11. Bölüm " İtiraf "

6.8K 409 66
                                    

YEİS için kapak, medya tarzı görseller yapabilecek okurlar varsa aramızda, böyle bir yardım için gerçekten çok sevinirim. (:

Bora karşısındaydı.

Bu yüzü görmesi ile birlikte genç kızın göz bebekleri şaşkınlığın etkisiyle büyüdü . Bu adam ile haftalar sonra yeniden karşılaşıyor olmak onu şaşırtmıştı. Güneş, Esin'in en yakın arkadaşıydı ve duyduğuna göre Bora 'da Altay' ın. Ancak Güneş o kadar zaman bir kez bile görmemişti bu adamı fakat şimdi gözden geçirince son birkaç ayı bu tesadüfler yok sayılamayacak kadar fazlaydı.

Bu adam onun canını kurtarmıştı. Güneş bu adam ile dans etmişti. Bu adam onun izni olmadan onu öpmüştü. Güneş, elinin acıyıp yanmasına neden olacak bir şiddette vurmuştu bu adama.

Ve şimdi, bir kez daha karşı karşıyaydılar.

İtiraf etmesi gerekirdi ki bu adam onun tenine değen ilk dudakların sahibiydi. Daha önce kimse bu kadar soğuk bir buz kütlesine bu kadar yakın davranmaya cesaret edememişti ve yine itiraf etmesi gerekirdi ki bu adam kendi canını tehlikeye atıp onun canını kurtaran ilk ve tek kişiydi.

''Güneş. " dedi Bora, ismi gerçekleşmesi asla mümkün olmayan bir dua gibi, yaratıcıya edilen bir yalvarış gibi döküldü dudaklarından.

Dua etmek, bir şeyi tüm benliğinle dilemek nasıl bir şey, şimdiye kadar bunu tecrübe dahi etmemişti belki de. O, ne zaman bir şey dileyecek olsa, daha dudaklarından dökülmeden isteği altın tepsi ile önüne sunulurdu çünkü .

Aşıktı Bora. Güneş, yirmi altı yaşında ki bu koca adamın küçük meleği, her şeyiydi. Buna karşılık Güneş," Bora Bey. " dedi, nefesi Bora'nın yüzüne değdiği an genç adam kapadı gözlerini. Bu koca adam bu ılık nefesin içinde kaybolmak istiyordu. Güneş'in nefesine karışmayı  istiyordu. Onun o dolgun dudaklarının arasından kayıp, onun ciğerlerine ulaşmak ve onun içini yalnızca kendisiyle doldurmak istiyordu.

Aşk, yakar mıydı bu kadar?

" Bora'dan, Bora Bey'e terfi etmişim. " dedi Bora hoşnutsuzca. Güneş'in arkasında kalan eli bir kez olsun ona dokunmak istiyordu ama sanki parmağının ucu değse bile ateş olup yakacaktı Güneş.

Güneş bu cümle karşısında kendine geldi ve genç adamdan uzaklaştı.

" Mekanı kapatıyoruz Bora Bey. " dedi.

Bora alayla tebessüm etti küçük kıza. Bora 'dan yaşlarca küçük fakat kendi yaşından dahi onlarca kat fazla bir öz güvene sahipti. Bora bunu seviyordu. Ve genç kadın bilmiyordu ki  bu mekan sadece Bora'nındı. Her an bu sayede izlendiğinden, takip edildiğinden habersizdi Güneş .

" Patronundan birkaç saat kafa dağıtabilmek için izin aldım Güneş. Burası birkaç saat daha açık kalacak . " dediğinde, Güneş kafasını yukarı aşağı salladı. Her nedense bunun doğruluğuna inanıyordu ve sorgulama gereği hissetmiyordu. '' Peki." dedi genç kız ve çıkışa doğru yöneltti adımlarını. Güneş'in topuklu botlarından çıkan tok sesler Bora'nın sesi ile kesildi. "Bir müşteri olarak buranın bana özel birkaç saat daha açık kalmasını patronun ile konuşarak sağladım." dedi Bora. Cümlesinde yer alan herbir kelimeyi üzerine basa basa söylemişti bu kez.

Güneş arkasına döndüğünde, bedeni ifadesiz ve umursamaz bir ifadeye ev sahipliği yapıyordu.

"Tamam. " dedi fazlasıyla düz bir sesle.

" Burada kendi kendime mi servis yapacağım peki? "

" Yani? " diye sordu Güneş.

" Senin de burada kalman yani birkaç saat daha fazla çalışman gerek. " Güneş buna alayla gülümsedi.

YEİSWhere stories live. Discover now