S.Ç.B 11

1K 43 0
                                    

Görkem daha fazla düşünmek istemediği için masadan kalktı ve hemen Deniz'in yanına gitti. Odasında tam tamına bir saattir Görkem'in gelmesini bekliyordu. Bu kadında bir işler olduğunu o da anlamıştı. Bir saat boyunca telefonda ne konuştuklarını düşündü durdu. O sırada Görkem kapıyı çaldı:

-Gelebilir miyim acaba doktor hanım?

-Gelebilirsin.

Deniz'in kızgın sesinin sebebi belliydi ve acaba Hande'ye karşı olan duygularını mı anlamıştı diye bir an telaşa kapıldı Görkem.

-Hayırdır hayatım neyin var?

-Bir de neyin var diye soruyor musun Görkem? Çıldırdın herhalde sen iyice. Şimdi derhal çık ve defol git bu odadan seni gerçekten bir süre görmek istemiyorum.

Kızmakta haklıydı. O yüzden hiç arkasına bile bakmadan odadan çıktı Görkem. Aslına bakarsanız o da odada durmak istemiyordu. Kafasını kurcalayan milyonlarca soru vardı. Bu sorularla yüzleşmek istedi. Hepsinin cevabınıkendine verebilmeliydi. O güçlü bir avukattı her şeyden önce. Hiçbir şey söylemeden odadan çıktı,aşağı indi ve Utku'nun odasına gitti. Hande'ye karşı düşündüğü o şeylerin sorumlusu olarak Utku'yu görüyordu çünkü karısının on hala aşık olduğu düşüncesi itiyordu onu Hande'ye. İçeri girdi başucunda uyuyan babasını hiçe sayarak. Utku'nun yanına yaklaştı. İçindeki bütün nefreti kustu ona karşı:

-Uyuyor musun hı? beni karımdan uzaklaştırmayı böylesine başarıp bir de hiçbir şey olmamaış gibi uyuyabiliyor musun sen burada? Sen hastasın sırf sen şu hastanede tek başına kalma diye benim çocuklarımı düşünmeden istifa bile etmiyor. Neden? Çünkü sen hastasın ve senin ona ihtiyacın var öyle mi? Seni düşünerek uyuyor bütün gece. Bana sanki senmişim gibi sarılıyor çünkü sen dönmeden önce bana o kadar içten sarılmadı hiç. Senin ruhunu benim bedenime yerleştirip öpüyor,benimle öyle sevişiyor. Çünkü benimle daha önce hiç o geceki gibi sevişmedi. Hiç bir zaman elimi tutup gözlerini kapatarak inlemedi benim altımda. İşte tüm bunları düşündüğüm için kayıyorum. Tüm bunlar aklıma geldikçe beni gerçekten sevecek insanı istiyorum. Hepsinin tek sorumlusu sensin. dedi Utku uyurken. Cevap hakkı vermemişti ona. Babasının şaşkın bakışları içinde odadan ayrıldı.

Babası o sırada Deniz'i oda telefonundan arayarak az önce odaya birinin geldiğini ve böyle böyle dediğini anlattı. Kim olduğuna anlam verememişti çünkü ilk anda. Ama düşününce aslında o konuşmanın da sebebinin aradğı doktor olduğunu anlamıştı. Deniz telefondan sonra pencereden baktığında yarım saat önce odadan ayrılan Görkem'in daha yeni arabasının yanına gittiğini fark etti. Ona kızmadı çünkü adamın anlattıkları dolayısıyla da Görkem'in söyledikleri doğruydu. Utku'ya sarılır gibi sarılmıştı ona öyle öpmüştü onu ve o gece sanki Utku'yla sevişiyor gibi yatmıştı onun altına. O yüzdendi o gece o kadar güzel inlemesi. Arabaya binip oradan uzaklaşmasını izledi. Biraz dinlenip Utku'nun odasına indi. Babasına bir özür borçluydu.

Görkem nereye gittiğini bilmeden sadece gaza bastı gecenin o saatindeki boş İstanbul yollarında. En son artık gerçekten biraz kendinden geçmesi gerektiğini anladığında kendini Karaköy'de salaş bir meyhanede buldu. Meyhaneci onun büyük bir derdi olduğunu anladı ve başlangıç olarak ona 35'lik bir rakı açtı ve envayi çeşit meze getirdi. Görkem'in ruhundan anlamıştı. Görkem içti içti içti ve şişenin dibini gördü. İşte o sırada tüm cesaretini topladı ve o kadını aradı. Hande'yi. Şu an ona iyi gelecek tek kadın oydu. Onun koynuna girmek istiyordu. Bu davayla 2 senedir uğraşıyordu Hande'yi senedir görüyordu. Hakkında hiçbir zaman böyle bir şey düşünmemişti ama sonra bir ayda aklında çıkmaz olmuştu. Bu gecede artık onu istiyordu. Gözünün karartı. Telefondaki dıt sesi ona o kadar uzun geliyordu ki sonunda telefon açıldı.

SUDAN ÇIKMIŞ BALIKМесто, где живут истории. Откройте их для себя