Bölüm 14-Beklenmedik Şeyler

196 30 7
                                    

Multimedia'da şu sıralar favorim olan Kore dizisi Goblin'den, çook güzel bir şarkı var. Dinlemenizi tavsiye ederim 😊😊  Birde multideki fotoğraf Deniz ve siyah saçlı adamın temsili 😊
****************************

Hayatta en çaresiz hissettiğiniz an hangisiydi? Sevdiğiniz birinin hasta olduğu bir an mesela? Ya da en yakınınızın günden güne çöküşünü görmeniz?

Belki de en büyük çaresizlik, sevdiğiniz insanların sizden tek tek gidişini görmekti. O kadar yetersiz hissediyordunuz ki kendinizi, sanki yaşamanızın bir anlamı yokmuş gibi geliyordu.

Hayattaki en büyük lütfun, sevdikleri insanlar olduğunu farkına varan kişiler nadiren ağlardı. Bu çok mutlu olduklarından ya da her şeyin güllük gülistanlık olmasından kaynaklanmıyordu. Sadece bazı insanlar, sevdikleri üzülmesin diye ağlayamayacak kadar fedakarlardı.

Deniz, karşısındaki manzaraya imrenerek baktı.

Siyah saçları karışmış, mavi gözlerinin üstüne düşen ve otuzlarının başlarında görünen adam, hasta yatağında yatmakta olan karısının elini tutuyordu. Karısının eskiden upuzun ve parlak olan saçları yavaş yavaş dökülmeye başlamıştı ve eski parlaklığından eser kalmamıştı. Karısının halen parlamakta olan gözlerinde huzurlu bir bakış vardı. Sanki kocasına "Teşekkürler." diyordu. "Yanımda kaldığın, beni yalnız bırakmadığın için.. Her şey için!"

İçini ısıtan bu görüntüye gülümseyerek baktı Deniz.

Sizi her ne olursa olsun bırakmayacak insanlar vardı ve.. İyi ki varlardı. İnsan gözünü kapayıp atlayınca, onu tutacağına inandığı kişilerin olması güzeldi. Tutamasalar bile, yerden kaldırırlardı en azından, bu da yeterdi.

Deniz kantine gidip kendine bir kahve aldı ve ardından hastanenin terasına çıktı. Hava çok soğuk değildi, üstünde sadece beyaz önlüğü olmasına rağmen pek üşüdüğü söylenemezdi.

Yürüyerek terasın en uç noktasına vardı ve kahvesini, insanların düşmesini önlemek için yapılmış yüksekçe yere koydu.

Deniz özel hayatında inatçı,dediğim dedik, dengesiz ve aklına eseni yapan biriydi. Deniz'in ne zaman ne yapacağını kestirmek zordu. Fakat hastanedeki Deniz farklıydı. İçinde ne kadar uyumlu ve yumuşak başlı, hanım hanımcık parçalar varsa, hepsini hastanede harcıyordu. İnsanların çektiği acılar yetiyordu zaten onlara, üstüne daha fazla katmaya gerek var mıydı?

Deniz bazen neden bu mesleği seçtiğini merak ediyordu. Çok çabuk sinirlenen, aklına eseni yapan birisiydi ve insanlar onun doktor olduğunu duyunca şaşırıyorlardı.

Fakat o insanları kafasına takmaması gerektiğini uzun zaman önce öğrenmişti.

Yanında bir hareketlilik hissettiğinde o tarafa döndü.

Dönmesiyle birlikte, az önce karısıyla birlikte, elini hiç bırakmayacakmış gibi tutan adamı gördü.

Siyah saçları karışmış olan adam, siyah deri montunun cebinden sigarasını çıkarıp yaktı.

Tam ikinci kez dumanı içine çekecekken, göz yaşları yavaş yavaş akmaya başladı.

Deniz burukça gülümsedi. Hayatında ilk defa bir erkeğin ağladığına şahit oluyordu.

Sevdiğin için ağlamak, bütün ağlama sebeplerini solda sıfır bırakır sanırım, diye düşündü.

Sorgu  -Tamamlandı-Where stories live. Discover now