5

435 48 49
                                    

Jimin, dünden beri Jungkook'tan açıklayacağına dair tonlarca mesaj almıştı. Kırılmış olsa da kendisini açıklamasına izin verecekti elbette ama, şu an bunu düşünmek istemiyordu. Bu yüzden mesajlara bakmamıştı.

Şimdi marketteydi, ve yapması gereken tonlarca iş vardı. Bütün ürünlerin tek tek son kullanma tarihini kontrol edicekti. Tarihi çoktan geçmiş ürünleri yanındaki sepete koyarken, bir yandan da kısıkça çalan müziğe eşlik ediyordu. Kendini o kadar kaptırmıştı ki, bitmek üzere olduğunu fark edememişti.

Ayağa kalkıp, çalışan herhangi bir görevliden saati sordu. Yemek saatine az kalmıştı. Jimin işini tamamen bitirdikten sonra yemek yemeyi tercih ediyordu. Bu yüzden kalan son rafa geçti.

"Jimin."

Korkuyla sıçrarken, elindeki konserve kaymıştı. Neyseki yere düşmeden tutmuştu onu Jungkook. Jimin gözlerini kocaman açmış şekilde, dibinde duran adama baktı. Gözlerini kaçırıp duruyordu.

"Korkuttuğum için özür dilerim."

Jimin, elindeki konserveyi alıp, geri yerine koydu.

"Sorun değil."

İkiside konuşmuyordu. Jimin işini yapmaya devam ediyor, Jungkook'ta robot gibi tepesinde dikiliyordu. Sonunda bu rafta bittiğinde, Jimin elindeki sepeti arka tarafa götürmek için yönünü değiştirdi. Tam yürüyecekken kolunu tutmuştu Jungkook.

"Biraz konuşabilir miyiz?"

Jimin zaten şu anda yemek yeme saatinde olduğu için, diretmeden kabul etti. İkisi arka tarafa geçerken, Jimin elindeki sepeti kenara bırakmıştı. Arkasını dönüp, Jungkook'a baktı.

"Vaktim oldukça az. Lütfen hemen anlat."

Jungkook, dudaklarını ısırırken sağa sola bakıyordu. Nereden başlayacağını bilmiyor gibiydi. Jimin onun tedirgin halini fark edince, derin bir nefes aldı. Jungkook, onun sıkıldığını düşünüp daha fazla beklemeden konuşmaya başladı.

"Bugün çıkışta, benimle yandaki parka gelir misin?"

Jimin anlamazca kaşlarını çattı. Ne yani, bu kadar mıydı? Jimin'in bir şey demesine izin vermeden, konuşmaya devam etti Jungkook.

"Sana uzun uzun anlatmalıyım. Lütfen Jimin."

Jimin, Jungkook'un yavru köpek gibi bakışlarını gördüğünde bir şey demedi. Şu an anlatmakta zorlandığını fark etmişti. Bu yüzden alan tanıyacaktı ona. Sonra kafasını sallayarak kabul etti.

Jungkook, gülümseyerek teşekkür etti. Aralarını düzeltmek için ne gerekiyorsa yapmak istiyordu. Jimin'i kaybetmek istemiyordu. Bu yüzden her şeyi açıkça anlatacaktı.

Jungkook geri gittiğinde, işine kaldığı yerden devam etti Jimin. Vakit bir şekilde akşam olduğunda işten çıkıp direkt yan taraftaki parka gitti. Jungkook, banklardan birine oturmuştu. Jimin hızlıca yanına gidip oturdu.

Jungkook, Jimin'in yanına oturduğu hissettiğinde ona döndü. Jimin kendisine bakmıyordu. Yine de gülümsedi.

"Geldiğin için teşekkür ederim."

"Lütfen bir an önce anlat Jungkook."

Jungkook, göremeyeceğini bilsede kafasını salladı. Önüne dönüp, kendine birkaç saniye zaman tanıdı. Anlattıklarından sonra her şey Jimin'in affetmesine kalmıştı.

"Babam beni zorla evlendirmek istiyor. O kızla."

Jimin şok olmuş bir şekilde Jungkook'a döndü. Tamam, bunu beklemediği açıktı. Bir şey demeden anlatmasına devam etmesini bekledi.

Lousanne Love~JikookWhere stories live. Discover now