(23)

1K 84 21
                                    

Burayı okuyun lütfen!!;
Hikâyemin ismi "Puppy Love" ın iki anlamı var biri "Hayvan askı" jajsjsjdjjdjd diğeri ise "çocukluk aşkı" ben ikinci anlamı kullanarak bu hikâyenin ismini koydum lütfen yanlış anlaşılmasın. Gerekirse ismi değiştiririm agsghd

-Geçmiş-

"Niall bu yaptığımız delilik."

"Sadece beni burada bekle Eva. Gitmene izin vermeyeceğim."

Niall, ben daha itiraz edemeden odadan çıktı. Beni odasına çıkartıp "annemle konuşacağım ve gitmeni engelleyeceğim" demişti. Bunun ne faydası olabilirdi ki? Annem ve babam bu konuda kararlıydı. Buna izin vereceklerini sanmıyorum. Mavi duvarlı odanın ortasında dikilmeyi bırakıp cama doğru ilerledim. Annem çağırdığı taksiye valizlerimizi yerleştiriyordu ve sonra birden Maura ve Niall belirdi. Maura, annemin yanına yaklaştı. Neler oluyordu? Maura, anneme gülümsedi ve birşeyler anlatmaya başladı o ara Niall kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümsedi. Tekrar soruyorum neler oluyordu yahu? Maura uzun bir süre annemle konuştu, annemin suratı ilk önce ciddi bir ifade ile kaplandı. Kaşlarını çatmış, Maura'yı dinliyordu. Annem kafasını olumsuz anlamda salladı. Maura, ne söylüyorsa gayet kararlıydı fakat sonra Maura'nın söylediği şeyler annemin çatık kaşlarının havaya kalkmasını sağladı ve annem nefesini dışarı verdi. Bunları izleyip ne konuştuklarını duyamamak çok sinir bozucuydu. Annem bir süre düşünüp cebinden telefonunu çıkardı. Kiminle konuşuyorsa söylediği şeyi kabul ettirmeye çalışıyormuş gibi bir hali vardı. Sonunda annem gülümseyerek telefonu kapattı ve Maura'ya olumlu anlamda kafasını salladı. Niall sevinç ile ellerini çıptığında daha fazla merağa dayanamayarak odadan çıkıp aşağıya indim ve kapıdan çıktım. "Neler oluyor?" diye sordum bahçe kapısının dışında duran Annem ve Maura'ya. "Burada kalıyorsun tatlım" dedi Maura gülümseyerek. Ama nasıl olurdu? Annem buna nasıl izin vermişti? "N-nasıl yani?" diye sordum şaşkınlığın verdiği kekeleme ile. "Annene eğitiminin burada sürmesinin daha iyi olacağını hem bizim evin boş olduğunu ve bizde kalabileceğini söyledim. Önce kabul etmese de babanla konuştu ve sonunda kabul etti." Maura herşeyi açıklamıştı. Anneme soran gözlerle baktım. Annem bana gülümseyin kafasını olumlu anlamda salladı. İçimdeki mutluluk tarifsizdi, tabiki ailemi özleyecektim fakat Niall'ı burada bırakıp gitseydim herşey daha kötü olurdu. "A-ama bu çok..." Niall, şaşkınlıktan donmuş vücuduma yaklaştı ve sarıldı. "Seni bırakmadım Boo. Ve asla bırakmayacağım."

-Şimdi-

"Bence artık bazı şeyleri konuşmamız gerekiyor Eva." dedi Niall ciddi bir sesle. Muhteşem geçen bir kahvaltı sonrası ikisi de çok mutluydu fakat artık bir şeyleri açığa kavuşturmanın zamanı gelmişti. Eva, kafasını olumlu anlamda salladı. Oda bunu istiyordu. Artık bir şeyleri açığa kavuşturmak ve içinde ki o tarif edilemez acıyı söküp atmak istiyordu. Eva, Niall'ın yanına oturdu. "Eva bak...ben-" Eva, Niall'ın sözünü kesti. "Neden Niall?" dedi kısık bir sesle. Niall'a için dökmek, başından beri herşeyi anlatmak istiyordu. "Neden böyle olduk biz? Neler oldu bize?" diye devam etti Eva. Niall, bakışlarını Eva'nın suratından çekti ve başını aşağıya eydi. Ne diyebilirdi ki? Bunların hepsi onun suçuydu. "Sadece geç anladım Eva. Lanet olsun ki kalbimi çok geç dinledim. Beynim, seni sevdiğimi kabul etmemi engelliyordu. Biz yakın arkadaşlardık Eva. Veya sadece öyle biliyorduk. Aslında başından beri biz bir çifttik." Eva, buruk bir gülümseme ile Niall'a baktı. "O zaman neden Lucy ile olmayı tercih ettin? Neden gelip bana sarılmadın? Neden nefesimi bana geri vermek yerine tamamen elimden çekip aldın? Biliyor musun? Bütün gün seni beklemiştim. Belki gelirsin ve...herşeyin bir şaka olduğunu, beni hala Boo olarak gördüğünü söylersin diye beklemiştim." Niall, Eva'nın söyledikleri karşısında üzerinde ki tişörtten gözlerini ayırıp ona baktı. "Eva ben o gün...o lanet gün yanına gelip sana, seni sevdiğimi söyleyecektim. Hatta Lucy'i de ayrılmak için çağırdım fakat o şeytan herşeyi alt üst etti. Her, ayrıldığımızı söylemek istediğimde beni engelledi ve içki içmemi sağladı. Ben sarhoştum Eva. Ama onunla iken bile kalbim senin için atıyordu" Niall, Eva'ya daha fazla yaklaştı. "Birbirimizin ilki olmayı çok isterdim fakat ben sözümü tutamadım Boo. Ama sana yemin ederim bu kalbin ilkide, sonu da sen olacaksın" Eva, duyduğu şeyler üzerine Niall'ı kendine çekip sarıldı. "Seni affetmeme yardım et Niall." diye fısıldadığın da gözünden bir damla yanağında yol izlemeye başlamıştı bile. "Seni seviyorum Eva. Belki bu beni affetmen için geçerli bir neden değil ama emin ol hayatımda ki en gerçek şey." Eva'nın göz yaşı Niall'ın tişörtüne damladı. Niall kafasında yankılanan "seni affetmemi sağla" cümlesi. Onu düşünmeye ittirmişti. Ne yapabilirdi Niall? Ne yapabilirdi de eski Eva'ya ulaşabilirdi? Niall, aniden ayağa kalktı. Bu ani hareket karşısında kolları boşluğa düşen Eva afallarken Niall'ın suratında ki gülümseme dikkat çekiyordu. Bulmuştu Niall. Eva, "neler oluyor Niall?" diye sorduğunda Niall Eva'yı bileğinden tutup ayağa kaldırdı. "Hazırlan Boo. Anılarımızı tekrar yaşamaya gidiyoruz" dedi Niall. Eva, aklında ki soru işaretleri ile valizinin olduğu odaya ilerledi. Niall "anılarımızı tekrar yaşamaya" derken ne demek istemişti?

(...)

"Niall, gözlerimde ki ellerini ne zaman çekmeyi planlıyorsun?" diye iç geçirdi Eva. Üzerinde ki mavi çiçekli elbise ve iki yana bağlanmış saçlarıyla 8 yaşında bir kızı andırıyordu. Bunu Niall istemişti. Eva'ya "elinden geldiğince 8 yaşında ki gibi görünmeye çalış" demişti ve Eva'da bunları giymişti. Niall ise her zaman giydiği düz tişörtlerin aksine üzerinde renkler bulunduran bir tişört giymiş ve saçlarını tıpkı 8 yaşında yaptığı gibi indirmişti. Şuan dışarıdan deli gibi durduklarından emindi Niall. Bu fikire kıkırdayıp "az kaldı Eva." dedi. Niall, Eva'dan uzun olmanın verdiği avantaj ve Eva'nın gözlerinde ki elleri ile etrafa mutluluk saçıyordu. Onları gören insanların bazıları gülüyor, bazıları ise imrenerek bakıyordu. Dünya bu kadar kötü bir yerken onlardan başka kim birbirini bu kadar masumca sevebilirdi ki? Eva, önünde ki taşa takılıp sendelediğin de Niall'da ona eşlik etmişti. "Bari gideceğimiz yere yakın bir yerde gözlerimi kapatsaydın. Eminim insanlar bize deliymişiz gibi bakıyordur." Niall, itiraz etti "Eğer gideceğimiz yere yakın bir yerde gözlerini kapatsaydım, nereye gideceğimizi anlardın Boo. Ayrıca insanları umursama tıpkı küçükken yaptığımız çamur savaşlarında, eteğinde ki çamurlar yüzünden sana bakan insanları umursamadığın gibi" Eva kıkırdadı. O anı nasıl unutabilirdi ki? Annesi o halini görünce "Aman Tanrım Eva bu ne hal?" bağırışları hala kulağında çınlıyordu Eva'nın. "Umarım çamur savaşı yapacağımızı ima etmiyorsundur Niall." dedi. Ona hala "NiNi" diyemiyordu. "Hayır güzelim. Gittiğimiz yer daha çok....eğlenceli" dedi. Bir süre daha böyle ilerlediler ve sonunda Niall "Geldik" dedi. Etrafta yoğun bir müzik sesi vardı. Fakat bu müzik sesi, barlarda çalan o gürültülü müzikler gibi değildi. "Hazır mısın Eva? Gözlerini açıyorum." Eva, "sonunda" diye soludu. Niall, ellerini Eva'nın gözlerinden çektiğin de, Eva birkaç defa gözlerini kırpıştırdı. Neredeyse 15 dakikadır gözleri kapalıydı ve şuan gözlerinin ışığa alışması gerekiyordu. Eva, sonunda kendine gelebildiği de kafasını kaldırıp nerede olduklarına baktı. Burası....b-burası bir Lunapark'tı! "L-lunapark?" dedi Eva, Niall'a bakarak. Buraya gelmeyeli uzun zaman olmuştu. Eskiden Niall'la buraya fazla gelirlerdi. Hatta bir keresinde Niall, yanlışlıkla patlamış mısır satan adamın tezgahını devirmişti. "Evet Lunapark." Eva, açılan gözleri ile tekrar etrafa bakındı. Herşey aynıydı, hiçbirşey değişmemişti. Pamuk şeker satan yaşlı amcanın yerinde genç bir çocuğun olması dışında her şey aynıydı. Bu büyük alanın her bir metresin de anılar vardı. Demek Niall, "anıları tekrar yaşayacağız" derken bunu kastediyordu. "Herşey aynı." dedi Eva. Sesi titremişti. Korku tüneline bindiklerin de korkudan çığlık attığını ve Niall'ın ona sarıldığını hatırladı. "Evet" dedi Niall. "Biliyorum Eva. Burada ki anıları en az sende benim kadar görüyorsun ve özlüyorsun. Anılar silinemez Eva, sadece unutlur. Benimle onları tekrar canlandırmaya var mısın Boo?" Eva, şaşkınlık dolu gülümsemesi ile Niall'a baktı. Gözleri dolmuştu fakat bu sefer ki göz yaşları acıyı değil mutluluğu temsil ediyordu. Niall, tutması için elini Eva'ya uzattı ve bekledi. Eğer teklifini kabul etmezse yıkılacaktı Niall. Fakat Eva tereddüt etmeden Niall'ın elini sıkıca kavradı. "Varım N-NiNi" söylemişti! Eva, uzun zamandır böyle seslenmemişti Niall'a. Niall şaşırdı. "S-sen az önce ne dedin?" dedi kekeleyerek. Eva kıkırdadı. "Gidip eğlenelim dedim NiNi." Niall, "NiNi" ismini ikinci duyması ile yanlış anlamadığını doğruladı. Eva az önce NiNi demişti! Niall, Eva'yı kendine daha fazla çekti ve sarıldı. Herşey yavaş yavaş yoluna giriyordu.

Övööööt döndöm ajaagsghdhd
Yorumlarınızı ve votelerinizi eksik etmeyiniz ajajjsjs <3

©Tüm hakları saklıdır.

Puppy Love ~ [Niall Horan]Where stories live. Discover now