31. Bölüm: Soğan Kafalılar Tarafından Kaçırılmaca

656 71 23
                                    

Yavaşça gözlerimi araladım. Hareket etmeye çalıştım ama olmadı. Sandalyeye bağlamışlardı. Hatta bildiğin yapıştırmışlar gibiydi. Bu ne sıkılık, dalağımla böbreğim yer değiştirdi!

Oflayıp etrafa bakındım. Burası büyük bir arazinin ortasında duran tek katlı ev gibiydi. Ya da çiftlik mi? Çünkü araba sesleri gelmiyordu. Neredeyim ulan?

"Kimse yok mu ya? Beni yalnız bırakıyorsunuz. Sıkılıyorum." diye bağırdım.

Bağırmamdan birkaç dakika sonra üç-dört tane adam içeriye girdi.

Göz devirip, "Kabadayı kılıklı herifler, siz kimsiniz?" diye sordum.

Ama hiçbiri beni anlamışa benzemiyordu.

Aralarından bir tanesi bana yaklaşmaya başladı.

"Hoşt ulan, ayı! Gelme üzerime katil!"

Tam karşımda durduğunda biraz eğilip yüzüme baktı. Hayırdır?

"Sei la ragazza di Ferit?"
(Ferit'in sevgilisi misin?)

Kaşlarımı çatıp, "Kocamı karıştırma!" dedim. Ne istiyorsunuz kocamdan?

Adam oflayıp geri çekildi. Şöyle, adam ol.

Arkasında duran adamlara baktı.

Lan, lan. Şu tam karşımdaki adamın arkasında duran meymenetsiz surat, Elfida'nın suratı değil mi? Adam sanmıştım seni be! Yazıklar olsun.

Yardımım da haram olsun ayrıca. Kırk yılın başı bir iyilik yaptım. Bu muydu günahım?

Karşımdaki adam sinirle, "Ci ha capito? Ragazzo senza carvello!" dedi Elfida'ya.
(Hani bizi anlıyordu? Beyinsiz adam!)

Konuş. Ne dediğini anlamıyorum ama sövmeye devam et. Elfida hak etti bunu.

Arkandayım.

Yok, hayır destek anlamında değil. Cidden arkasındaydım.

"Ne diyorsunuz ya... Sıkıldım. Başka konu yok mu?"

Bunu dememle beraber hepsinin bakışı bana döndü.

'Ne var?' anlamında kafamı salladım.

Bayılmadan önceki gördüğüm pis yüzlü Elfida, "Sono sicuro che Ferit fará quello che cheidiamo in cambio della ragazza, signore." dedi karşımdaki adama.
(Eminim ki Ferit kız karşılığında istediğimizi yapacaktır, efendim.)

Kocamı salın. Aslında önce beni salabilirsiniz. Bu iyi bir fikir.

Karşımda duran, onların patronu olarak düşündüğüm herif, iğrenç bir şekilde gülümsedi.

"Sará cosí. Teniamolo per qualche giorno. Finché non trovo..."
(Öyle olacak. Birkaç gün tutalım. Bulana kadar...)

Senin gülüşünü sevmedim. Kocamı istiyorum ben. Kocam bana gülsün. Sen gülme. Zaten moralim bozuk.

Korumaların içinden birisi, "Non penso che possa trovarlo, signore." dedi.
(Bulabileceğini sanmıyorum, efendim.)

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin