5) Çaresizlik

354 59 0
                                    

Gözlerimi açtığımda etraf karanlıktı. Işıklar kapalıydı. Yumuşak bir yatağın üstünde davetten kalan siyah elbisemle, terler içinde yatıyordum. Elimi hayal meyal görünen abajura uzatmaya çalıştığımda elimin alçıda olduğunu farkettim.

Dehşetle lambayı yaktım. Şerefsiz herif elimi kırmıştı, sonra da utanmadan alçıya aldırtmıştı demek ki. Ve ben kolumun alçıya alındığını hissedemeyecek kadar derin bir uykudaydım. Baygınlığım o kadar uzun mu sürmüştü, yoksa ilaç mı vermişti bana uyanmamam için? Hantal bedenim yatağa tekrar gömülmek istiyordu. Bu da Cihan'ın bana ilaç verdiği düşüncesini doğruluyordu.

Gözlerimi sinirle yumdum. Ben bu hallere düşecek kız mıydım?

Yorganın altından çıktım. Yorgun vücudumun her tarafı sızlıyordu. Gözlerimi yumduğumda dolu olduğunu bilmediğim gözlerimden iri gözyaşı taneleri çeneme doğru yol aldı. Canım acıyordu. Kendimi aşağılanmış ve değersiz hissediyordum. Üstelik, gerçekten de öyleydim.

Odanın kapısının kapalı olduğunu bile bile kapıyı zorladım. Kilitliydi. Oysa dışarı çıksaydım kaçardım buradan. Babamı, Cihan'ı ve diğer tüm para için yaşayanları  bir daha asla göremeyecek kadar uzaklara giderdim. Kendime yalnız ama mutlu bir hayat kurardım. Yaşamım boyunca görmediğim değeri kendime gösterirdim belki.

Ama kilitliydi işte. Omuzlarım anında düşmüş,hevesim kırılmıştı. Bacaklarım taşımak istemiyordu beni. Terime bulanan elbisem üzerimde eğreti duruyordu. Ben de burada durmak istemiyordum ama istemekle değildi. İstemekle olsaydı...

Odadaki banyoya yöneldim. Kapıyı kilitlemeyi de unutmadım. Tuvaletim gelmişti ve makyajımı silmeliydim. Tek elle ne kadar yüzümü temizleyebiliyorsam o kadar temizledim. Ama ağır makyajım yüzümden çıktıkça babamın beni ne kadar sevmediği gözler önüne seriliyordu. Yüzümdeki morluklar gülüyordu bana. 'Zavallı Almila' diyorlardı.

Soğukça tısladım. Aynadaki Almila ne kadar da zavallıydı cidden. Yüzünde bir çok morluk vardı. Ve kırgın bir bakış... Sinirli olmaktan çok uzaktı bu bakış. Kırgındı.

Duş almayı çok istiyordum. Ama cesaretim yoktu. Cihan gelirse duşta olmak istemezdim. Sağlamken bile kendimi koruyamazken kırık bir kolla, duştayken hiç şansım yoktu ona karşı.

Cihanın kulaklarımı tırmalayan sesini duydum. "Almila, banyoda mısın?" Ruhsuz bir şekilde güldüm. İti an çomağı hazırla! Banyonun kapısını kilitlediğim için kendime içten tebriklerimi yolladım.

Sesimi çıkarmak istemiyordum. Ona cevap vermeye tenezzül bile etmedim.

Pes etmedi. "Başka kıyafet vereyim onları giy bari."

Utanmadan bir de beni umursuyormuş gibi yapıyordu. Halbuki ikimiz de nefret ediyorduk birbirimizden. Bana el kaldıran birinden, hatta kolumu kıran birinden nefret etmemek saçma olurdu zaten.

Hiddetle bağırdım "Kes numarayı! Bana dokunma. Benimle konuşma. Rahat bırak beni!"
Aramızdaki kapıya tekme attım.

Cevap olarak sadece "b*kunda boğul" dedi.

Aynaya baktım. Boğuluyordum gerçekten de. Nefes alamıyordum bu matem elbisesinin içinde. Tutsak gibi bir odada geçirdiğim her saniye tırnaklarını boynuma geçiriyor, beni güçten düşürüyordu. Saniyelerin tırnakları olur muydu, öldürür müydü insanı? Öldürüyordu işte, yavaş yavaş...

İNTİKAM KASIRGASIWhere stories live. Discover now