16

278 37 43
                                    

Sabah olduğunda, Jimin kalkıp kahvaltı hazırlamış, sonra öpücükleriyle sevgilisini kaldırmıştı. İkiside birbirinin üstüne titriyor, gözlerinin içine bakıyordu.

Gün içinde bir sürü şeyle oyalanmışlardı. Akşam olduğunda ve iyice yorulduklarında televizyonun karşısına geçip biraz film izlemişlerdi. Jungkook'un arada dalıp gitmeleri dışında, hiçbir sorun yoktu.

"Bu adam çok komik. Bence başrol olmalıydı, değil mi?"

Jimin, Jungkook'a sorduğu soruya yanıt alamayınca, dönüp ne olduğuna bakmıştı. Jungkook yine duvara dalmış, kaşları çatık şekilde bakıyordu. Bu haline üzülen Jimin, kollarını uzatıp sarılmıştı sevgilisine.

"Neyin var Kook? Sabahtan beri dalıp dalıp gidiyorsun."

"Kusura bakma sevgilim. Sadece biraz dalgınım."

Jimin gülerek ayağa kalktı.

"Kalk o zaman kafanı dağıtalım. Dışarı çıkmak ister misin?"

"Hayır!"

Jungkook bir anda bağırınca, geriye sıçramıştı Jimin. Sonradan ne yaptığını fark eden Jungkook, ayağa kalkıp, Jimin'in önünde durdu.

"Özür dilerim, özür dilerim sevgilim. Kendime hakim olamadım bir an."

Kollarını Jimin'e sarınca, çok geçmeden Jimin'de karşılık vermişti. Biliyordu ki, Jungkook hâlâ bunun için hazır değildi. Gerçekten bir travma oluşmuştu Jungkook'ta.

"Sorun değil Jungkook. Korktuğunu anlayabiliyorum, gerçekten sorun değil."

Jungkook kafasını kaldırıp, dolu dolu gözleriyle Jimin'e baktı.

"Gerçekten anlıyor musun?"

Masumca sorduğu soruya, burukça tebessüm etti Jimin. Gözlerinin altına yumuşacık bir öpücük koydu.

"Anlıyorum sevgilim. Seni çok iyi anlıyorum."

"Jimin, teşekkür ederim. Seni çok seviyorum."

Daha sonra birbirini bulmuştu dudakları. Yaşam kaynaklarını bulmuşlardı yine. Birbirlerinin güvenli bölgesiydi burası.

Bu huzurlu anı bölen, yine sertçe çalınan kapıydı. Hiç istemeselerde, ayırmışlardı dudaklarını.

"Bu kim şimdi ya?"

Jungkook sıkıntıyla konuştuğunda, Jimin bilmediğini belli etmek için kafasını sağa sola sallamıştı. Resmen yumruklanıyordu kapı.

Jungkook koluna tutan Jimin'i yatak odasına sürüklemiş, zorla kolunu kurtarmıştı Jimin'den. Jimin'e biraz sonra geleceğini söz verip, kapıyı açmaya gitmişti.

Jimin kulağını kapıya yaslayıp bekliyordu. Jungkook önce delikten kimin olduğuna baktı. Gördüğü kişilerle sinirle nefes verip, kapıyı açtı.

Annesi, Yunjin ve onun da annesi kapı açılınca, içeri girmek için hamle yapsa da, Jungkook önlerine geçip engel olmuştu.

Bu hareketi bekleyemeyen kadınlar şaşırsada, Jungkook bozuntuya vermeden yüzlerine baktı. Hiç kimseden ses çıkmayınca, gözlerini devirdi.

"Eee, kapıda beni izlemeye mi geldiniz?"

"Bizi içeri almayacak mısın?"

Yunjin konuştuğunda, ona aptalmış gibi baktı Jungkook.

"Tabii ki almayacağım. Şimdi derdiniz neyse söyleyin."

Söylediklerine annesi iyice sinirlenmişe benziyordu. Ses tonunu ayarlama zahmetine girmeden, oğluna bağırmaya başladı.

Lousanne Love~JikookWhere stories live. Discover now