15. Bölüm: "Karanlığın Tohumları"

746 56 67
                                    

Bölüm şarkıları:

Safe in a dream - Entwine
Autre temps - Alcest
Untitled - Saybia
Animals - Deaf Radio

* Beğenerek ve yorum yaparak bana destek olabilir ve ailemizin büyümesine yardımcı olabilirsiniz. Lütfen eksik etmeyin.*

15. Bölüm: "Karanlığın Tohumları"

Part 2

"Şimdi ne diyeceğiz kadına?"

Elimde duran telefonun ekranına bakarken Duru'nun sorusuna cevap vermedim çünkü buna verecek bir cevabım yoktu.

"Ne söylememiz gerek?" Sessiz kaldım.

"Hay böyle işe sıçayım ya, beynim ilk defa çalışmıyor."

Gözlerimi telefondan kaldırıp ona alttan bir bakış attım. Dudaklarım ip gibi gerginken dişlerim sımsıkı birbirine kenetlenmişti. Duru'nun da benden bir farkı yoktu. Gergin bir şekilde tırnaklarını yiyor, kendi kendine çocuk gibi söylenip duruyordu.

Sevimliydi.

Yaklaşık on beş dakikadır kadını arayıp ne söylememiz gerektiğini düşünüyorduk. Vücudum uçurumun hemen dibinde tek ayakta duruyormuşum gibi gergindi, kaskatıydım. Kalbim ise sanki boğazıma kadar çıkmıştı. Defalarca kez kalbimi mideme göndermek istermişçesine yutkunmuştum ama tabii ki bu eylem hiçbir etki etmemişti. Bütün korkularım, gerginliklerim boğazıma dizilmişti; beni boğuyorlardı. Zihnimde dönüp duran bütün soru cümleleri bu an için uygun değil gibiydi. O kadına ne söylersem, ne sorarsam sorayım sanki yeterli gelmeyecekti ya da uygun olmayacaktı.

Bilinçaltımın en derin kuyusuna saklanmış zehirli bir düşünce vardı. Onun zehrini, onun bana verebileceği zararı hissedebiliyordum ama hakkında en ufak bir bilgi sahibi bile değildim. Sanki sahip olduğum bütün korkular bir anda bedene bürünmüş, kılıçlarını kuşanıp tam karşıma geçmişlerdi. Onları en iyi benim gönderebileceğimi, nereden çıkıp geldilerse oraya en iyi benim yollayacağımı biliyordum.

Bunu en iyi inancımla yapabilirdim ama inancımı beslediğim ellerim titriyordu.

Birden verdiğim bir kararla derin bir nefes aldım ve kaydettiğim ismin altında duran telefon işaretine tıkladım. Gözlerimi aramayı başlattığımı gösteren ekrana diktiğimde Duru şok içinde, "Lan manyak mısın kızım, ne diyeceksin kadına da arıyorsun hemen?" Diye çığırmış ve elimdeki telefonu almaya çalışmıştı. Bana doğru uzandığında geri çekildim ve ondan uzaklaşmak için yataktan kalktım.

"Rahat dur." Diye homurdanırken çalan telefonu dinliyordum. Doğrusunu söylemek gerekirse ne diyeceğim hakkında bir fikrim yoktu ama düşünmekten de sıkılmıştım.

"Ay Efsa beni öldüreceksin ya! Salak çocuk, buraya gel, kapat şu telefonu çabuk!" Yatakta ayağa kalktı ve yeni uçmaya başlayan yavru bir kuş gibi üzerime zıpladı. Çevik bir hareketle ondan kaçtığımda neredeyse kahkaha atacaktım ama sanırım dudaklarım gerçekten gerginlikten birbirine yapışmıştı. Nasıl bir surat ifadesine sahip olduğumu hayal edemiyordum.

"Canımı sıkıyorsun. Rahat dur dedi-" Cümlemi tamamlayamadan telefonun ardından bir kadın sesi duyuldu.

"Alo?"

Gözlerim irileşti, dudaklarımı ısırarak Duru'ya bakarken şok içerisinde bir bana bir telefona bakıyordu.

"Açtı mı?" Diye fısıldadı, sanki kadının onu duyabilme ihtimali varmış gibi. Gözlerimi onaylarcasına kırptım ama dudaklarımı aralayamamıştım.

KARANLIĞI ATEŞE VER - GÖLGE ADAMWhere stories live. Discover now