Bölüm 32

2.8K 267 631
                                    

Not:Satır aralarına ve bölüm sonu sorulara cevap vererek çok rahat sınırı doldurabilirsiniz arkadaşlar.Karşılıklı etkileşim oldukça yazma hevesim artar ve yeni bölüm hızlı gelir.Bölüm uzun oldu,düşüncelerinizi muhakkak yazın.Hepsini okuyorum ben,iyi okumalar🌸🌸🕊️🕊️🤍

# Sınır: 250 vote 500 yorum

📌📌📌

Sevgisizlik ve hep vazgeçilen olmak ezelden beri ruhuma işlenmiş duygulardı.Bahoz'un beni sevdiğine inanıp sonra da kullanıldığımı öğrenmek o kadar kötüydü ki Allah düşmanımın başına vermesin.Sanki kolum kanadım kırıldı,acı içinde kıvranıyordum ancak dermanım yoktu çünkü sevdiğim adam zalimin tekiydi.Asla kendinden ödün vermez,kurallarını dayatıp her türlü zorbalığı yapacak biriydi.Öyle ki gidecem dediğimde benimle sevişerek canımı yakacak şeyler yaptı,kanamam olmasına rağmen durmadı.Ona karşı hissetmem gereken şeyin öfke olması gerekiyordu değil mi ?ama ben neden sadece acı hissediyordum?Fiziksel olarak ağrım şiddetliyken neden beni sevmemesi daha çok canımı yakıyordu?aptalın tekiydim.Hala onu sevdiğim için,ondan gidemediğim için,arkamdan vurmasına rağmen sevgisine muhtaç olduğum için kendimden nefret ediyordum.

Annemin sevgisini ve merhametini küçükken çok isterdim ama sıra bana hiç gelmezdi.Mahrum bırakıldığım her sevgi içimde koca bir boşluğa ve yalnızlığa dönüştü.Ne acıdır ki,bu boşluğun tamamlayıcısının Bahoz olduğuna tüm kalbimle inandım.Beni sevdiğini zannederken sanki dünyalar benimdi,o kadar çok mutluydum ki aksi bir şey hiç aklıma gelmedi.Benim gibi birinin ne haddine mutluluk,tam oldu dediğim anda hayat işte beni böyle tepetaklat ederdi.Oysa ilk kez yüzümün gülecegine tüm kalbimle inandım,meğer yüreğimdeki bahar yalancıymış,acı gerçekleri ögrendiğim andan itibaren kasvet adete karabasan gibi gelip çöktü.

Bahoz rahatlayıp yatağın diğer tarafına geçerken hissetiğim acıya daha fazla dayanamayıp çaresizce ona sarıldım.Hıçkıra hıçkıra ağlarken saçımı okşuyordu,bana böyle davranmasın,kendini affettirsin istiyordum.Asla bunu yapmayacaktı,beni istediği şekilde yönetmeye çalışıp kurallarını dayatacaktı.Geri çekilmeden göğsüne bir kaç defa yumruk atıp ağlayarak konuştum

-Ben şimdi sana nasıl güvenecem?Ben sadece sana sığındım.Seni ailem kabul ettim,niye canımı yakıyorsun?niye !

(Yataktan kalkıp yüzüme öfkeyle bakıp bağırarak konuştu )

-Kafan hala almamış.Boşanma yok,birimiz geberene kadar aileyiz zaten!

-İnsan hiç ailem dediği kişinin canını yakar mı ?soruyorum sana!Bizimkilerden ne farkın kaldı senin? Sen hiç suçum günahım yokken beni kullandın,üstüne acı çektirerek kurallarını kendinden taviz vermeden uygulatmaya çalışıyorsun!Oysa sen herseyimdin.
Herkesten çok güvenip sığındım tek insandın.Şimdi benim için koca bir hayalkırıklığısın Bahoz Miroğlu !

Cevap vermesini beklemeden omzuna çarpıp banyoya gittim.Kapıyı kilitledikten sonra yere çöküp ağladım,elimden başka bir şey gelmiyordu.Kaçmak istemediğim adamdan nasıl gidebilirdim ki?hadi diyelim bunu gerçekten istedim o zaman da gidemezdim.Amed'in yarısından fazlası Bahoz'a çalışıyordu.Ben daha evden adımımı atar atmaz dibimde bitecek yığınla adamı vardı.Bunu Ferhat beni hastaneye götürürken fark ettim.Bu yüzden hem gitmek istemeyip hemde gitmeye çalışmak sadece onu daha da acımasızlaştırırdı.

Bahoz'un hatasını anlayıp kendisini affetirmek için uğraşması ise tamamen hayalperestlik olacağını gözlerindeki karanlıktan anladım.Ancak sevgisizligini kabul edemezdim,aşkına muhtaçdım.Beni hiçkimse anlayamazdı çünkü herkesin yaşadıkları kendine ağırdır.Bir çocuğum var onun için diyip bahane uyduracak da değildim.Yaptıklarını asla affetmeyecektim ama onu deli gibi seviyordum,sevgim için de gerekirse Bahoz gibi karanlık bir adamla savaşırdım.Gurursuz,aciz,güçsüz görünebilirdim,belki de artık güçlü olmaktan yorulmuş duygularımın peşinden gitmek istiyorumdur.

ESARET Where stories live. Discover now