı da tek kelime etmeden oturmuştuk . Gün doğmaya başlayınca ise buraya kaçmıştım. Ama bana neden kızmıştı ki sonuçta Kenan'a buraya gelmesini ben söylememiştim.

"K harfiymiş salak kadın sen kimsin ki benim kimle evleneceğimi biliyorsun?"

Kolyeyi boynumdan koparıp denize doğru bir an da fırlattım. Yaklaşık 2 metre ilerimde suda battığı yeri izleyip arkamı döndüm.

Ya hayır ya gerçekten doğru ise o kolyeye R harfini yazmalıyım ben başka bir şey istemiyorum. Tekrar denize dönüp kolyeyi nereye attığımı hatırlamaya çalıştım. Hemen ayakkabımı ve montumu çıkardım. Hiç düşünmeden kendimi soğuk suya doğru attım. Tenime hücum eden soğukluk hissi tüylerindeki diken diken edip hareket kabiliyetimi kısıtlamıştı. Ama yinede Deniz'in dibine doğru yüzmeye başladım. Elim kuma diyince bir o yana bir bu yana elimi getirip götürdüm. Bir süre kolyeyi arayıp bulamayınca yukarı doğru yüzüp kafamı sudan çıkardım. Yüzüme hızla çarpan soğuk havayla biraz mücadele edip yeterince hava depoladıktan sonra tekrar suya daldım. Elimi tekrar kuma sürtmeye başladım. Sonunda elime zincir gibi birşey takılınca tutup avucumun içine aldım. Sonra tekrar yüzeye çıkmak için yüzdüm fakat bir terslik vardı.

Ellerim bu sefer soğuktan buz kesilmişti. Her attığım kulaç etkisini yitiriyordu. Korkuyla daha hızlı yüzmeye başladım. Ama bir türlü çıkamadım. Yaklaşık iki dakika boyunca suda boğuştuktan sonra kendimi serbest bıraktım. Gözlerimi kapattım. Yavaş yavaş bilincimi kaybetmeye başlarken beni kendine çeken bir kolla tekrar gözümü açtım. Tekrar gözlerimi açtığımda Güneş bulutların arasından hafif görüş alanımı kısıtlıyordu.

"Rüzgar??"

Gözlerimi tekrar kapatıp açtığımda beni izleyen iki gözü görmemle oturur pozisyona geçtim.

"Siz kimsiniz?"

Turuncu saçlı ve mavi gözlü kesinlikle rengarenk olan kız önce beni inceledi sonra sırılsıklam olmuş saçlarını arkaya doğru atıp konuşmaya başladı.

"Ben Tuğçe. Sabah yürüyüşe çıkmıştım. Senin suya atladığını gördüm. İntihar etmiyordun değil mi?"

Başımı hayır anlamında sallayıp ona şaşkın şaşkın baktım.

"Çünkü işine engel olmak istemem."

Gözlerimi Kocaman açıp kıza bakmayadevam ederken kız bir kahkaha patlattı.

"Şaka yapıyorum. İyi misin?"

"Evet iyiyim bu arada teşekkür ederim. Çünkü kesinlikle ölmek istemiyorum."

"Bu soğukta neden suya atladın."

"Kolyem düş..."

Hemen elime baktım. Ama kolye elimde değildi. Hemen ayağa fırlayıp etrafıma baktım. Lanet olsun kolyem yoktu. Etrafımı şaşkınca izlerken Tuğçe de ayağa kalkıp kolumu tuttu.

"Sakin ol kolyen için mi..."

Onu şaşkın şaşkın izlerken yerde duran ve bana ait olmayan montun cebinden sarkan bir zinciri görünce. Hemen eğilip kolyeyi çektim. Benim kolyem olduğunu görünce önce sevindim sonra kıza ters bir şekilde baktım.

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin