Bölüm 5-Buzdan Şato

352 54 12
                                    


Multimedia'daki şarkıyla dinlemeniz şiddetle tavsiye edilir lalxklxkls :D

Deniz,Güney'in karşısında oturmuş,heyecandan titreyen elleriyle telefonun şifresini girmeye çalışıyordu.

Yaklaşık 3 dakika önce geldiğinde,Güney'le karşılıklı gülüşen kızı kıskanmış,ardından kardeş olduklarını öğrenince rahatlamış,rahatladığı için ise kendine kızmıştı.Adamın evli olup olmaması,ya da acayip yakışıklı olması onu ilgilendirmiyordu sonuçta! Güney,sadece ailesini bulmakla görevli bir polis memuruydu,fazlası değil.Ya da Deniz öyle olduğunu düşünüyordu.Güney'in onun için daha farklı şeyler ifade ettiğini çözmesi zaman alacaktı.Fakat zamandan bol bir şey yoktu sonuçta,değil mi?

Telefonun şifresini nihayet girebilmenin rahatlığıyla nefes veren Deniz,galeriye girerek ailesini son kez gördüğü gecede çekilen fotoğrafı açıp,telefonu Güney'e uzattı.

Güney'in dikkatini çeken ilk şey kızın gülümsemesiydi.

Deniz'in kahverengi gözlerinde beliren ışık sanki hiç sönmez gibi duruyordu.Kıvrılan dudakları,onu her zaman bulunduğu melankolik ve ciddi halden sıyırıyordu. O fotoğrafa kim baksa,kızın oldukça sevecen olduğunu bile söyleyebilirdi.

Güney kafasını kaldırdı ve Deniz'e baktı.

Bu fotoğrafta oldukça sıcak kanlı çıkan genç kadın,şuan tıpkı bir buz makinesini andırıyordu.Dipsiz bir kuyuya benzeyen gözleri,içine bakmaya çalışan herkesi yutacakmış gibi sönüktü ve yüzünü çevreleyen koyu renk dalgalı saçları iki omzuna eşit şekilde düşüyordu. 

Güney,kızın tıpkı şuan baktığı fotoğraftaki gibi gülümsemesini görmeyi çok isterdi,fakat bu isteği yakın zamanda gerçekleşecekmiş gibi durmuyordu.

Ardından kızın yanındaki iki kişiye baktı.

Erkek olan ve Güney'in kızın babası olduğunu tahmin ettiği adam,siyah bir takım elbise giymişti.Adamın yanındaki kadın-Güney bu kadının da annesi olduğunu tahmin ediyordu- zümrüt yeşili bir elbise giymişti ve sarı saçları açıktı.

Güney fotoğrafın fotokopisini çektirmesi için işe 2 hafta önce başlayan çaylağı çağırdı ve telefonu eline tutuşturup,fotoğrafı çoğaltmasını söyledi.

Çaylak odadan çıkınca,Güney,Deniz'e döndü.

''Kayıp ilanı çıkarttıracağız ve o gün gittiğiniz mekanı soruşturacağız,bir gelişme kaydedersek,size mutlaka haber vereceğiz.'' 

Deniz minnettar bir şekilde gülümsedi.

''Teşekkürler'' dedi,''Onları bulacaksınız,size güveniyorum.''

Güney,Deniz'den gelen bu ani itirafla afalladı.Aynı zamanda mutlu oldu ve nabzının atış hızı yükseldi.3 aydır platonik bir şekilde hoşlandığı kız,ona ''Sana güveniyorum'' demişti! Var mıydı daha ötesi? 

Deniz ise ağzından kaçan sözcükleri tartmadığı için kendine kızıyordu.

Deniz çocukluktan beri,aklına ilk gelen şeyi söyler,asla söylemek istediklerini tartmazdı. Bazen -çoğu zaman- bu huyu ona sorun yaratmaktan başka bir işe yaramazdı.Deniz'in ise bunu taktığı yoktu. Onu seven,olduğu gibi sevmeliydi ona göre. Asla başkaları için kendisini değiştirmeye kalkmazdı.Bir başkası için,olduğun kişiden ödün vermek;ona göre tam bir saçmalıktı! Gerçi Deniz birçok şeyi saçma bulurdu,fakat biri için kendinden ödün vermek,bu listenin başını çekiyordu.

İkisi de beyinlerinde binlerce düşünceyle birlerine bakarlarken,çalan kapı ikisinin de toparlanmasını sağladı.

Güney'in ''Gir'' demesiyle içeri giren çaylak,telefonu Güney'e uzattı.

Sorgu  -Tamamlandı-Where stories live. Discover now