22

210 30 21
                                    

Jimin bu sabah Jungkook'un mesajlarıyla uyanmıştı. Jungkook onu işe bırakmak için ısrar etse de, kabul etmemişti. Kendine yaptığı kahveyi içip, hazırlanarak evden çıktı.

İlk defa tek başına gidecekti bu yüzden biraz tedirgindi. Halsiz ve bitkin hissediyordu kendini. Yarım saatlik bir yoldan sonra, sonunda gelmişti.

Jungkook kapının önünde oturmuş bekliyordu. Jimin'i görünce ayağa kalkıp, direkt yanına geldi. Hasta ve yorgun gözüküyordu Jimin. Öyle ki gözlerini bile zor açıyor, adımlarını atarken zorlanıyordu.

"Sonunda geldin. İyi misin?"

"İyiyim, saol."

Jimin içeri girmek için kapıya doğru yürüdüğünde, arkasından seslendi Jungkook.

"İyi çalışmalar!"

"Sana da!"

Jimin içeri girdiğinde, gitmekle gitmemek arasında kalmıştı Jungkook. Jimin'i bu halde bırakmak istemiyordu fakat, gitmesi gerekiyordu.

Sonunda kendini zorla Lannona'ya attı. Aklı bir karış havada olarak çalıştığı için, sürekli bir şeyleri yanlış yapıyor, sosları deviriyor, pizzaları fırından çıkarmayı unutuyordu.

Arkadaşları onun halini fark edince, daha basit bir işle uğraşmasını istemişlerdi. Şimdi ise yerleri sildiğini sanıyor, ama aynı yerin üstünden kırk kere geçiyordu.

İçeri girip, yanına gelen Valin'i bile fark edememişti.

"Jungkook."

"Ha?"

Transtan çıkar gibi kendine geldiğinde, karşısındaki Valin'e yorgunca gülümsedi.

"Bienvenue. Avez-vous daim? Dois-je vous faire de la pizza?"
(Hoşgeldin. Acıktın mı? Sana pizza yapayım mı?)

Rahatsızca yenide kıpırdandı Valin.

"Non, merci. Viens avec moi."
(Hayır, teşekkür ederim. Sen bi' benimle gelsene.)

Elindeki paspası yere düşürmüştü Jungkook. Gözleri korkuyla açılmıştı çünkü ne olduğunu anlamıştı.

"Que s'est-il passé? Quelque chose s'est passé."
(N'oldu? Bir şey olmuş.)

"Vous n'avez pas besoin de vous inquiéter-"
(Endişelenmene gerek yok-)

Valin'in konuşmasını dinlemeden, koşarak dışarı çıktı Jungkook. Kaybettiği bütün korkuları tekrar yerine gelmişti.

Trafik dolu yoldan koşarak geçerken, çokta farkında değildi ne olduğunun. Lotus'un kapısını hızla açıp, çarparcasına kapattığında neredeyse bütün camlar titremişti.

Delirmiş gibi sağa sola bakıyor, bütün odalarda Jimin'i arıyordu.

"Où?!"
(Nerede?!)

Kükrer gibi bağırmasıyla, çalışan bir kız, titreyen parmağıyla merdivenleri göstermişti.

Üçer üçer basamakları çıkıp, kapının açık olduğu odaya daldı. Jimin koltukta uzanarak yatıyor, yanındaki kız ona masaj yapmaya çalışıyor, çalışanlar bir oraya bir buraya koşturuyordu.

Jungkook'u görünce hepsi geri çekilmişti. Jimin zorla gözlerini açıp, Jungkook'a baktı. Ayağa kalkmaya çalıştığında herkes engel olmuştu.

Jungkook direkt dibine çöküp, ellerini elleri arasına aldı ve küçük bir öpücük bıraktı. Gözleri şimdiden dolmuştu.

"İyi misin?! N'oldu böyle?"

Lousanne Love~JikookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora