Bölüm 13-Sonun Başlangıcı

197 29 8
                                    

Garip. Eğer Güney, şu an içinde bulunduğu durumu ifade etmek istese kesinlikle bu kelimeyi kullanırdı. Kesinlikle garip.

Güney masasında oturmuş, karşısında karşılıklı kahve içen iki kadına boş bakışlar atıyordu.

Karşısında oturan iki kadın, birbirlerine tamamen zıttı. İnci'nin üstünde kahverengi, örme bir elbise vardı ve topuklu, sütlü kahve rengindeki ayakkabıları göz alıcıydı.

Deniz ise siyah pantolonunun üstüne acı yeşil, uzun kollu fakat ince bir badi geçirmişti. Deri ceketi her zamanki gibi üstündeydi. Ayakkabıları ise postal tarzında ve siyahtı.

İnci mayonez, Deniz ketçaptı. Ve Güney, pilava bile ketçap sıkan biriydi.

Bu garip sessizliğe dayanamayan İnci söze girdi.

"Babam seninle görüşmek istiyormuş. Damadını özledi sanırım."

İnci'nin cümleleri, ofise bir bomba misali düşmüştü. Güney ve Deniz'in gözleri saniyesinde İnci'ye dönmüştü ve ikisinin de gözleri ateş saçıyordu.

İnci, memnun olmuş gibi gülümsedi. Bu iki salak birbirlerine açılana kadar, İnci'nin torunları olurdu. Bu süreci hızlandırmak için en tehlikeli yollardan birine başvurmuştu: kıskandırmak.

Güney'i ise bir panik dalgası istila etmişti. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu şimdi? Ve neden Deniz'in gözleri kırmızıya dönmeye başlamıştı?

Deniz ve Güney'e memnun bakışlar atan İnci, "Babamın seninle görüşmek istediğini söylemek için uğramıştım. Ne söyleyeceğini ben de bilmiyorum. Şimdi gitmem gerekiyor." dedikten sonra ayağa kalktı.

Güney, İnci'nin babasının emliyet müdürü olduğunu nasıl açıklayacağını düşünürken, İnci kapıdan çıkmıştı bile.

Deniz ise şuan, tabiri caizse; köpürüyordu! İnci kadar yüzsüz, beyinsiz ve düşüncesiz birini görmemişti hayatında!

Sinirini geçirmenin en iyi yolunun başka bir konuya odaklanmak olduğuna karar verdi ve dövecekmiş gibi bakan gözlerini Güney'e dikti.

"Bir gelişme var mı?"

"Gelişme? Ha.. Aynen! Gelişme.."

Açıklama yapmayacağı için sevinen Güney, çekmecesini karıştırmaya başladı.

Aradığı şeyi bulduğunda zaferle tebessüm etti.

Çekmeceden kalın bir kağıt destesi çıkardı ve Deniz'e uzattı.

Deniz kağıtları alırken, bir yandan da ne olduklarını anlamaya çalışıyordu.

Derken Güney söze girdi.

"Şuan elindekiler senin durumunla benzer davaların listeleri."

Deniz'in elindekileri işaret ettikten sonra devam etti.

"Durumlarınız tıpatıp aynı. Onlar da evlat edinilmişler. Sonrasında üvey aileleri kayıp olmuş ve.."

Deniz, Güney'in devam etmesini belirtircesine başını salladı.

"Birkaç ay sonra da..Ailelerinin cesetleri bulunmuş."

O an, Deniz kalbinde bir sancı hissetti. Bu daha öncekilerden çok farklıydı ama. Zaten daha önceden tam anlamıyla hiç mutlu olamamıştı ama.. Bu sefer acı o kadar fazla ağır basmıştı ki, Deniz nefes alamadığını hissetti.

Ölüm, diye düşündü Dünya'da var olmuş en gerçek şey.. Gerçekler acıdır derlerdi lakin.. Böyle hissedeceğimi söylememişlerdi.

Sorgu  -Tamamlandı-Where stories live. Discover now