Bölüm 1- Karakol

1.8K 112 60
                                    

Dolunay'ın ağzından
İşte başlıyoruz..Elimdeki karton kahve bardağını hafifçe sıkıp boynumdaki bordo şalı gevşetiyorum. Bu gün onu ilk kez göreceğim.Bu gün ablamı ilk kez göreceğim.6 ay aradıktan sonra,onu buldum.Ama karşısına çıkıp ne diyeceğimi bilmediğim için, ona aynı anneden olduğumuzu söylemenin doğru olduğunu düşünmüyorum.Onunla yüzleşemem.Fakat onu görmem gerekiyor, onu tanımam lazım.
Ekranda adımı gördüğümde ayağa kalkıyorum ve kapının önüne giderek kapı kolunu kavrıyorum.Ablam bir doktor.Onu görmek için hastaneye geldim, aslında hasta değilim.
Kapıyı açıp içeri giriyorum.Ablam kağıt havluyla ellerini kuruluyor.Ardından kağıt havluyu çöpe atarak bana dönüyor.Gülümsüyor.Kahverengi saçlarını salmış,saçları beyaz önlüğünün üzerine düşüyor.O çok güzel.Kahverengi gözleri ışıltıyla bakıyor.O benim ablam.Ona sarılıp ağlamak istiyorum, ama yapamam.
"Buyrun,oturun"diyerek sandalyeyi gösteriyor.Gülümseyip oturuyorum.
"Şikayetiniz nedir?" diye soruyor.
"Bir süredir boğazım ağrıyor"diye cevaplıyorum.Bu pekte yalan sayılmaz, bir kaç gündür ağrıyor.
Deniz kafasını sallıyor."Başka bir şikayetiniz var mı?" Ona başka bir şikayetim olduğunu söyleyebilirim, ama yok.Ona yalan söylemek istemiyorum.
Kafamı sağa sola sallayıp "Hayır" diyorum."Sadece boğazım ağrıyor."
Yerinden kalkıyor ve "Şuraya geçin" diyerek sedyeyi gösteriyor.Sedyeye oturuyorum.Masadan telefonunu alıp fenerini açıyor.Tahminen bademciklerime bakarken,bir şeyler mırıldanıyor, ama anlayamıyorum.Çünkü yüzünü incelemekle meşgulum.
Benim mavi gözlerim ve kızıl saçlarım var fakat o kahverengi gözleri ve kahverengi saçlara sahip.O oldukça güzel, bana fotoğraflardan tanıdığım annemi hatırlatıyor.
Annemi hatırlamıyorum, ben çok küçükken trafik kazasında öldüğünü biliyorum.Belkide hayatımdaki anne boşluğunu Deniz'le doldurabilirim.Şuan beni isteyip istemeyeceğini düşünmüyorum,ya da öğrenince ne tepki vereceğini...Şu an sadece onu inceliyorum.Eğer o yanımda olsaydı, hayatımda meydana gelebilecek olumlu şeyleri düşünüyorum.Kıyafetletimizi paylaşabilirdik mesela.Ya da birinden hoşlanmışsak ilk önce birbirimize söylerdik.Geometriden anlamadığım yerleri tekrar tekrar anlatabilirdi, doktorluğa başladığı gün ona ilk çiçek alan da ben olurdum.
Kendimi ağlamamak için sıkarken, sorduğu sorulara cevap vermeye çalışıyorum.
Şu an hiç bir şey bilmiyorum.
Şu an hiç bir şey kesin değil.
Ama kesin olan şu; ona ihtiyacım var.
****
1 Ay Sonra
Bu gün yine ablamı göreceğim.Geçen sefer geldiğimde,bana bir ilaç yazmıştı ve bitince tekrar gelmemi söylemişti.İlaç bir hafta önce bitmişti fakat kontrole şimdi geliyorum.Çünkü onu tekrar göreceğim için kendimi hazırlamak 1 haftamı aldı.Onu daha önce görmüştüm ama sanırım her seferinde heyecanlanmaya devam edeceğim.Çünkü 19 yıl sonra bir ablamın olması,kolay alışabileceğim bir şey değil.
Koridorda fazla insan yok,o yüzden direk Deniz'in odasına yöneliyorum.Kapıyı tıklatıyorum,ama ses gelmiyor.Kapının kulbuna yükleniyorum,fakat kapı kilitli, açılmıyor.Yan kapıdan  beyaz önlüklü güzel bir kadın çıkıyor.Ona Deniz'in nerede olduğunu sorabilirim.
Adımlarımı ona yönlendiriyorum ve derin bir nefes alıyorum.
"Merhaba,Deniz Hanım nerede acaba?" diye soruyorum.Bir daha randevu almadan gelmemeliyim.
"O bu gün izinli." deyip gülümsüyor.Onu görmek için kendimi hazırlamışken, burda olmamasına üzülüyorum.
"Nereye gittiğini biliyor musunuz?" diye soruyorum.Eğer yeteneğimi kullanmadan sorarsam,cevap vermeyeceğinden eminim.O yüzden, gözlerimi onun gözlerine dikiyorum ve öyle soruyorum.Sonuna kadar açık olan pencereden yansımamı görebiliyorum.Mavi gözlerim koyulaşmış,adeta mora dönmüş.Bunu ne zaman yapsam,böyle oluyor.
Bunu ilk kez yaptığımda 11 yaşındaydım.Babamı benimle kalması, aşığı olduğu denizlere normal zamandan daha geç dönmesi için etki altına almıştım. Ve garip olan, nasıl yaptığımı bilmemem.O an sadece benimle kalmasını istediğimi hatırlıyorum.Ve kaldı, istemeyerekte olsa kaldı.
"Nereye gitti ?"
"Karakola."
"Orada ne işi var?"
"Ailesinden yaklaşık bir aydır haber alamıyor."
Doktorun bahsettiği,onu evlat edinen ailesi olmalı.Onlara ne olduğunu merak ediyorum.Onlara borçlu hissediyorum,çünkü onlar ablama sahip çıktılar.Onlar olmasaydı,Deniz'in ne halde olabileceğini düşünmek istemiyorum.Belki de başka bir şehirde, başka bir ailenin yanında olabilirdi.Daha kötüsü ruhu bedeninin kısıtlamasında olmamış olabilirdi. Onu buldum derken, ikinci kez kaybedebilirdim.
"Teşekkürler." derken etki altında olmaktan onu azad ediyorum.Gülümserken yaka kartına gözüm takılıyor.Psikolog Beril Yakutçu. Tekrar gülümseyip hastaneden çıkıyorum.
*******
Deniz'in ağzından
Karakolun basamaklarında duruyorum.Sıcak esen rüzgar saçlarımın önüme gelmesine neden oluyor.Ellerimle saçlarımı önümden çekiyorum.Çantam omzumdan düşmek üzereyken çantamı kavrıyorum.Fermuarını açıp içinden su şişemi çıkarıyorum ve az sayılamayacak miktarda içiyorum.Ardından kapağını kapatıp su akıtıp akıtmadığını anlamak için şişeyi ters çevirip sallıyorum.Akıtmadığına emin olunca şişeyi çantama geri koyup fermuarını kapatıyorum.
Beni evlat edinen ailem bir aydır kayıp.Onlara ulaşamıyorum.Ne yapacağımı bilemez bir durumdayım.Bir çok kez onlara ne olduğunu öğrenmek için karakola geldim,fakat içeri girecek cesareti kendimde bulamıyorum.Kötü bir haber almaktan korkuyorum.Onlarda giderse yapayalnız kalacağım.Bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Beni evlat edindiklerinde 7 yaşındaydım.
Kadir baba ve Nurdan anne beni evlat edinene kadar kimseyi ailem olarak görmemiştim.Zaten 2 günlük bebekken yetimhaneye bırakılmış bir kız çocuğu kime güvenip "ailem" diyebilirdi? Daha güvenmeyi öğrenmemişken,kime güvenebilirdiniz?
Hissettiğiniz ilk duygu nefretken,nasıl sevebilirdiniz birilerini?
Bana sevmeyi öğreten insanlardı Kadir baba ve Nurdan anne.Sahip olduğum ilk aileydiler.Güvenmeyi öğretmişlerdi bana.Güvenmeyi bilmeyen bir çocuğa güvenmeyi öğretmişlerdi.
Kaydıraktan kaydığımda beni tutmuşlardı mesela,beni tutan ilk insanlardı.Bana "kızım" diyen ilk insanlardı.Beni gerçekten seven tek insanlardı onlar.Hayatımı kurtaran insanlardı.Yetimhanenin soğuk duvarlarında can çekişmekte olan ruhuma merhem olan insanlardı.Onlar ömrüm boyunca sahip olduğum tek aileydi.Onlar ömrüm boyunca sahip olabileceğim tek aileydi.

Sorgu  -Tamamlandı-Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu