ÇOK ÖNEMLİ

4.6K 279 149
                                    

Duyuru 15 Mart 2016 tarihine aittir. Güncel değildir.

Benim içim önemli detaylar yer aldığından taslaklardan çıkartıyorum. O yüzden de okumuş olmanızı rica ediyorum.

Merhaba okurlarım.

YEİS için duyuru bildirimleri çok alışkın olduğumuz bir şey değil ama bu bildiriyi uzun zamandır yayınlamayı düşünüyordum. Kısmet bu güneymiş.

Aylar oldu değil mi Bora'nın acımasız yolculuğunda birlikte ilerlemeye başlayalı? Bazen ona kızdık, bazen onu bulup öldüresiye dövmek istedik, bazen onu bu hale getiren şeyin ne olduğunu merak ettik ve sonra itiraf edelim ki Güneş'e olan duygularını okurken kimi yerlerde ufak bir tebessüm belirdi dudaklarımızda.

İtiraf etmem gerekir ki, YEİS konusunda beklentim yüksekti. Bu kitaba ilk başlarken, küçücük olan ailemizin zamanla büyüyeceğine, hatta daha da ilerleyen zamanlarda koskocaman bir aile olacağımıza neredeyse emindim. Kurgum çok önceden hazırdı. Yazmaya başlarken her bir satırını büyük bir özenle yazdım, anlatım diline, yazım ve imla kurallarına, her yönden betimlemelere kendimce çok büyük özen göstererek kalemden harflere aktardım hep.

Ve YEİS bir gün kitaplığımda göreceğimi hayal ederek hazırladığım bir hikayeydi.

Kimsenin, hiç bir karakterin saf iyi ya da saf kötü olmaması fikri beni cezbetmişti.

Hak verir misiniz bilmem. Ama karakter sayısı fazla ve olaylar çok detaylı, biraz karmaşık, alışılmışlığın dışında, olaylı ve akılda tutması zor olan bir kurgu. Beni yazarken gerçekten zorlayan bir kurgu.

Ne bileyim, daha çok emek, daha çok destek getirir sandım. Farklı olsun istedim. Güzel olsun istedim. Kurgu bakımından fazlasıyla zayıf hikayeler ( İlk karşılaşma,  aşk, nikah, bebek, final gibi) böylesine destek görürken, bu kitabın arkasında ise bir elin parmağını geçmeyecek sayıda okur var.

Benim yanımda olan ise neredeyse hiç okur yok.

Aradan geçen koca zamanda beklediğim ilgiyi göremedim, beklediğim rakamların yanından bile geçecek durumda değilim, yine de pes etmedim ya da etmek istemiyorum. Başladığım bir işi yarıda bırakmak yapmaya alışkın olduğum bir şey değil, sırf kendime ve kendimden bir parça olarak gördüğüm karakterlerime olan saygımdan inatla bu hikayeyi finaline kadar yazmak istiyorum. Hatta hâlâ wattpad üyesi olma sebebim diyebilirim.

Bölümler çok mu sık geliyor, bu hikayeye sürekli bölüm mü atıyorum, hayır. Evet, bazen YEİS 'e hiç zaman ayıramadığım dönemler oldu, oluyor ve belki de olacak . Eski adıyla Üç Saniye' ye, şimdi ki ismiyle YEİS 'e ilk başladığımda 5-6 günde bir bölüm geliyordu şimdilerde ise bazen  haftada bir, bazen iki haftada bir, bazen ayda bir bölüm geliyor ama bekleyen güçlü bir kitle olmamasına rağmen yine de geliyor en azından.

Geçen gün arkadaşımla konuşurken "Neden?" diye sordum, güldü bana. "Neden mi çünkü bu hikaye de saf kızın tecavüze uğradıktan sonra ölümüne aşık olduğu bir bad boy yok, bırak şunu yazıp durmayı, kimse okumuyor zaten." dedi.

Haklı.

Beni üzen bir konu da bu aslında.

Bazı insanlara bazı şeyleri anlatmaya çalışırken klavye bozuldu cidden, yorulmadan, bıkmadan insanlara bazı şeyleri anlatmaya çalışıyorum. Son kez, son bir kez bunları burada tekrar etmek istiyorum.

Mesaj kutum, yorumlarım "Eğer Hazal - Bora aşkını yazmazsan hikayeyi bırakırım." tehditleri ile dolu. Hepsine bırakabilirsin, şimdiye kadar benimle olduğun için teşekkürler, yazıyorum.

Bazen kendime, bazense size soruyorum. Bir kadın kendine tecavüz eden, kendine acımasızca vuran birine, ne kadar zengin olursa olsun, ne kadar yakışıklı olursa olsun nasıl aşık olur?

Her gün onlarca kadınımız tecavüze uğruyor. Birçoğu bunu kaldıramayıp intihara başvuruyor. Bir düşünün, bir kez olsun ciddi ciddi empati kurun. Karanlık bir sokakta bir adamın kollarına düştüğünüzü, onun size acımasızca dokunduğunu, insafsızca sizin canınızı yaktığını ve bunu yapmaktan zevk aldığını düşünün. Siz acıdan ölüyorsunuz ama o bundan ve lanet olsun ki sizin bedeniniz sayesinde o an saf bir zevk hissediyor. Siz bunu bir utanç olarak görüyor ve ailenizin yüzüne bakamıyorsunuz. Sevdiğiniz, sevildiğiniz bir adam var. Siz ondan utanıyor, siz kendinizi onsuzluğa mahkum hissedip sevdiğinizden vazgeçiyorsunuz. Siz artık yoksunuz. Siz artık canlı bir cenaze, asla eskisi gibi olmayacak bir harabesiniz. Ve ben size gelip " Boşver, affet ve ona aşık ol." diyorum, bana ne dersiniz?

Ben kadınlarımızın acı dolu haberlerini okurken, izlerken acı çekiyorum. Sadece Allah'a dua ediyorum saatlerce. Ne yapıyoruz diyorum, Allah korusun sıramızı mı bekliyoruz diye düşünüyorum ve siz bana Hazal'ı, Bora'ya aşık et diye baskı uygulamaya çalışıyorsunuz. Ben bir kadının tecavüzcüsüne aşık ettirilmesini kendime, kendi cinsiyetime ve hayatı elinden çalınmış binlerce kadına saygısızlık sayarım. Ben bu kadar bilinçsiz, bu kadar kötü bir insan değilim.

Cahil cühela biri değilim. Üç beş okunma sayısı için olmadım. Allah korusun, olmam da.

Hazal' a yeteri ağırlığı vermediğimi söyleyenler var. Ben bu karaktere saygı duymayasaydım, şimdi onun Bora'ya olan aşkını yazıyor, binlerce insandan övgüler alıyor olurdum ve YEİS popüler romantizmde yer alıyor olurdu. Ben pek çok Hazal sahnesini gözlerim dolu bir şekilde yazmışsam eğer, kimse Hazal'ın bende ki yerini sorgulayamaz.

Hazal çok acı çekti diyorsunuz, ben çekmediğini mi iddia ediyorum? O çok acı çekti, hayatının baharını yaşıyorken, ne olduğunu anlamadan kışına fırlatıldı ama onu değerli kılan şey ya da önem seviyesini belirleyen şey, bir tecavüzcünün ona aşık olup olmaması değildir. Ben bunu bir anlatamadım.

O masum. O yaşadıklarının hiçbirini hak etmedi ki zaten masum olmasaydı da hak etmezdi. Kimse, hiçbir kadın böyle bir iğrençliği hak etmez, kimse de hak etti diyemez. Bora ona çok kötü şeyler yaptı. Fark ettiğinizi umut ediyorum ki, ben hiçbir zaman Bora'yı savunmadım. Bunları yaşadı o yüzden böyle, ona da hak verin demedim. Hani bazı insanlar yapıyor ya "Sarhoştu o yüzden tecavüz etti, sarhoş olmasaydı etmezdi, bu yüzden o iyi bir insan." diye, ben hiçbir zaman bu tarz bir düşünceyi savunmadım, savunmam da. Bora ne yaşamış olursa olsun bunları Hazal'a yapmaya hakkı yoktu.

Hem cinsimin tecavüzcüsüne aşık ettirilmesini kadın onur ve gururuna hakaret sayarım diyerek en baştan verebileceğim en büyük spoiyi verdim. Açık açık, Hazal kendisine tecavüz ettiğini düşündüğü bir adama, tıpkı yazdığım yazacağım tüm kadın karakterler gibi, asla ama asla aşk, sevgi gibi pozitif duygular beslemez, besleyemez, dedim. Yalan söylemedim. Yazmayacağım şeyleri vaat edip, lütfen hikayeyi bırakmayın diye yalvarmadım. Hiçbir okuyucuyu yalan söyleyerek burada tutmaya çalışmadım.

Bunların hepsini her mesajda, her bölümde, her yorumda tekrar etmekten inanın yoruldum. Eğer benim karakterlerime karşı açıktan taşıdığım bir saygı olmasaydı, şimdi onları bir erkeğin onların bedenini sömürmesinden, dövmesinden zevk alan varlıklar haline getirirdim, şu an birçok kişinin arkasında durduğu, ölümüne desteklediği, destek olduğu, savunduğu, milyonluk okunmalara sahip bir grup popüler wattpad yazarı gibi.

Kadına şiddete hayır demek için o kadar etkinlik düzenleniyor, bunlara katılıyor ve boğazımı yırtarcasına bağırıyoruz ama klavye başına oturunca ne yazık ki kadın dediğimiz varlığa zerre saygımız kalmıyor. Bir X yazar karakteri tecavüze uğrarken "Valla tecavüz falan ediyor ama, tecavüzcümde çok taş hani." dedirtmişti karakterine ve o konuşmanın satır içinde onlarca yorum vardı, tabi yakışıklı olacak, o bilmem kim . Herkese, her yazarın emeğine saygım var ama sizler bu şekilde ki yazarların bu tutumuna karşı böyle bir yol izlerken benim karakterlerime karşı, kadına karşı beslediğim saygının bu kadar eleştirilmesi inanın belli etsem de etmesem de çok zoruma gidiyor.

Bu da lütfen düşüncelerimi, savunduğum fikirleri son kez buraya yazışım olsun lütfen.

Varsa devam edeniniz, hâlâ benimle birlikte olduğu için teşekkür ederim, iyi ki varsınız. Sizi gerçekten seviyorum. Ve varsa devam etmeme kararı vermiş olanınız, şimdiye kadar benimle birlikte olduğu için teşekkürler diyorum.

Hoşçakalın...

Burcu BATUR

YEİSWhere stories live. Discover now