3. Bölüm: "Peşindeki Karanlık"

7K 700 181
                                    

Bölüm şarkıları:

Zack Hemsey – Vengeance

Manchester Orchestra - The Silence

3. Bölüm: "Peşindeki Karanlık"

Bozuk bir plak oynatılıyordu zihnimin içinde. Huzursuz bir şarkının huzursuz notalarını sürekli sürekli tekrar ediyor, bozulduğunu belli etmek için arada cızırdıyordu. Cızırtı kulaklarımı karıncalandırırken yüzümü buruşturdum. Rahatsız edici bir sesti. Ayrıca kulaklarıma dolan müzik bir an önce uyanmam için beni resmen dürtüyordu.

Yutkunmaya çalıştım ama boğazımdaki inanılmaz ağrı buna engel olmuştu. Sanki bir hançer boğazımı delmiş ve gırtlağımda sivri ucunu döndürerek parçalamış gibiydi. Yüzüm buruşurken kurumuş dudaklarımı birbirinden ayırdım ve derin bir nefes aldım. Saçlarım, sırtım ıslaktı. Kan ter içinde uyanmak dedikleri bu olsa gerekti.

Zihnime doluşan rüyamın izleri kendini bana hatırlatırken korkuyla sindim yatağımın içine. Birbirine bir yılan misali dolanan kirpiklerimi aralayarak ay ışığının aydınlattığı odamda gezdirdim gözlerimi. Kasveti soludum. Odamın bu kadar bunaltıcı ve korkutucu gelmesi benim için yeni bir durumdu. Ben odamı her zaman severdim. Benim için saklanacağım bir sığınak gibiydi ama şimdi... Şimdi öyle hissetmiyordum. Sanki bütün kötülüklerin içinden sürünerek çıkacağı bir mağaraydı odam.

Titrek bir nefes verip yatağımda doğrulurken gözlerim karanlığa alışmıştı. Duru yanımda değildi. Gitmiş olduğunu düşünerek yataktan kalktım. İğrenç hissediyordum. Terden ıslanmış saçlarım, giysilerim yapış yapış hissettiriyordu. Bornozumu alıp odamdan çıktığımda annemle burun buruna gelmiştim. Şaşkın bir nefes aldım.

"Ödümü kopardın."

Korkmuş suratıma bakıp gülümsedi ve ardından elimdeki bornoza çevirdi gözlerini. "Duş mu alacaksın?"

Başımı sallayarak onu onayladığımda yeniden konuştu. "Ne yaptınız dün?"

Dün yaşadıklarım avdan kaçan bir balık sürüsü gibi zihnime doluşurken yüzümü ifadesiz tutmaya çalıştım. Bayıldığımı, saçma sapan rüyalar gördüğümü anneme söylersem boşuna tedirgin olacak ve canımı sıkacaktı. Bu yüzden sakin kalmaya çalıştım ve dudaklarımı araladım. "Bir yere gittik. Sohbet muhabbet işte... Sare de vardı."

"Eğlendiniz mi?"

"Yani... Farklı bir gündü." Deyip gülümsediğimde gözlerini yüzümde bir şey arar gibi gezdirdi. En sonunda ise gözleri gözlerime kilitlendi ve dikkat kesildi. Bu kadar dikkatle baktığı şeyin ne olduğu başta aklıma gelmemişti ama çok geçmeden nefeslerimin boğazıma takılmasına neden olan gözlerimi hatırlamış ve endişeyle solumuştum.

"Efsa," dedi annem anlam veremeyen sesiyle. Elleri yüzümü buldu ve koridorun loş ışığının olduğu yere doğru çevirdi yüzümü. Gözlerimi kapatmak ve annemden saklamak istedim ama bu yapacağım şey boşuna olurdu. Anneme er ya da geç zaten göstermem gerekecekti. "Gözlerine ne oldu?"

Titrek nefeslerim kolyenin boncukları gibi birer birer boğazıma dizildiğinde neredeyse gerginlikten kendimi taşıyamayacağımı, konuşamayacağımı sandım.

"Bilmiyorum." Derken sesim olabildiğince cılızdı.

Gergin bir şekilde birbirine bastırdığım dudaklarım artık acımaya başlamıştı. Üstelik başımdaki zonklama yavaş yavaş kendini belli ediyordu. Kaşlarım çatılırken başımın ağrısını düşünmemeye çalıştım ama neredeyse imkânsızdı. Sızı şakaklarımdan enseme doğru kaydı.

KARANLIĞI ATEŞE VER - GÖLGE ADAMWhere stories live. Discover now