23

235 30 28
                                    

Eve girdiklerinde, Jimin gözlerini kapatıp, etrafını koklamıştı. Çok özlemişti sevgilisinin buram buram kokusunu. Jungkook ise duygulu gözleriyle, gülümseyerek bakıyordu ona.

Arkasından sarılıp, boynuna bir öpücük bıraktı. Hâlâ kendini mahçup hissediyordu sevgilisine karşı. Bir süre, hiç hareket etmeden durmuşlardı böyle.

Daha sonra Jungkook, sevgilisinin elini tutup yatak odasının kapısının önüne getirdi. Jimin neden kapıyı açmadığını merak ederken, o yüzüne tatlı bir gülümsemeyle bakıyordu.

"Kook? Açsana kapıyı."

"Yok, sen aç."

Jimin anlam veremez bir şekilde kapıyı açıp, içeri girdiğinde, gördükleriyle donmuştu. Gerçek olup, olmadığını anlamak için defalarca önce Jungkook'a, sonra önüne bakmıştı.

Önünde iki tane yavru kedi duruyordu.

Kendi kedisi.

"Kook..."

Jimin dolu dolu gözleriyle arkasını dönüp, sevgilisine baktı. Jungkook şefkatle gülümsüyordu ona.

"G-gerçek mi?"

Jungkook kafasını sallamıştı.

"B-benim kedilerim?"

"Senin kedilerin."

Jimin'in, Jungkook'a sarılarak ağlaması bir olmuştu. Biliyordu ki, bu kediler Jimin için çok önemliydi. Jimin, Jungkook'tan ayrılıp yavaş adımlarla kedilere yürüdü. Onlara cesurca yaklaşamıyordu bile.

Yere doğru oturup, Jungkook'un kediler için aldığı minik yatakta uyuyan kedileri yavaşça okşadı. Jungkook bir adım arkasında kendisine bakıyordu.

Jimin arkasını dönüp, yaşlı gözleriyle gülümseyerek Jungkook'a baktı.

"Çok güzeller..."

"Çok güzelsiniz."

Jimin elleriyle yerden destek alarak, sarsılarak ağlamaya başlamıştı. Jungkook yanına oturup, onu kucağına çekmişti.

"J-jungkook...yaşıyorlar..."

"Yaşıyorlar güzelim. Bizimle birlikteler artık. Hep birlikte yaşayacağız."

"Seni çok seviyorum!"

Jungkook gülerek daha fazla sarılmıştı. Boynuna gözyaşlarını akıtan bu sarı saçlı çocuk, onun her şeyiydi. Hemde her şeyi.

"Bende seni çok seviyorum sevgilim. Sakinleş artık. Mutluluktan olsa bile, ağlama. Ben istiyorum ki her zaman gül. Yanakların ıslanmasın Jimin."

Daha sonra hâlâ huzurla yatan kedilere baktı.

"Onları gözyaşların ile karşılama, kocaman gülüşünle karşıla."

Jimin elleri ile gözyaşlarını silerken, kafasını salladı. Bebek gibi büzdüğü dudaklarıyla kedilere bakıyordu.

Her ne kadar güzel bir görüntü olsa da, Jungkook sevgilisinin aç olduğunu hatırlamıştı. Hâlâ kucağında oturan Jimin'in bacaklarının altından kollarını geçirerek kucağına aldı ve ayağa kalktı.

Ani hareketiyle şaşıran Jimin, şaşkınca sevgilisine baktı. Jimin kucağındayken bile ayağa kalkmakta zorlanmıyordu.

Jungkook, Jimin'e havadan öpücük atıp, mutfağa doğru yürümeye başladı. Jimin her ne kadar yürüyebileceğini söylese de, yukarıya çıkarken zorlandığını görmüştü Jungkook. Hâlâ bedeninde büyük bir halsizlik vardı.

Lousanne Love~JikookWhere stories live. Discover now