BÖLÜM 13: "PORTRE"

74.7K 2.3K 291
                                    


Kalabalıktan yükselen 'Emir' diye haykırma sesleri kulaklarımı sağır ederken, Alya'nın yakaya yapışma olayını devralmasını kaşlarımı çatarak karşıladım.

Emir'i ve yanındaki sarışının, yani Erva'nın, yüz ifadeleri o kadar değişik ve birbirlerinden zıttıydı ki, Mina'yı yere düşüren kişilerin onlar olduğunu çarçabuk anlayabilmiştim. Zaten anlamamak biraz değil bayağı bir aptallık olurdu.

"Emir, sen ne yaptın!"diye bağırdığımda, Alya bir kez daha yakasına asılıp geriye doğru bir adım attı ve arkasını dönerek Mina'nın yanına koştu.

"Emir, cevap ver!"

Gözleri, ruhsuz bedenler kadar boştu. Hayal kırıklığıyla Erva'ya döndüğümde, gözüme ilişen gözündeki morluk ve çökmüş yanakları kalbimin atış hızını iki misli artırırken, "Bir kıza el kaldıracak kadar düştün mü lan sen!"dedim omuzlarından ittirip. Tabii ki de bunu sadece Mina için söylemiştim. Erva'ya el kaldırıp kaldırmaması beni pek alakadar etmezdi, gerçi Emir Erva'ya çok önem veriyordu; ona el kaldırması mucize gibi bir şeydi. Emir gücümden dolayı sendeledi, fakat Erva gözyaşları arasından Emir'e sıkı sıkıya yapıştığı için geriye doğru bir adım dahi atmıyordu.

Etrafımızdakilerin küçümseyici bakışlarını üzerimde hissettiğimde, çenemin ucuna ellerimi sabitledikten sonra kaşıyıp, gözlerimi birden büyüttüm ve "Dağılın!"diye bağırdım.

Emir'den

Sınıfta yine bir ibnelik peşinde olarak, Azad'ın ödevine birkaç rütüş yaparken, içimden en sinsi gülüşlerimden birini atıyordum.

En son kağıdın üzerine 'Hocam bugün de çok güzelsiniz.' yazıp ödevi tekrardan çantasına soktum. Bugün yine keyfim yerindeydi.

Yani ponçik tarafım yine ağır basıyordu.

10 dakika sonra

Uyuduğum Azad'ın sırasından Berke tarafından kaldırıldım. Saçlarımı düzeltirken, alt dudağını dişleyerek ön sırayı gösterdi kafasıyla.

Gözlerim Erva'yı bulduğunda, boynumda âdeta kanlarımla ritmini belli eden, en az on tane damarın belirdiğini fark ettim. Erva'nın gözünün altında kocaman bir morluk vardı; fondötenle kapatmaya çalışmıştı, fakat hâlâ belliydi.

Sırayı devirerek ona doğru ilerlediğimde, gözlerindeki yaşları hızlıca silip saçlarından öptüm ve onu kendime çekerek sarılmaya çalıştım.

Çalıştım.

Olmadı... Sarılmadı...

Korkakça suratına baktığımda, çenesi ve kiprikleri tir tir titriyordu. "Ne oldu güzelim? Kim yaptı bunu sana?"diye sessizce bağırdığımda, ellerini, ardından da vücudunu geriye çekerek çantasını aldığı gibi sınıftan çıktı.

Birkaç saniyelik beyin fırtınasının ardından, duvara yumruk attıktan sonra Erva'nın arkasından koşup koluna yapıştım ve sürüklemeye başladım.

FIRTINAWhere stories live. Discover now