Eğer onu ve kendimi tarif etmemi isteselerdi zıtlık derdim.
O; büyülü bir denizin en dibindeki mercanlara ulaşırken ben, kumlar tenime tutunur diye kıyıda beklerdim.
O; gece kulüplerinin neon ışıkları arasında dans ederken ben, elimde defterimle gez...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
KEYİFLİ OKUMALAR 24. BEN, BİZ, SİZ, ONLAR
"Hamileyiz!"
"Devrim," dedim bıkkınca. "Sen değil, ben hamileyim."
Bir haftadır bulduğu her fırsatta, hamileyiz, diyordu. Bebek fikrine bu kadar sıcak bakmama rağmen testte gördüğüm sonuç beni fazlasıyla dumur etmişti o gece.
Ve yine öyle dumur olmuştum ki bu haberi böyle vermeyi planlamamıştım.
"Teknik olarak bu bebek ortak yapım. O yüzden ben de hamile sayılırım."
"Tamam ol, Devrim."
Söz geçiremeyeceğimi bildiğim için onaylamaktan başka çarem yoktu.
Şu an ise hazmetmeye hiç vakit tanımadan elimden tuttuğu gibi Yusuf'a getirmişti beni. Arkadaş kontenjanından yararlanıp araya kaynak yapmak istese de telaşa lüzum olmadığını ve herkes gibi sıramızı beklememiz gerektiğini söyleyerek ikna etmiş, bekleme koltuklarında oturuyorduk.
Anlıyormuş gibi eline aldığı bebek dergisine bakarken bir yandan etrafı süzdüğünü fark etmiyorum sanıyordu. Dergiyi sadece gözleri açıkta kalacak şekilde tutarak kafasını bana yaklaştırdığında, "Sence karşıdaki kadının bebeği kaç aylık?" diye sordu ciddi sesiyle. "Bence beş."
Bahsettiği kadının karnına şöyle bir baktıktan sonra Devrim'e döndüm. "Henüz gözlerim ultrason cihazı etkisine erişmediği için bilemedim."
"Dur o zaman öğrenelim." Dergiyi bilmiş bir edayla masaya bırakırken, "Beş aylık, değil mi?" diye sordu dan diye.
Ben patavatsızca konuştuğunu düşünürken kadın gülümsedi ve karnını okşadı. "Altıya giriyoruz, yirmi üç haftalık."
"Hmm," diye mırıldandı ve hemen arkasında sırıttı. "Maşallah, Maşallah."
"Sizinki kaç haftalık?"
Kadının sorduğu soruyla gözleri irileşip bana döndüğünde alt dudağımı sarkıttım bilmem dercesine. Ama Devrim, bilmem demeyi tercih etmedi ve "Biz, dört haftalık hamileyiz," dedi. Elimi alnıma dayayarak bu sürecin böyle zor geçeceğinin ilk sinyallerini aldığımda hayırlı olsun diye birbirlerine iyi dileklerde bulundular. Kadınla konuşmayı bitirerek yeniden bana döndüğünde, "Dört vardır, değil mi?" diye sordu emin olmak istercesine.
