BÖLÜM 28-kesit

41.4K 1.9K 367
                                    

1 Milyon olduk! Hepinize çok teşekkür ederim.♡

-KESİT-

"Hadi, kalk geri zekalı!" Kafamdaki galoşu çıkarırken yanaklarımdan çeneme doğru birkaç ılık gözyaşı damlası düştü. "Bak, senin için saçlarımı saldım. Yine sarıl bana. Kokla saçlarımı, yine kızayım ben sana."

Rüzgar konuşmuyordu. Vücudunun üzerinde renkli renkli birkaç alet vardı, yanındaki büyük makinede yeşil çizgiler hareket ediyordu ve işaret parmağına kıskaç şeklinde bir şey bağlanmıştı. Canını acıtıyor muydu onlar?

Yatağın kenarına düşmüş elini alıp avuçlarımın içine hapsettim. Bir gözyaşı damlası daha çenemden düşerken ellerimizin arasına karışmasını izledim.

Oda sadece yeşil çizgilerin sesleriyle yankılanıyordu. Rüzgar'ın elini alıp öptükten sonra yeniden avuçlarıma hapsettim.

"Söz veriyorum bir daha canının yanmasına izin vermeyeceğim. Sadece senin kızın olacağım. Seni bir daha üzmeyeceğim," Avuçlarımın arasındaki eli kıpırdayınca gözlerim iri iri oldu, bu yüzden de gözyaşlarım daha hızlı döküldü. "Uyandı!" Sessizce haykırışım sonunda yatağın kenarına çöküp kafamı kafasının yanına yasladım. "Beni duyuyor musun?"

Bu kadar halsizken konuşamazdı. Omzundaki dövmesinden öptükten sonra gülümsedim.

"Beni duyuyorsan elini oynat, Rüzgar."

Birkaç saniye gözlerimi bile kırpmadan sadece ellerimize baktım.

Avucumun içinde daire çizmeye çalışan bir parmak hissedince gıdıklanmanın yanı sıra kalbimi ferahlatan bir hisle güldüm.

"Beni duyuyorsun," Elini yanağıma yasladıktan sonra çekip tek tek parmaklarını öptüm, işaret parmağının üzerindeki şimşek dövmesini de. "O sözlerim için özür dilerim. Umutlandırışın ve sonrasında da beni yerine koyduğun o kızlar-"

Rüzgar öksürmeye başladığında sözlerimi yarıda kestim. Elimi mümkünmüş gibi biraz daha sıktı.

"Sakın..." Öksürükleri oksijen maskesini buğulandırırken yeşil maskenin yanından geçen küçük bir gözyaşı damlası gördüm. "Sakın... Deme öyle."

Ben de elini daha da sıktım.

"Çünkü... Sen solumsun." Bu boğuk boğuk çıkan sesini özlemiştim, canıma can katıyordu. "Çünkü... O eller değil bu eller benim."

Elini kendine doğru yavaş yavaş çekince benim de ellerim otomatikmen ileri doğru gitti. Rüzgar diğer eliyle yüzünü buruşturarak maskesini çıkardığında "Canını acıtma," diye mırıldandım.

Gözlerime baktıktan sonra iki eliyle ellerimi tuttu ve avuç içlerimi tek tek öptü.

"Çünkü... Bu gül kokan avuçlar benim." Yutkunduktan sonra gözyaşlarımı serbest bıraktım. "Çünkü... Sen her şeyinle benimsin."

Instagram: fatmandacx
Twitter: fatmandacx

FIRTINAWhere stories live. Discover now