1

1K 72 46
                                    

"Au secours! quelqu'un est malade!"
(Yardım edin! Biri fenalaştı!)

Jungkook kapattığı gözlerini açıp, kafasını yasladığı teleferiğin camından kaldırdı. Etraftaki birçok kişi bir yere toplanmışken, bir kısmı sadece uzaktan izliyordu. Hızlı bir şekilde ayağa kalabalığın ortasında yerde uzanan çocuğa ulaşmaya çalıştı.

"Bougez! Je peux vous aider."
(Çekilin! Ben yardım edebilirim.)

Herkes hızla kenara çekilirken, teleferik zaten en üste gelmişti. Jungkook, sarı saçlı çocuğu kucağına aldığı gibi temiz havaya çıkarıp yere yatırdı. Bu sırada restoranda sesleri duyan iki kişide Jungkook'un yanına gelmişti. Jungkook, doktor olduğunu söyleyen adamların yerde baygın yatan çocuğa müdahale edişini izlemeye başladı.

Geçen 15 dakikadan sonra yavaş yavaş kendine gelmeye başlayan çocuğu izledi. Etraftaki kalabalık dağılmıştı. Jungkook'un şu ana kadar bir vasfı yoktu ama kalkmaya niyeti de yoktu. Gözlerini kırpmadan pürdikkat sarı saçlı çocuğu izliyordu. Etraftaki doktorlarla küçük küçük konuşmaya başlayan çocuğun adının Jimin olduğunu öğrenmişti. Zaten Koreli olduğunu anlamıştı ama konuşmaya başlayınca daha da emin olmuştu.

Jimin kendini daha iyi hissettiğinde oturur konuma getirilmişti. Eskisine göre daha iyi gözüküyordu. Jimin kafasını kaldırınca ayaklarının dibinde oturmuş, kocaman açtığı gözleriyle kendisine bakan adamı gördü. Göz göze geldiklerinde Jungkook utanıp gözlerini kaçırmıştı.

"Ş-şey daha iyi misin?"

Jiminin şok olmuş yüzünü görünce istemsizce tebessüm etmişti. Aslına bakarsanız ne yaptığının da farkında değildi. Genel olarak huysuz bir adamdı Jeon. İşlerinin bozulmasından nefret eder, istemediği bir şey olursa saatlerce somurturdu. Fakat şu anda yüzünde sadece huzur vardı. Bu sarı saçlı çocuk burada tek başına oturup, kafasını dinleme planlarını mahvetmiş olsa da bundan hiç şikayetçi gibi durmuyordu.

"Sen Koreli misin!?"

Jimin sesinin tonu ayarlayamadan bağırdığında, ne yaptığının farkına varıp utanarak özür dilemişti. Jungkook, gülümsemesi daha çok büyütüp kafasını salladı. Elini uzatıp kendini tanıttı.

"Ben Jeon Jungkook."

Jimin, heyecandan terleyen ellerini montun üzerine silip o da elini uzattı.

"Bende Jimin. Park Jimin."

Jungkook, sevimli çocuk karşısında istemsizce daha da gülümsüyordu.

"Daha iyi olduğuna emin misin?"

Jimin içine yerleşen heyecanla başını salladı. Kesinlikle buraya geldiği ilk haftadan Koreli birini görmeyi beklemiyordu.

"Çok teşekkür ederim. Evet şu an daha iyiyim."

"Aslına bakarsan bana değil, bu doktorlara teşekkür etmelisin."

Jimin sanki aklına yeni gelmiş gibi yanındaki doktorlara dönüp mahcupça teşekkür etti. Jimin'in daha iyi olduğunu gören adamlar geçmiş olsun dileklerini dileyerek, restoranta geri döndüler.

Jungkook, Jimin'i yerden kaldırıp balkondaki boş bir masaya oturttu. Nedensizce bu çocuğu orada bırakmak istememişti.

"Kaba olmak istemem ama sadece merak ediyorum. Herhangi bir hastalığın mı var?"

Jimin, çekine çekine soru soran adama baktı.

"Ah, hayır. Sadece teleferiğin bir an bu kadar yukarı çıkması beni tedirgin etti."

Lousanne Love~JikookWhere stories live. Discover now