FIRTINA

BÖLÜM 26: "NEFHA"

Playlist: Christina Aguilera - Beautiful

Batu'nun omuzlarımdan tuttuğunu fark edebilmiştim ama sanki vücudum hiç tepki veremiyordu.

"Ne oldu?" diye sorduğunda bakışları benim baktığım tarafa yöneldi. O sırada ben kalbimin yavaş atmasını dilemekle yetiniyordum.

Tekrar okyanus mavisi gözleri bana dönerken omzumdaki ellerini çekip kaşlarını çattı. "Seni bu kadar rahatsız eden ne? Bilge'yle Rüzgar'ın sürekli burada takıldığını bilmiyor muydun?"

Sürekli...

"Ben... Ben bir lavaboya gideceğim. Bekle beni, tamam mı?"

Kafasını sallayarak onayladığında, ben de burukça gülümseyip ayağa kalktım. Allah'ım neden eşofmanla bara geldim ben?

"Hey, çabuk hallet işini," diye bağırdı arkamdan Batu. Hiç cevap vermedim; çünkü gözlerim sadece Bilge'nin gözlerine bakabiliyordu. Nedensizce sanki gözlerimden ateş saçıyormuşum gibi hissediyordum.

Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp geri bıraktım. Ben Rüzgar'ı kıskanıyor muydum? Yoksa sadece Bilge yüzüne mi böyle davranıyordum?

Adımlarım oturduğumuz masadan iyice uzaklaştığında Rüzgar'ın kırmızı gözleri benimkilerle buluştu. Ben Bilge'ye bakıyorum diye kendimi kandırsam da aslında Rüzgar'ın gözleri beni kendine çekiyordu.

Bir süre sadece bakıştık. Ardından ne olduğunu anlayamadan içimdeki kötü kız beni onların yanına sürükledi.

"Ah, merhaba Rüzgar! Seni burada görmek ne güzel." diye söylendim önlerinde dururken. Bilge, beni fark edince gülümseyerek Rüzgar'ın koluna girdi. Bakışlarım kollarından Rüzgar'ın gözüne giderken burukça gülümsedim. Yüzü ifadesizdi, fakat Bilge'nin kolundan kurtulmak için hiçbir çabası yoktu.

"Hmm... Peki," dedim elimi havaya kaldırarak. "Neyse, ben gideyim o zaman."

Adımlarım bu sefer de lavaboya doğru giderken havada kalan elimi enseme koydum.

(Sara Uluç)

O bildiğim koku, biraz ötemde olsa bile huzur veriyordu. Keşke bir kere daha... Bir kere daha gülüşündeki o mutluluğu ve bana yaşattığı duyguları tadabilseydim.