S.Ç.B. 5

2.4K 65 0
                                    

Görkem'in sol gözünden akan yaş kalbinin üzerinde kurumuştu. Toparlandı. Onu gören Utku ve Deniz'in yanına doğru aptal bir gülümsemeyle ilerledi. Kendisi de bu aptallığına anlam veremedi ama sanki o an öyle bir yağmur yağmış gökyüzü öyle bir ağlamış öyle hiddetli yıldırımlar salmıştı ki etrafına akşamın o karanlığını aydınlatmıştı. Gözünün önünde tek beliren Deniz ve onun masmavi gözleri olmuştu. Bozuntuya vermeden devam etti. Deniz'le tokalaştı ona sarıldı. Sarıldığı an sanki kasıklarından aşağısı tutmayan felçli bi hasta gibi ayakta duramaz hale gelmişti. Sanki o an hiç bitmedi. Dünyada sadece ikisi vardı. Onu bu denli kışkırtan neydi? Bir kaç parça çaput,bir iki boya yüzünden mi bu hale gelmişti? Olamazdı. Bu Görkem'e yakışmazdı. Hiç yakışmazdı. Belki de yıllardır duygularını bastırmak zorunda kalmıştı.

Deniz,Utku'yla Görkem'i küçük bi tanıştırma faslına tabii tuttu.

-Görkem,bizim çocukluk arkadaşımız. Meşhur Görkem'imiz. Dedi Utku'nun koluna girerek.

-Memnun oldum Utku ben de Deniz'in... derken Deniz birden bire sözünü kesti Utku'nun.

-Erkek arkadaşım. Sonunda ben de seni biriyle tanıştırabildim artık ölsem de gam yemem Görkemcim dedi küçük bi tebessüm ederek.

Görkem neye uğradığını bile anlamadan sadece Utku'yu izledi. Sadece ona baktı. Deniz'in erkek arkadaşı profilini kaasında hiç canlandırmamıştı. Oan hıçkıra hıçkıra ağlamamak için kendini çok zor tuttu. Bi anda böyle olmasının sebebini o da anlamamıştı.

-Çok memnun oldum sonunda bizim küçük Deniz'imizin de bi sevgilisi var. dedi piç bi surat ifadesiyle.

Dördünün beraber içeri girdiğini gören diğer arkadaşları önce o kızın Deniz olduğundan emin olamadılar sonra eğer o Deniz'se yanındaki yakışıklı upuzun kirpikli adam kimdi? Masa yöneldiler. Artık herkes onun Deniz olduğundan emindi ama yanındaki? Deniz Utku'yu masadaki diğer arkadaşlarıyla tanıştır.

-Beyler bayanlar,Utku benim erkek arkadaşım artık ona alışsanız iyi edersiniz,iyi anlaşmaya bakın dedi gülerek.

Merve:

- Ooo ya biz Utku'ya alışırız alışmasına ama senin bu moda dergisi hallerini napacaz? Kızım bu ne güzellik böyle? Sana nolmuş? Işıltı perisinin sihirli değneği falan mı değdi kızım sana noldu ya? Dumur olduğu her halinden belliydi.

-Artık böyle şeylere alışın güzelim bambaşka bi Deniz olma kararı aldım. derken Utku'nun çektiği sandalyesine oturdu ve sessizce ona teşekkür etti.

Görkem:

-Size tıp fakültesinde bunları mı öğretiyorlar Deniz Hanım,diye iğneleyici sözlerine başlamıştı sanki Görkem inceden.

-Bunun öyle olmadığını en iyi bilen sizsiniz. Dikkat çekmek için bi kaç parça çaputa ihtiyacımız varmış demek ki. Bilsem daha önceden yapardım. Bu kadar basit olduğunu tahmin edemedim. Dedi ve gözlerini Görkem'in üzerine dikmişti.

O an sanki onca kalabalığın içinde Görkem'le sadece ikisi vardı. Ne onun gözü Görkem'den başkasını ne de Görkem'im gözü gece boyunca ondan başkasını görmüştü.

Ayrılık saati gelmişti herkes ayaklandı. Utku Deniz'in ellerinden tuttu beraber arabaya gittiler.

Utku:

-Teşekkür ederim,arkadaşlarınla beni böyle bi ortamda tanıştırman çok hoşuma gitti. Hayatıma hoş geldin.

Deniz:

-Asıl ben teşekkür ederim beni yalnız bırakmadığın için. Bu geceden sonra da anladım ki seninle beraber daha yapacak çok şeyimiz var. Birbirimizin Hayatları hakkında bilmediğimiz henüz çok şey var. Iyiki girdin hayatıma. Dedi ve evin önüne geldiler. Deniz arabadan inmeden önce Utku'nun yanağına bi öpücük kondurdu.
  Utku evd girdi ayakkabılarını içerde çıkartırken suratındaki aptal gülümsemenin farkında değildi. Ta ki kafasını kaldırıp vestiyerin aynasında kendini Görene kadar. Ayakkabılarını çıkardı Aynanın karşısında Gömleğinin düğmelerini tek tek çözmeye Başladığından kendini inceledi. Uzun zamandır böyle gülmediğini,bu kızın kendisine ne yapmış olabileceğini düşündü. Sanki hayatına o girince daha bi yakışıklı olmuş gibiydi. Bir saat kadar Aynanın karşısında kendi kendine konuştu. Bu doktor kız hayatına nerden girmişti böyle? Bunca yıl onu mu beklemişti? Daha şimdiden çok özlemişti onu. Iki gün sonra Ankara'ya Döndüğünde onsuz bu Şehirde ne yapacaktı? O da gitmeliydi. Gerekirse işini bırakıp gitmeliydi. Ilık bi duş aldı. Yatağına yattı ama bu boncuk gözlü kız hala aklından çıkmıyordu. Gelecegini düşündü. Bir dakika bile tereddüt etmeden evlenirdi onunla. Sabaha kadar güzel bi uyku çekti.
Deniz eve geldiğinde artık abisi Tarafından bi sorguya çekileceğinin farkındaydı. Sanki kız kardeşi gibi onunla her Şeyini paylaşmıştı bugüne kadar. Bu sefer de onu dinler miydi? Içindeki sıkıntıya biraz olsun su serpecek tek kişi Abisi Doruk'tu. Eve girdiği Sırada zaten Doruk balkonda onu izliyordu kapıda belirmişti.
- Hoş geldiniz Deniz Hanım. Işık banyonuzu hazırladım isterseniz bu gezmelerin üstüne düşünüzü alıp çekilebilirsiniz.
- Abi dalga Geçme biliyorum ben de her şeyin farkındayım ama seninle konuşmamız gereken bi kaç konu var.
- Biliyorum derhal odana geçiyosun kendine geliyosun ve bütün sorularıma cevap verecek şekilde kendini hazırlıyosun Deniz kızgınım sana.
- Tamam. Dedi ve odasına gittikten yarım saat sonra abisi yanına geldi.
- Başla bakalım başla ben daha fazla delirmeden başla. Dedi kızgın olduğu her halinden belliydi Doruk'un.
-  Hiç konuşmadan lafımı kesmeden beni dinle sonra yine istediğin kadar kızabilirsin bana dedi ve o gece Utku'nun evinde kalmak dışındaki her şeyi paylaştı onunla. Görkem'e karşı olan duygularından tut yeni aşkı Utku'yu Görkem'le nasıl tanıştırdığına kadar. 

Utku sanki onun kız kardeşi gibi dinledi bütün gece Deniz'i. Yorum yapmadı kızmadı sakindi. Kardeşi büyümüştü artık ve görünüşe göre umduğudnan çok daha güzel genç bi kız olmuştu. Deniz'İn bu değişimi Doruk'un da gözünden kaçmamıştı. 

-Peki ya Görkem o sana karşı ne hissediyor? diye sordu aklından bunları geçirdikten sonra.

-O beni hiçbir zaman sevmedi abi. Sevemedi. Çok bekledim onu ben. Bu yaşıma kadar onu bekledim. Ağladım özledim gene ağladım gene özledim. Ama bana bi gün bile olsa sevgiyle bakmadı bakamadı. Biliyor musun bazen acaba hani şu komşu kızı dediği Gülşah var ya ona aşık olduğunu bile düşünüyorum. Gerçekten öyle bişey olabilir mi? Belki o yüzden gözü hiçbir şey görmedi. Belki o yüzden bunca yıl kimseyi sevemedi. Sesinin titremesinden ne söylediğini bile anlamayan Doruk kardeşine sarıldı. Onun ağlamasına hele ki bi erkek yüzünden ağlamasına dayanamasa bile omzunu açtı ona. Onunla beraber o da ağlmaya başladı. Ya Görkem gerçekten Gülşah'a aşıksa. O zaman Doruk napacaktı? Deniz bu cümleyi kurarken bunu hiç düşünmemiş miydi? Abisi de birine aşık olamaz mıydı? Doruk emindi ki şu an Deniz'ini kiraz dudaklı kardeşini ondan daha iyi kimse anlayamazdı. 

 Doruk Gülşah'ı fazla bi zamandır tanımıyordu. Aynı okuldan mezunlardı ama karşılaşmaları tamamen bi tesadüftü. Karşılaştıkları günden beri de bi kere olsun Doruk'un aklından çıkmamıştı ne o gülen yüzü ne inci dişleri ne papatya sarısı saçları hiçbiri çıkmadı aklından Doruk'un. Onu tanıdığında Görkem'in arkadaşı olduğunu bilmiyordu konuşa konuşa basit bi tanışıklık çıkmıştı işte sadece. Ama Deniz'in o gece ona söylediği şey sanki kaynayan bi suyun başından aşağı dökülmesi kadar canını acıtmıştı bi anda.  Deniz abisinin öyle üzüleceğini bilse hiç kurar mıydı o cümleyi. Onun aklına böyle bieşyi hiç getirir miydi. Onun canının zerre kadar acıması demek Deniz'in ölmesi demekti. Abisini öyle ki canından çok seviyordu.

Doruk bi gün Karşıyaka'nın ara sokaklarında her zaman gittiği sahafta otururken sarı papatyasını uzaktan gördü. O kızın hayatında bu denli önemli olabileceğini bilemezdi. 28 yaşına gelmişti ama hala aşık olduğunu hatırlamıyordu. Yoktu anaokul aşkı sayılırsa evet belki bi kişi vardı ama aşk ona hiç uğramamıştı. Ta ki Papatyasına kadar...

SUDAN ÇIKMIŞ BALIKWhere stories live. Discover now