BÖLÜM 20: "GECE"

54.2K 2.1K 372
                                    

Multi: Toprak

İthaf: effycake

İçimdeki küçük Sara "Boku yedin. Adam da bunu kolluyordu kızıım,"diye çığlık atarken, kocaman açtığım gözlerimi mümkünmüş gibi biraz daha açtım. Rüzgar'ın gözleri sütyenimdeydi hâlâ.

Utanç hissi vücudumu sardı âdeta. O an kollarımı sardım hızla bedenimi kapatacak şekilde.

Bedeni benden tarafa büyük bir hızla gelirken, gözlerimi yumdum. Korkuyordum, fakat karnımda oluşan yanma hissi korkumun kat be kat önündeydi.

Tişörtümün yırtılması sayesinde açıkta kalan göbeğimin üzerinde bir el hissettiğimde, vücudum titredi. Sanki birisi karnımın hemen altına ard arda bıçak saplıyordu. Kapattığım gözlerimi eş zamanlı olarak daha da sıktım. Vücudum kilitlenmişti. Ne ileri gidebiliyor ne geri çekilebiliyordum.

Karnımdaki el, tişörtümü omuzlarımdan sıyırdığında üzerimdeki sütyenim ve beyaz koşu şortumla kalmıştım. Bedenime bedenini yaklaştırmasından dolayı, kollarımın üzerinde göğsünü hissedebiliyordum. Gözlerimi hızlıca açıp titrek ellerimi daha sıkı sardım vücuduma.

Rüzgar'ın bedeni beni yatağa doğru yavaşça ittirirken, gözlerim kocaman oldu. Midemin kendi asidiyle kavrulmasını sağlayan bu duyguyu hiç tatmamıştım.

Ellerim hızla çözüldüğünde, sağ elini vücudumun arkasına doğru uzattı, o an bacağı bacaklarıma temas etti.

"Giy şunu."

Rüzgar, sinirle ayağa kalktığında, hızlıca bedenim yatağa düşerken, yüzüm yumuşak bir bez paçrasıyla örtüldü. Cennetten bir koku doldu sanki boğazımdan aşağı. Soluk borum kördüğüm oldu.

Yüzümdekini çekerken saçlarım elektriklenerek kabardı, popomu kaldırıp sırtımı başlıkla buluşturdum. Gözlerim, elimdeki sigarayla harmanlanmış güzel kokunun kaynağına gittiğinde, kapım örtüldü. Hızlıca kapıya baktım.

Korkuyla elimde duran buz mavisi sweet'ine baktım. Kokusu, öyle eşsizdi ki..

İçimdeki kötü kızı devreye sokan oydu. Ve bundan sonra benden korkması gereken de oydu.

Çoktan kafamda senaryolarımı kurarken, sweet'i giymek yerine omuz kısımlarından tutup yüzüme bastırdım. Ciğerlerime dolan koku, beynimi yakıyordu.

Sinirle, sweet'i daha da bastırdım burnuma. Rüzgar'ı alt etmek için, fazlaca kötü planlarım vardı.

***

"Sorarlarsa heyecandan öldüm," diye sessizce bağırdığımda, Alya kahkaha attı. Kısa bir vedalaşma ve yeni yaş dileklerinden sonra annemlerin yanından ayrılıp eve geri dönmüştük. Ve şu an Mina ve Alya tarafından gözlerim kapatılmış bir şekilde sürükleniyordum. Evet, şu an burnumu kırdım.

Sürpriz neyse bir an önce öğrenmek için onlardan daha hızlı gidiyordum. Gözlerim kapalıyken... Ve ayrıca şu an camda kayan yanağım canımı acıtıyordu. Ellerim başımın iki yanındaydı ve cam olduğunu sandığım yerden Alya ve Mina'nın kahkahaları eşliğinde yere düşüyordum.

Burnumu tutarak gözlerimi daha sıkı yumduğumda, iki erkek kahkahası daha eklendi gülüşmeye.

"Valla kendisi düştü," dedi Mina. Gözlerimi hızlıca Mina'ya çevirdiğimde Alya'ya yaslanmış gülüyordu.

FIRTINAWhere stories live. Discover now