18

304 28 35
                                    

Jungkook elindeki kağıttan malzemeleri kontrol ederken, bir yandan Jimin uyandı mı diye bakıyordu.

Bugün Jimin'in doğum günüydü, ve Jungkook onunla pasta yapacaktı.

Evet, doğum gününde Jimin'e pasta yaptıracaktı. Çünkü Jimin öyle istemişti.

"Doğum günümde, babamla pasta yapmak isterdim."

Hayaliydi Jimin'in, ve Jungkook, Jimin'in hayallerini yaşatacağına söz vermişti. Belki Jimin'in istediği gibi olmayacaktı, ama Jungkook'un elinden gelen buydu. Bütün malzemeleri kontrol ettiğinde, odadan Jimin gözünü kaşıyarak gelmişti.

Sevimli sevimli yürümesine gülümseyerek baktı Jungkook. Direkt kolları arasına giren sevgilisini kucaklayıp, saçlarının arasına öpücük bıraktı.

Jimin iyice kendine geldiğinde, kafasını kaldırıp etrafa baktı. Tezgahtaki malzemelere anlamazca bakıyordu.

"Bu ne Kook?"

"Pasta malzemesi."

"Bize pasta mı yapacaksın?"

"Hayır, bize pasta yapacağız."

Jimin anlamazca gözlerini kırptığında, aklına gelenle ağzı kocaman açılmıştı. Gözleri anında dolarken, Jungkook akmasına izin vermeden sarılmıştı.

Jimin'in ağzından bir hıçkırık kaçarken kaçarken, yavaşça saçlarını okşuyordu Jungkook. Jimin kollarını Jungkook'un beline sarıp, bir süre gerçekten sakinleşmeye çalıştı.

"Jungkook...Çok teşekkür ederim."

"Teşekkür etmene gerek yok sevgilim."

"Var. Beni bu kadar sevmesen ne yapardın bilmiyorum."

"Eğer çok teşekkür etmek istiyorsan, öpebilirsin."

Jungkook gözlerini kapatıp, dudaklarını balık gibi büzdüğünde güldü Jimin. Gözyaşlarıyla ıslanmış yanaklarıyla yaklaşıp, öptü Jungkook'u. Nefesiz kalana kadar öpüştükten sonra, geri çekilip alnına yaslandı Jungkook.

Son olarak yanağını öpüp, Jimin'i tezgaha doğru çevirdi. Jimin heyecanla malzemelerde gözlerini gezdirdi. Nasıl yapılacağını, hatta ne yapacaklarını bile bilmiyordu. Ama emindi ki yiyeceği en iyi pastayı yapacaklardı. Hayalleriyle süsleyecekti Jimin o pastayı.

Jungkook'ta yanına gelip, tezgaha yaslanarak kendisine baktı.

"Önce bir şeyler yemelisin Jimin-ah. Pastamızı yapamadan bitirmeni istemiyorum."

"Hemen başlasak?"

Jimin yavru köpek bakışlarıyla Jungkook'a bakarken, ikna olmamak için zor tutmuştu kendini Jungkook.

"Hayıır. Sana tost yaptım, önce onu yemelisin."

Jimin önüne koyulan tosta bakıp, iç çekti. Minnet dolu bakışlarını Jungkook'a gönderip, banyoya gitti. Elini yüzünü yıkayıp çıktığında, Jungkook dolaptan çıkardığı meyve suyu ile tostu masaya koymuştu.

Jimin sessizce masaya oturup, zorlukla yuta yuta tostunu yedi. Jungkook'un sevgisinin altında ezildiğini hissediyordu. Aşkını her zerresine hissettirmek için çabalayan Jungkook'a karşı mahçup hissediyordu.

İstiyordu ki, o da böyle sevgisini hissettirebilsin. Ama küçük öpücüklerinde başka bir şey veremiyordu Jungkook'a. İkisi de sevgisizlik içinde büyürken, Jimin böyle devam edeceğine inanmıştı.

Şimdi ise tekrar öğrenmek istiyordu sevmeyi. Jungkook nasıl kendi kendine öğrendiyse, o da öğrenmek istiyordu. Tüm bunları düşünürken, elinde yarım kalan tostla duvara bakakaldığını fark edememişti.

Lousanne Love~JikookWhere stories live. Discover now