(13)

1.2K 95 12
                                    

-Geçmiş- (burada 14-15 yaşlarındalar)

Yüksek sesli tezahuratlar, okulun amblemini taşıyan bayraklar, kocaman bir saha. Nerde miyim? Niall, okulun futbol takımında olduğu için bugün rakip okulla bir maçları vardı. Maçı izlemek için benide çağırdı.
İrlanda'da eski yıllardan beri bir şeyin size şans getireceği inancı çok yüksek olduğu için insanlar kendilerine şans objeleri seçmişlerdir. Mesela bir kızın uğurlu tokası vardır ve ona şans getirdiğine inanır. Bunun gibi.
Niall ise benim ona şans getirdiğime inanıyor. Bu düşünce karnımda ki kelebeklerin ortaya çıkmasını sağlarken, yüzünden istemsizce bir gülümseme yayılıyor. Hey! Ben ona şans getiriyormuşum! Oda benim için öyleydi hayatına girdiği andan beri olmadığını kadar mutluyum.
Bizim okulun takımı gol atıp, öne geçtiğinde tezahuratlar ikiye katlandı ve bende o heyecanla sahada yankılanan seslere ortak oldum. Ayağa kalkmış deli gibi bağırırken, Niall ile göz göze gelmeyi beklemiyordum tabi ki. Bana küçük bir gülümseme gönderdi. Dudaklarımı "çok iyi gidiyorsun" şeklinde oynattım. Anlamayacağını düşünmüştüm fakat oda "teşekkür ederim" diye fısıldadığında içime tarifsiz bir mutluluk yayıldı. Gol sevinci bitip, maç tekrar başladığında herkes yerine oturmuştu.

"Merhaba"

Maç'a konsantre olduğum için yanımdan gelen ses ile irkildim. Kumral, Ela gözlü bu çocuğu daha önce gördüğümü hatırlamıyorum.

"Merhaba"

"Maç ile çok ilgili görünüyordun."

"Evet. Bu maç okul için çok önemli. Bilirsin müdürler ve onların kupa merakı"

İkimizin de ağzından küçük bir kıkırdama kaçtığında, Ela gözlü çocuk bana elini uzattı.

"Ben Dave. Ve sende..."

"Eva. Bende Eva"

Elini tuttum ve aşağı yukarı salladım.

"Tanıştığımıza memnun oldum Eva.

İyi birine benziyordu.

"Bende Dave."

(...)

Dave'nin anlattığı küçük anısına kocaman bir kahkaha attım. Tanrım! Kim küçükken havucu kardeşinin burnuna sokmaya çalışır ki?

"Dave bu çok komik."

Dave'de bana katılıp kahkaha atmaya başladı.

"Çok güzel gülüyorsun Eva. Seni tanıdığına çok mutlu oldum"

Tam ağzımı açmış, "bende mutlu oldum" diyecektim ki arkamızdan gelen sinirlı ses buna engel oldu.

"Ama ben olmadım"

"Niall?"

Niall yanıma gelip kolumu tuttu.

"Evet ben. Hadi gidelim buradan"

"Hey Niall sakin ol. Bu Dave"

Niall, Dave'e küçümser bir bakış atıp omuz silkti.

"Umrumda değil."

"Niall bu kadar kaba olma."

Niall nefesini dışarı bırakıp kolumu çekiştirmeye başladı. Zar zor Dave'ye bakıp el salladım. Kesinlikle Dave'e çok ayıp olmuştu. Niall neden bu kadar kaba davranmıştı?

Puppy Love ~ [Niall Horan]Where stories live. Discover now